Zehirleyici etkisi olan mantarlar çok tehlikeli olmakla birlikte geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabiliyor. Bu tür durumlara düşmemek için topladığımız mantarın ne olduğunu bilmeliyiz. Yenen veya yenmeyen mantarları iyi ayırt etmek gerekir. Ne olduğu bilinmeyen mantarlara kesinlikle yaklaşılmamalı ve hatta temas bile edilmemelidir" dedi.

Özellikle Nisan ve Mayıs ayında yağışlı havanın ardından güneşle birlikte çıkmaya başlayan, vatandaşlar tarafından tüketilen kuzugöbeği mantarı ile ilgili bilgilerde veren Tun, "Ormanlarda doğal koşullarda yetişen kuzugöbeği mantarına bölge halkı büyük ilgi gösteriyor. Akdeniz bölgesinde çoğunlukla rastladığımız kuzugöbeği isimli mantar yenilebilen bir mantar türüdür.

Ülkemizde özellikle çam ormanlarında, meşe, dişbudak, gürgen ve elma ağaçlarının çevresinde, ilkbaharda özellikle Nisan ve Mayıs aylarında yağmurlardan sonra kuzugöbeğini bol miktarda bulmak mümkündür. Ancak ben şunu bir kez daha hatırlatmak isterim ki ne olduğu bilinmeyen mantarlara kesinlikle yaklaşılmamalıdır" diye konuştu.

Vatandaşlar özellikle ilçeye bağlı Kösbucağı, Doğusandal, Sarıyer ve Karayakup köylerindeki orman içindeki kuzugöbeği mantarına ilgi gösteriyor. Kösbucağı köyünde orman içinde kuzugöbeği mantarı toplayan köylülerden Ümit Çınar, köylülerin kuzugöbeği mantarını severek tükettiğini belirterek, "Bu mantarı köylüler kendileri tükettiği gibi pazarda da satıyorlar. Bu yönüyle ekonomik anlamda ifade ediyor. Zararsız bir mantar türü olmakla birlikte oldukça da lezzetli bir tadı var. Kuzugöbeği mantarından çok çeşitli yemekler yapılabiliyor. Ancak mantarları iyi bilmeden toplamaya çalışmak son derece tehlikeli olabilir" şeklinde konuştu.