Enerjinin önemine de değinen Babacan, ''Bütün tartışmalara, bütün spekülasyonlara rağmen Türkiye'de nükleer enerji kullanımını yaygınlaştırmamız gerekiyor'' dedi.
Türkiye'nin AB üyelik süreciyle ilgili de Babacan, şunları kaydetti:
''AB hedefimiz, başarı için en önemli dış çıpadır. 2023'ün Türkiye'si deyince bugünlerde AB'yi ağızına almak, AB'yi savunmak Türkiye'de daha güç hale geldi. Bakıyorsunuz Sarkozy, Merkel bunca lafı ederken, siz gidip nasıl AB dersiniz diye sanki bundan sonra hayal, olmayacak gibi bir hava estirilmeye çalışılıyor. Bu tuzağa asla düşmemeliyiz. Ekonomik konularda AB'den öğreneceğimiz şeyler azaldı. Ancak bir demokraside, bir temel hak ve özgürlüklerde, bir yargı sisteminde henüz AB standartlarından uzağız. Bizim için dışsal bir çapa olmadan bu konularda reform yapmamızın ilerde daha da zorlaşacağını düşünüyorum. Her zaman için Türkiye şu hataya düşebilir, 'Biz Türkiye'yiz, en büyük biziz, ekonomide şunu başardık, demokraside de tamam işte bizim kendimize özel şartlarımız var, daha fazlası sakıncalı olur' diye bir hatanın içine düşebiliriz. 'Bu yargı bizim için özel ve iyi yargıdır' diye olduğumuz yerde saymaya, patinaj yapmaya başlayabiliriz. İşte bu alanlarda AB, bizim için çok önemli çıpa, çok önemli bir ölçüt. AB hedefi, kim ne derse desin mutlaka orada sapa sağlam durması gereken hedef. Hedef diyorum, çünkü üyelik olur olmaz ayrı mesele... Bizim AB hedefine ulaşmak için yapacağımız reformlar bizim için önemli. Belki Norveç gibi oluruz, dışarda kalırız, belki AB'nin aklı başına gelir, 'biz gittikçe küçülüyoruz, önemimiz azalıyor, bari Türkiye'yi alalım da yeniden güçlenelim' diyebilir.''
IMF MÜJDESİ
IMF'nin yönetiminde 7 gelişmiş Avrupa ülkesinin koltuğu bulunduğunu hatırlatan Babacan, G20'de alınan karar gereği 7 koltuğun 5 koltuğa ineceğini söyledi. Babacan, ''Şimdi boşalan o 2 koltuğun birisini inşallah biz alıyoruz. Onun için çalışıyoruz. Türkiye, AB içinde olsaydı 7 koltuğun 7'si de korunurdu. Ya bunlar kendi içlerine kapanacaklar, gittikçe önemsizleşecekler, yaşlanacaklar ya da büyümeye devam ederek AB, global aktör olma özelliğini koruyacak. AB üyeliği Türkiye'nin hakkıdır diyoruz. Bu hakkımızdan da birkaç tane Avrupalı gelip geçici politikacı 'şunu demiş, bunu demiş' diye de bu hakkımızdan vazgeçecek değiliz. 2023'ün hedefinde mutlaka AB üyeliği sapasağlam yerinde durmalıdır'' diye konuştu.
CARİ AÇIĞIN EN ÖNEMLİ SEBEPLERİNDEN BİRİ EĞİTİM
2023 hedeflerine ulaşmak için Türkiye'nin gerçekleştirmesi gereken reformlara da değinen Babacan, ''Önümüzde en önemli reform alanlarından biri eğitimle ilgili konular... Bizim Türkiye'de şu anda eğer cari açık diye bir sorunumuz varsa bunun en önemli sebeplerinden birisi eğitim... 'Ne alakası var' diyenler olabilir. Ama çok ilgili. Bir ülkenin toplam milli geliri, bir ülkenin üretimi, bir ülkenin rekabet gücü o ülkedeki insanların tek tek ürettiği katma değerin miktarıyla çok yakından alakalı'' şeklinde konuştu.
Başka bir reform alanının da iş gücü piyasasıyla ilgili reformlar olduğuna işaret eden Babacan, ''Eğer 2023 yılında Türkiye'nin işsizlikte yüzde 5 hedefine ulaşmasını istiyorsak, bu sadece hızlı büyümeyle mümkün değil. Türkiye ne kadar hızlı büyürse büyüsün, Türkiye'nin işsizliğinin yüzde 10'un altına indirmesi mümkün görünmüyor, eğer bazı alanlarda reform yapmazsa...'' dedi.
Bu konudaki reform alanlarından birinin eğitim, diğerinin de iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi olduğunu belirten Babacan, ''Türkiye'de ortalama haftalık çalışma süresi 49 saat. 49 saat çalışma yerine 45 saate inerse işveren 100 kişi değil, 105-106 kişi çalıştıracak ama bunu tercih etmiyor. Şimdi bizim ortalama süresini azaltabilmemiz, işverenlerin mevcut elemanlarını çok çalıştırma yerine yeni eleman almayı daha kolay hale getirmemiz, Türkiye'de işsizlikle mücadelede en önemli enstrümanlardan biri olacak. 49 saatten 45 saate inmesinin işsizlik üzerinde 3, 4, 5 puan bile etkisi olabilir, eğer doğru bir çizgi izlenirse'' değerlendirmesini yaptı.