"Ergenekon" davası sanığı bazı tutukluların CHP ve MHP'den milletvekili adayı gösterileceği yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Arınç, seçimlerin yaklaştığını, bazı partilerin aday adaylıklarıyla ilgili süreyi ilan ettiğini, milletvekili seçilme yeterliliğinin kanunlarda gösterildiğini kaydetti. Bu yeterliliğe sahip her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının istediği siyasi partiden adaylığını koyabileceğini, bağımsız aday olabileceğini vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla kanunda seçilme yeterliliğine sahip herkesin, her yerden aday olması hukuken mümkündür. Şüphesiz bu kişiler adaylıklarını koyabilirler, ancak onların adaylıklarını kabul edip etmeme konusu siyasi partilere düşer. Bazen merkez yoklamasıyla, bazen ön seçimle bu liste konusunda karara varabilirler. Doğrusu onların istediğinden daha çok, onları kabul edecek siyasi partilerin bu konuda bir karar vermesi gerekir. 'Kanunda yazılan şartları taşıyorlar, hangi suçun sanığı olmuşlar, beni ilgilendirmiyor' diyebilirler. Karşılığında hem siyasi parti olarak, hem de halktan alacakları destek bakımından, bunun siyasi faturasını önlerinde bulurlar. Çünkü etik olan şey bildiğim kadarıyla, milletimizin önüne en iyi adayları koymalarıdır. Üzerlerinde herhangi bir yargı süreci olmayan veya siyasi ve hukuki bakımından herhangi bir şaibe taşımayan kişilerle aday listelerini süslemeleridir. Ancak bunun dışında her parti mutlaka kendi siyasi geleceğine uygun bir aday listesi de tanzim edebilir."
"SİYASİ PARTİ İÇİN ÇELİŞKİ OLUR"
Kendisinin de gazetelerden konuyu takip ettiğini, kamuoyunda bazı ismi geçen ve Silivri'deki duruşmalarla, davalarla yakından ilgili olan kişilerin CHP'den ve MHP'den adaylıklarını koyabileceklerinin söylendiğini dile getiren Bakan Arınç şöyle devam etti:
"Tabii Anayasamızda seçimden önce başlamış yargı sürecinin, yargılamayı kesmeyeceği şeklinde 83. maddede bir hüküm var. Yani bu kişiler yargılama sonucunda hüküm giyerlerse, dokunulmazlık zırhından yararlanamazlar. Dolayısıyla Meclisin alacağı kararla da eğer mahkum olurlarsa, hükümlülük süresi başlayabilir, beraat ederlerse şüphesiz rahat ederler. Bütün bu süreci çok iyi bilerek, siyasi partilerin demokrasiden yana tavır almaları ve özellikle siyasi amaçla suç işleyen, yani TBMM'yi ortadan kaldırmaya yönelik, anayasayı cebren değiştirmeye yönelik veya milletimize karşı bir takım plan ve projelerle milletimizin iradesini ortadan kaldırmaya yönelik suç işlediği iddia edilen kişiler eğer aday gösterilirse, bu siyasi parti için mutlaka çelişki olur. Çünkü siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bugün haklarında iddianameyle dava açılmış, tutuklu bulunan, tahliye talepleri de reddedilen pek çok kişinin sadece içeriden kurtulması, kurtarılması amacına yönelik böyle bir siyasi operasyon yapılırsa bu, o partiler için de eksiklik olur ve onların bu tavrı karşısında milletimiz sandıkta hak ettikleri cevabı verir. Ben şahsen, Adalet ve Kalkınma Partisinin bu amaçla bir kişiyi aday yapacağını veya aday göstereceğini düşünmüyorum. Diğer partilerin ne karar vereceğini de hep birlikte göreceğiz."