''Karagözcü Salih ve kızı Ruhsar, Rum polislerinin saldırısı sonucunda göçmen düşmüş ve akrabaları Veli'nin köyüne sığınmışlardır. Karagözcü Salih bu köyden şehre gitmek isterken yolda kaybolur. Kızı, amcası Veli ile yaşamak zorunda kalmıştır. Köydeki Türklerin lideri konumunda bulunan Veli, azınlık olarak yaşadıkları köyde bir çatışmanın çıkması durumunda sayı ve güç üstünlüğüne sahip olan Rumlar tarafından ezileceklerinin bilincindedir. Dolayısıyla Rum komşusu Anna'ya ve öteki Rumlara, şiddet olaylarına karışmak istemediklerini belirtir. Bu girişimi dolayısıyla Rum komşuları ile aralarında, köyde birbirlerine saldırmayacaklarına dair bir tür 'centilmenlik' anlaşması dahi yapılır. Ancak Veli, köydeki gençlerle beraber tesadüfen Rum komşuları Anna'nın oğlu Hristo'nun köyde silah depoladığını fark eder. Bunun üzerine Türk gençleri de Veli'den habersiz olası bir Rum saldırısına karşı silah arayışı ve temkinli bir hazırlık içine girerler. Ancak Türklerin silah arayışı ve atış talimleri Rumlar tarafından fark edilir. Bu gelişmeler, iki taraf arasındaki güvensizlik ve paranoya duygusunu daha da artırır. Sonuçta, bir Türk çoban, Rum aşırılar tarafından katledilir. Köyün Türk gençleri intikam almaya karar verirler. Bu esnada, suçlu olduğuna inanılan birkaç Rum'un yanı sıra Anna da olayların büyümesi üzerine hayatlarını kaybederler. Dolayısıyla intikam amacıyla girişilen eylem, Rumların karşı yöndeki eylemlerini tetikler. Olaylar şiddet sarmalı içinde doruğa tırmanır. Sayı ve ateş gücü üstünlüğüne sahip olan Rumlar, Türk azınlığı köyden zorla göç ettirirler.''