Bir gazetecinin ''CHP'nin bedelli askerlik projesi var bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine ''Proje diye bir ifade kullandınız, bunun neresi proje? Böyle bir proje mi olur?'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ayaküstü yolda giderken proje açıklanır mı? Kiminle oturulmuş, kiminle konuşulmuş, ne yapılmış? Bir defa sokakta bakıyorsunuz birileri bir şeyler söylüyor. Bedelli askerlik gelecek mi gelmeyecek mi, bedelli askerlik olur mu olmaz mı, bu ne getirir ne götürür? Şu anda halkımızın bu noktadaki tavrı nedir, ne değildir? Bu ülkede parası olan var, olmayan var. Şimdi siz kalkıp da parası olana bedelli askerlik, 'buyur kullan' diyeceksin, parası olmayan, 'o da gitsin askerliğini yapsın' diyeceksin. Bunu adalet terazisine oturtmak zorundasınız. Bu eğer o kadar rahat bir şey olsaydı, benim vatandaşımın, halkımın belli bir kesimini mağdur etmeyeceğini biz bilseydik, buna inansaydık, biz bunu çoktan hallederdik. Biz bunu bugüne kadar bekletmezdik. Nasıl ki biz polisimizin askerlikle ilgili gerçekten haklı talebini masaya getirdik. Ve yıllarca çözülmeyen böyle bir sorunu gayet güzel silahlı kuvvetlerimizle oturarak, konuşarak mutabakat içerisinde bunu da çözdük. Bunun yanında sözleşmeli erle ilgili konu, hudut birlikleriyle alakalı attığımız adımlar...
Bütün bunların hepsi böyle ayakta, yolda giderken yapılan işler değil. Ülkenin mevcut durumu değerlendirilerek, neyi, nasıl yapacağız bütün bunları konuşularak, bunun bütçesi nedir, ne getirir, ne götürür, bu geleceği nasıl kapsar, hep bunlar değerlendirilerek yapılmıştır. Fakat görüyorum ki anamuhalefet partisi, 'bir şey yapabildim' diyebilmek için bu tür adımları attığını göstermek için her an bu tür açıklamaları yapıyorlar. Bizim şu anda gündemimizde böyle bir durum yok. Uçakta arkadaşlar sorduklarında da kendilerine ben şunu söyledim; gerçekten böyle bir konunun üzerinde durulması gerekiyorsa biz bunu seçimlerden sonra, bu anayasa meselesinde dahil olmak üzere eğer referanduma gitme durumu olursa, biz kalkarız böyle bir süreyi ancak referanduma taşırız ki halkımız bunun kararını versin. Çünkü ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem. Çünkü parası olan var, parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak, parası olmayan gidecek askerlik yapacak. Kimlerle görüştüysem ben, kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşım onlar bu işe hiç sıcak bakmıyor. Biz yola çıkarken kimsesizlerin kimi olarak çıktık. Sessiz yığınların sesi olarak çıktık. O zaman sormamız lazım, ona göre de adımımızı atmamız lazım.''
ÇILGIN PROJE
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Seçim beyannamenizde bir çılgın projeniz vardı. Medeniyetler şehri adında yeni bir kentin inşa edileceği ve 82. kentin oluşturulacağı belirtiliyor'' sözleri üzerine de ''Beni heyecanlandırıyorsunuz, demek ki süreç iyi işliyor. İnşallah adayların açıklanmasından sonra biz 12 yıllık bir süreci kapsayacak seçim beyannamesini açıklayacağız'' dedi. ''Ben o zaman bunu şimdi açıklarsam o günün hiçbir anlamı kalmaz'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''O günü çok daha güçlü kılmak için, çok şeyleri inşallah o gün sizlere sunacağız, takdim edeceğiz. Bizim seçim beyannamemiz 4 yıllık olmayacak, 12 yıllık olacak. İnanıyorum ki o zengin içeriğini, bugüne kadar 8 yıl içerisinde yaptıklarımız, geleceğe yönelik yapacaklarımızla birlikte, inanıyorum ki sizlerin de şahsında milletimin de çok çok olumlu teveccühüne mazhar olacaktır.''
YÜKSEK YARGI DÜZENLEMESİ
Bir gazetecinin, CHP'nin, Yargıtay ile Danıştayda daire ve üye sayısını artıran ''Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun''un bazı hükümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurusuyla ilgili sorusu üzerine de şöyle konuştu:
''Cemil Bey, bu konuyla ilgili gerekli açıklamayı yapmış. Şunu bir defa tekrar vurgulamam gerekir; biz yasalara uygun olarak her türlü adımı atıyoruz. Yüksek yargı ile ilgili yapmış olduğumuz düzenleme de tamamıyla yasalara uygundur ve bu yasalara uygun olmanın yanında tabii Anayasa'ya da uygundur. Fakat CHP'nin kurtulamadığı alışkanlıklar var. Bu yine bu alışkanlıkların bir tezahürüdür. Bu ara herhalde ara vermek durumunda kalmıştı, bu yeniden şu anda doğmuştur. Yapılan iş budur. Ben buradan temenni ediyorum ki, attığımız adımlar istikametinde bir netice alacağız. Çünkü Türkiye'nin en önemli sıkıntısını biz halka götürdük. Halkımız bu konuda bir yetki verdi. Bu anayasal değişikliğe yönelik olarak biz de uyum yasalarıyla bu adımı attık, böylece süreç başlamış oldu.''
ERDOĞAN, SUUDİ PRENSİ KABUL ETTİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Saud El Faysal'ı kabul etti. Başbakanlık Resmi Konut'taki kabul, yaklaşık 1 saat 10 dakika sürdü. Kabulde, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da hazır bulundu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Saud El Faysal'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmelerde, Körfez güvenliği ile Libya ve Yemen'deki gelişmelerin ele alındığı bildirildi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre temaslar sırasında, daha önce de ifade edildiği gibi Bahreyn'de ve bölgede gerilimin düşürülmesinin önemine vurgu yapıldı ve son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.
Suudi yetkililerin de, bölgede istikrarın sağlanması çabasında Türkiye'ye duyulan güveni vurguladığı kaydedildi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı El Faysal, akşam saatlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmiş, Başbakanlık Resmi Konutu'nda yapılan görüşmeye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katılmıştı.
Konuk Bakan daha sonra Cumhurbaşkanı Gül tarafından Çankaya Köşkü'nde kabul edilmişti