Gül: Dil Yarası Kılıç Yarasından Daha Derindir

8 Nisan 2011 Cuma  10:14

Cumhurbaşkanı, 12 Haziran öncesi siyasileri şöyle uyardı: Seçim kampanyaları başladı. Kimsenin birbirinin yüzüne bakamayacak hale gelmesi ne Türkiye’nin çıkarınadır ne de halkın... 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, siyasi parti liderlerine üslup uyarısı yaparken de “dil yarası, kılıç yarasından daha derindir” atasözünü hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, Endenozya gezisi dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını şöyle yanıtladı:

Seçim dönemine giriyoruz, siyasetin dili konusunda bir değerlendirme yapar mısınız?
‘Dil yarası kılıç yarasından daha derindir’ diye atasözleri var. Onun için herkesin söylemine, kullandığı dile şöyle bir dikkat etmesi, söyleyeceğini düşünerek söylemesi gerekir. Seçim kampanyalarının başladığı dönemdeyiz. Kimsenin birbirinin yüzüne bakamayacak hale gelmesi ne Türkiye’nin çıkarınadır ne de halkın. Ne de halkımız bundan mutlu olur. Herkes bunu takdir edecek olgunlukta ama, insanların bazı alışkanlıkları var...

Türkiye’nin Kürt meselesi var, Kıbrıs ve Ermeni meselesi gibi önemli konuları var. Bu arada AB’de heyecanı giderek kayboluyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin kendi içini konsolide etmesi, kendi problemlerini ayıklaması gerekir dediğim şeyler bunlar. Değişik fırsatları gördüğümde bunları söylüyorum. Geçen TÜSİAD’ın davetinde bunları tek tek söyledim. Türkiye’nin önünde çok büyük fırsatlar var. Ama çok büyük zaaf noktaları da var. Bu sizin saydığınız konuları tek tek ben de saydım. Bunlara Türkiye’nin yoğunlaşması, kendi iradesi ve inisiyatifiyle bunları çözüp gündeminden çıkarması gerekir.

BM’de İsrail’le ilgili alınan kararların hiçbirisi uygulanmazken, Libya ve Müslüman ülkeler söz konusu olduğunda hiç tereddüt edilmeden uygulanıyor. Bu çifte standardı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biliyorsunuz, İsrail ile ilgili ne karar alınırsa alınsın haklı ya da haksız ayırımı yapmaksızın gözü kapalı bir şekilde veto eden bir ülke var (ABD’yi kastediyor). Onun için BM’nin yeniden yapılandırılması dünyanın en büyük sorunlarından birisi... BM hala ikinci dünya savaşı sonrasının şartlarını taşıyor. Uluslararası arenada bunlar konuşuluyor.

Ortadoğu’daki halk hareketlerinin ardından bazı çevrelerde bir kökten dincilik endişesi var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Benim hiç endişem yok. Bugünkü dünyada mümkün değil. Mısır’da konuştuğum generaller de durumun bilincinde. Bu korku, kaygı istismar edilen bir olay. Türkiye’de de bir dönem olmadı mı? Bunları yaşadık biz. Türkiye ile ilgili olmadı mı?


Mısır toparlayamaz, süreci gerçek demokrasi yönünde geliştiremezse ne olacak kaygıları da var?
Hayır hayır o kanaatte değilim. Mısır’a gittiğimde Tantavi dahil tüm generallerle üç saat çok açık konuştum. Hepsi gayet realist. Tüm siyasi hareketlerin başkanlarıyla, karma olarak hepsiyle oturdum konuştum. Onları da çok gerçekçi buldum.

Laik perspektifleri var mı?
Laik perspektiflerini bilemem ama demokratik perspektifleri var. Hıristiyanlar, Müslümanlar hepsi bir aradaydı. Hepsi kol kola.

