Şimşek, onur konuğu olarak katıldığı, "Türkiye'de Yeni Ticaret Kanunu Işığında Ticaret Hayatının Gelecek Düzeni ve Maliye-İş Dünyası İlişkilerinde Şeffaflaşma" konulu 104'üncü Bab-ı Ali toplantısında yaptığı konuşmada, yeni Türk Ticaret Kanununu anlattı.
Yeni kanunun özellikle Türkiye'nin rekabet gücünü artırması anlamında çok önemli bir düzenleme olduğunu vurgulayan Şimşek, bu yasanın girişimcilerin önünü açtığını, dijital Türkiye'nin oluşturulması yönünde önemli bir adım atıldığını söyledi.
Şimşek, "Yasa, yeni iş alanları da doğuracak. Kimilerine göre örneğin bilişim ve tescil pazarında 1,5 milyar liralık yeni bir iş hacmi oluşacak diye tahmin ediliyor. Şirketlerin genel kurulunu isterseniz internette yaparsınız, bir sürü maliyeti bertaraf edebilirsiniz" dedi.
Halkın geçmişte şu veya bu şekilde aldatıldığı, vatandaşlardan içeride ve dışarıda birtakım kaynaklar toplanıp, iyi değerlendirilmediği durumlar bulunduğunu ifade eden Şimşek, Türk Ticaret Kanununun bunun da önüne geçmede çok önemli bir adım olduğunu belirtti.
Konuşmasında dünya ekonomisindeki gelişmelere de değinen Şimşek, şunları kaydetti:
"Şu anda dünyaya baktığınızda global büyümeye ilişkin beklentilerin zayıfladığı bir döneme giriyoruz. 2011 yılının ikinci çeyreğinin başındayız, görüntü nasıl diye sorarsanız, benim gözlemlediğim dünyada büyüme beklentilerine ilişkin, en azından birkaç ay öncesine göre hakikaten kötümserlik olduğunu hissetmeye başladık, hissediyoruz, büyüme beklentileri zayıflıyor. Enflasyon beklentileri ise nispeten yüksek seyrediyor. Bunun temelinde maalesef çok yüksek petrol fiyatları, emtia fiyatları yatıyor. Hem gıda fiyatları hem enerji fiyatları son dönemlerde hızlı bir yükselişe geçti."
Petrol fiyatlarının bu yılın ilk çeyreğinde 2010'a oranla yüzde 20 arttığını, nisan ayında bir yüzde 20 artış daha yaşandığını, bunun önemli bir şok olduğunu, bunda Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin büyük payı bulunduğunu vurgulayan Şimşek, "Petrol fiyatlarındaki bu artış, dünya ekonomisinde büyümeyi etkileme potansiyeli olan en önemli risktir. Petrol fiyatlarındaki artış enflasyonist beklentileri de etkiliyor" dedi.
"TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ PARLAK"
Kamu borçlarının Avrupa'da ciddi sorun olmaya devam ettiğini, avronun bu aralar güçlü olmasının da önemli bir handikap oluşturduğunu, yükselen faizlerin Avrupa için diğer bir kaygı kaynağını teşkil ettiğini anlatan Şimşek, büyüme beklentilerinin zayıfladığı böyle bir ortamda hangi ülkede büyüme varsa, bunun aranan akçe olarak karşılarına çıktığını söyledi.
Şimşek, "Ben Türkiye'nin bu dönemde ilgi odağı olacağına inanıyorum. Türkiye'nin geleceği parlak, sorunları var ama büyüme çok önemli" dedi.
Büyüme olmadan borç batağından kurtulmanın imkansız olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, "Onun için ben Türkiye'de yatırımların artmasını bekliyorum" diye konuştu.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki özgürlük hareketlerinin de Türkiye açısından önemli olduğunu ifade eden Şimşek, bunların kısa dönemdeki petrol fiyatları ve Türkiye'nin pazarlarını olumsuz etkileyebileceğini belirterek, "Biz bu bölgelerin gelişmesini, daha demokratik, istikrarlı olmasını istiyoruz. Çünkü bu bölgenin en güçlü ülkesi biziz ve en fazla faydayı biz elde edeceğiz" dedi.
