Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir gün önce bana mesaj geçmişti. O mesajın üzerine değerlendirme yapma fırsatı bulmadan böyle olayla karşı karşıya kaldı. 'Partinizden aday olayım veya olmayayım, önemli değil. Ben ve etrafındaki dostlarım sizin delikanlı tarafınızı seviyoruz. Böyle bir Başbakanımız hiç olmamıştı. Başarılarınız daim olsun. Saygılarımla. İbrahim Tatlıses.' Allah'tan şifa diliyorum."
KENDİ PİSLİKLERİNİ TEMİZLESİNLER
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili iddiaları konusunda kendisine gönderdiği mektuba ilişkin, ''Bu bomba adeta. Kendi elinde patladı. Çünkü benim Büyükşehir Belediye Başkanım bu noktada bu tür böyle uydurma, saçma sapan şeylerle itham edilerek Kayserili kardeşlerimin, vatandaşlarımın gözünden düşürülecek ya da onun üzerinden AK Parti'ye vurabilecek ne güce, ne kaliteye, ne kapasiteye Kılıçdaroğlu sahip değildir. Bize dürüstlük dersi de vermesin. Önce onlar kendi pisliklerini temizlesin'' dedi.
KOMPLOCULARI TEŞVİK EDİYORLAR
Partisinin TBMM Grup Toplantısında da konuşan Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı'nın bir kaset komplosuyla gittiğini belirterek, ''Bunu yeterli bulmamışlar ki yeni kaset komploları için görüşmeler yapıyorlar, komplocuları teşvik ediyorlar. Bunlar ortalığa dökülünce de mazeretlerinden daha büyük özürler beyan ediyorlar. Bizzat kendileri gazeteci kimliği altında bir takım şahısları komplolarda kullanıyor, bunun arkasından da çıkıp 'Türkiye'de basın özgürlüğü yok' diyorlar'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Türkiye'de basın özgürlüğü yok'' denilerek başlatılan kampanyaya, CHP'nin gayretleriyle uluslararası boyut kazandırma gayreti içinde olduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Hele hele Avrupa'daki Türk kökenli milletvekillerine sesleniyorum; dikkat edin yanlış oynuyorsunuz. Oynadığınız oyunun içinde ezilip gidersiniz. Bakın devam eden bir yargı süreci var. Gelen haberler, öyle zannedilen haberler değil. Bu, düşünceyle, kitapla ilgili değil. Bütün bunların hepsi, bakıyorsunuz çıkıyor ve bakıyorsunuz ya Ergenekon ile ya anayasal düzeni değiştirmekle ilişkisi var ya terör örgütüne üye olmakla ilintili bütün bunlar ya da görüyorsunuz çeşitli seks kasetleri, vesaire ortaya çıkıyor, bunlarla ilişkileri var. Uluslararası çevrelerde, uluslararası basında, Avrupa raporlarında Türkiye, adeta bir diktatörlük, demirperde ülkesi gibi lanse ediliyor. Bu minvalde yazılar, eleştiriler, analizler arka arkaya sıralanıyor. Bu uluslararası kampanya, çok acıdır ulusal bir kampanya tarafından da destekleniyor ve körükleniyor. Birileri, o malum medya kuruluşları, kendi hırsları uğruna bir kez daha Türkiye'nin yurtdışında karalanmasından, Türkiye'nin imajının zedelenmesinden rant sağlama gayretine giriyorlar.''
PETROL KUYULARINDAN YANA DEĞİLİZ
Başbakan Erdoğan, Libya'nın ''her zerresinde yaşanan acıyı yüreklerinde hissettiklerini'' ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
''Bizim tarafımız bellidir. Bizim tarafımız son derece nettir. Biz haktan yanayız, hukuktan yanayız. Adaletten, barıştan, özgürlükten, demokrasiden, kardeşlikten yanayız. Biz petrol kuyularından yana değiliz, bunun bilinmesi lazım.
Bizim adımıza uydurulan yalan yanlış haberler karşısında ister istemez bugün bir şey daha ifade etmek durumundayım. O da şudur: Biz, kardeşler arasındaki vuruşmada hiçbir zaman silah tüccarlarının yanında yer almadık, alamayız. Bunun da bilinmesi isteriz.
Utanmadan, sıkılmadan, ülkemizle alakalı bu tür haberler uyduranlara, Libya halkının asla kulak asmaması gereğini de buradan ifade etmek isterim. Hiçbir zaman Türkiye, kardeşler arasındaki bir sıkıntıda silah tüccarlarının yanında yer almadığı, alamayacağı gibi onlara destek vermesi de asla düşünülemez. Mısır için, Tunus için; Filistin, Lübnan için bugüne kadar ne söylediysek Libya için de aynısını hiç tereddüt etmeden söylüyoruz. 'Kardeş kardeşi vurmasın' diye haykırıyoruz. İnsanlar insanlık onuruna yaraşır şekilde yaşasın istiyoruz. 'Zulm ile abad olunmaz, kan üzerine medeniyet kurulmaz' diyoruz. 'Libya, kendi meselesini kendisi bir an önce çözsün' diyoruz. 'Libya kucaklaşsın ve kendi istikametini tayin etsin' istiyoruz. ''
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar:
• Bugün artık yurdumuzun dört bir yanında 74 milyon vatandaşımızın kaliteli, hızlı ve güvenilir sağlık hizmeti aldığı bir noktaya ulaştık.
• Yeşilçam filmlerinde elinde çantasıyla milyarderlerin evlerine giden doktor sahneleri hepimizi imrendirmiş, tatlı bir hayal olarak hafızalarımıza yer etmiştir. Bugün artık her ailenin bir hekimi var.
• Hiçbir ücret ödemeden ulaşabildiğimiz, yanına gelerek, telefon ederek danışabildiğimiz, gerekli hal ve şartlarda misafir ettiğimiz doktorlarımız var.
• Mehmet Akif'i kuru kuru anmayacak onun ruh dünyasını gelecek nesillere aktarmak için de samimi çaba içinde olacağız.
• İstiklal Marşı, öğrencilerimiz için ezberlenmesi gereken 10 kıta olmaktan çıkmalıdır, bir ev ödevi sınırında kalmamalıdır. İstiklal Marşı törenlerde, okulların açılışında, kapanışında okunan, manası ıskalanan bir marş olmamalıdır.
• 17 Ağustos depreminde bizi yalnız bırakmayan Japonya'ya yardım ve destek elimizi uzatıyoruz ve uzatmaya devam edeceğiz.
• Siz (CHP) ailenin sigortasını attırdınız, aile kurumunu kirlettiniz. Şimdi çıkıp hangi yüzle aile sigortası diyorsunuz.
• Siz bırakın gençleri istismar etmeyi, bedelli askerliği... Önce millete, önce kendi partinize ödettiğiniz bedelin hesabını verin.
• Anamuhalefet partisi genel başkanı, frenleri boşalmışcasına olmayacak vaatler dağıtmaya, belli kesimleri istismar etmeye, özellikle yoksulları, beklenti içindeki vatandaşları istismar etmeye hız vermiş durumda.
• Ben CHP Genel Başkanı'nın boş ve asla gerçekleşmeyecek popülist vaatlerini eleştirme gereği bile duymuyorum.
• Bütçe, son 28 yıllık dönemde ilk kez hem Ocak hem de Şubat aylarında fazla verdi.
• Listeye giremeyecek arkadaşlarımızın asla küsmeden, gücenmeden, kırılmadan, gönül koymadan yola devam etmelerini rica ediyoruz."