Onların demokrasi anlayışından laiklik de ortaya çıkıyor mu?
Başka her ülkenin detaylarına karışmam. Ben şuna bakarım: Temel hak ve hürriyetler o ülkelerde var mıdır, hukukun üstünlüğü geçerli midir, yöneticiler tamamen halkın iradesiyle göreve gelip gidiyorlar mı ve sistem buna müsait mi? Çok partili, engellerin olmadığı, ön elemelerin yapılmadığı bir sistem. Onun ötesinde her ülkenin kendi ayrı özelliği vardır. Laiklikle ilgili ise anayasasında dini bir referans varsa o kontekste bakmak gerekir. Biz farklıyız bu açıdan. Bunlar bir gecede olacak işler değil. Türkiye 1923’ten beri Cumhuriyet. 1946’dan beri çok partili hayatın içinde. Arada müdahaleler olduysa da böyle. Onlar ise daha yeni çok partili sisteme geçiyorlar. Ben Mısır’daki generallere, “‘Sizi korkuturlar, bırakırsanız fundamantalistler gelir’ derler. Bunlara kulak asmayın” dedim. Sorumluluk ve demokrasi herkesi törpüler. Hak ve hukuk, şeffaflık, adalet söz konusu olduğunda demokrasi daima marjinal şeyleri hizaya getirir. Herkese hitap eder hale getirir...

‘YGS için son sözü savcılar söyleyecek’
Gül, YGS sınavlarında yaşanan skandal konusunda yaptığı “ÖSYM Başkanının verdiği bilgiden tatmin oldum” açıklamasının yanlış değerlendirildiğini söyledi. Gül, YGS tartışmalarıyla ilgili sorulara şöyle yanıt verdi:

ÖSYM tartışmasına siz de dahil oldunuz...
Orada bir yanlış anlaşılma olmasın. Basın toplantısında bana, ‘ÖSYM Başkanı’nın verdiği bilgiden tatmin oldunuz mu?’ diye sorulmuştu. Ben de kendi açımdan tatmin edici bulduğumu söylemiştim. Ama bu demek değildir ki, nihai olarak konuyla ilgili bir karar verdim, nihai bir söz söyledim. Gazetelerde bazı serzenişleri gördüm, ÖSYM Başkanı’nın bana kişisel olarak anlattığı mantıklı geldi. Bu herhangi bir şekilde savcıların görevini ihmal etmesi anlamına gelmez. Tam tersine savcıların, ilgili kişilerin bununla ilgili tüm şüpheleri giderici çalışmaları yapmaları gerekir. Neyse işin aslı, bizi, hepimizi tatmin edici nihai söz oradan çıkacaktır. Nihayet oraya Başkan’ı tavsiye üzerine atayan kişiyim. Kendisinden aldığım bilgiler bana mantıklı geldi. Ama ne diyecektim? Bir devlet kurumunun başında, bir bilim adamı seçilip gelmiş. Bilim adamı olarak bana olup bitenleri bütün açıklığıyla anlattıktan sonra ‘yok’ deyip de öğrencilerin, herkesin kafasını mı karıştıracaktım?

Bu tür sınavlarda hep sorunlar yaşanıyor...
Çok zor bir iş. Çok önemli değişiklikler yapıldı. Uzman gözüyle yapılanlara bakılmasını isterim. 1.7 milyon kişinin soru kitapçığını cevap kağıdını ayrı ayrı göndermek öyle kolay bir şey değil. Sınıflara kamera yerleştirmek kolay değil. Her şey şeffaf, bunlar önceden yoktu, yeni geldi. Her girene aynı soruları ayrı kombinasyonlarda sormak kolay iş değil. İhtiyaç neyse her türlü insan ve para kaynağının verilmesi gerekir. Türkiye’de insanların hiç şüphe altında kalmayacağı bazı işler vardır. Biri budur. Üniversiteye giriş imtihanlarıyla ilgili en ufak bir şüphe en ufak bir tereddüt olmaması lazım. Hayatın başka yerlerinde gördüğümüz sevelim yada sevmeyelim gerçek olayların burada olmadığını bütün vatandaşların bilmesi bundan emin olması gerekir. Bunu temin etmek gerekir.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Gul-Dil-Yarasi-Kilic-Yarasindan-Daha-Derindir/354940