"CARİ AÇIK BÜYÜK ORANDA ENERJİYLE İLİŞKİLİ"
Cari açık sorununa işaret eden Şimşek, açığın son açıklanan verilerle yaklaşık 54,8 milyar dolar olduğunu belirterek, "Bu çok yüksek bir rakam. Bunun 40 milyar dolardan fazlası, yaklaşık 41 milyar doları doğrudan doğruya enerjiyle ilişkilidir. Yani petrol doğalgaz ve türevleri... Cari açığa baktığınız zaman Türkiye'nin aslında enerjide dışa bağımlılığını görürsünüz. Bu konuda epey büyük bir çaba var fakat tabii ki bu günübirlik çözümler şeklinde olmuyor" şeklinde konuştu.
Enerji açığını kapatmaya yönelik çalışmalara değinen Şimşek, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili özelleştirme ve yatırımlar gerçekleştirildiğini, yoğun çaba gösterilen nükleer enerji konusunun da Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltma açısından çok kritik alanlardan biri olduğunu ifade etti.
Mehmet Şimşek, ülkede yeni petrol, doğalgaz kaynakları bulunmadığı takdirde işin kısa vadede bu açığı yönetmeye geldiğini vurgulayarak, "Ülkenin bir enerji veya döviz darboğazına girmemesi için o zaman bunu yönetmeniz lazım. Bu konuda gereken her şey yapılıyor, zaten en ufak bir sıkıntı yok" değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, yapılacak şeylerden birinin de Türkiye'nin katma değeri yüksek ürünlere geçmesi olduğunu vurguladı.
"TÜRKİYE SAĞLAM TEMELLERE SAHİP"
Türkiye'de tasarruf oranının düşük olduğunu, bunda en önemli faktörün emeklilik yaş sınırının geçmişte kaldırılması ve çalışan-emekli dengesinin bozulması olduğunu anlatan Şimşek, devletin sosyal güvenlik açığına ayırdığı yaklaşık 30 milyar liralık kaynağı altyapı ve ARGE'ye aktarması durumunda Türkiye'yi hiç kimsenin tutamayacağını ifade etti.
AK Parti'nin sınırlı da olsa bir sosyal güvenlik reformu gerçekleştirdiğini anımsatan Şimşek, "2040'lı yıllarda açığı acaba sıfıra yaklaştırabilir miyiz?' diye bakıyorduk; muhtemelen o bile zor olacak. Çünkü geçen haftaki The Economist'in başlığı 'Ya yaş 70 ya iflas' diyordu" dedi.
Emekli olduktan sonra işe başlayanlardan bir kesinti yapıldığını, ana muhalefetin "Biz o kesintiyi kaldıracağız" dediğini ifade eden Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:
"Halbuki gençlerin istihdamının teşviki için o kesintiler kullanılıyor. İnsanların erken emekli olmaması için o önleme başvurulmuş. Fakat seçim dönemlerinde rasyonel bir yaklaşım içine girmiyorlar. Türkiye'nin çok önemli kazanımları var. Bu kazanımları riske atmayalım. Tek haneli faiz, enflasyon, Türkiye için çok önemli bir kazanımdır, istikrarı, uzun vadede sürdürülebilir yüksek büyümesi açısından. Bunlar tesadüfen buraya gelmedi, kolay kazanılmadı ama çok hızlı bir şekilde heba edilebilir eğer eski popülist yaklaşımlarla bakarsak. Çok şükür bu yarışta biz yokuz. Ülkenin uzun vadeli geleceğini, kısa vadeli siyasi parti menfaatinin çok önünde değerlendiriyoruz."
Şimşek, Türkiye'nin cari açık problemi bulunduğunu, hala işsizlik oranının yüksek olduğunu fakat bunların çözülemez olmadığını ifada etti. .
Bu yıl yaklaşık 42 milyar lira faiz ödemeyi öngördüklerini belirten Şimşek, "2001'deki gibi milli gelirin yüzde 17'si kadar faiz faturası olsaydı bu sene bizim faiz yükümüz 205 milyar lira olurdu. Türkiye sağlam temellere sahip, ben son derece ümitliyim" diye konuştu.
Şimşek, elektrikli araçlarla ilgili bir soruyu da, "Şu an itibariyle elektrikli araçlara sahip vatandaşlarımız normal elektrik tarifesi ne ise o tarifeden yararlanabiliyorlar, bir özel düzenlememiz söz konusu değil. Biz dedik ki elektrikli arabalar dünya ile aynı anda bu ülkede üretilsin, bu sanayinin altyapısı olsun, yüzde 3 de sembolik bir şey. Zaten yüzde 3'ün dışındaki kategoriler Türkiye'de üretilmeyecek. Destekliyoruz, yeter ki ülkemiz bir üretim üssüne, bir inovasyon üssüne dönüşsün" şeklinde yanıtladı.