AİHM'nin ''İnsan haklarına saygının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalamış devletler tarafından garanti edilmesi'' şeklinde özetlenebilecek amacı çerçevesinde bireysel hakların korunmasına yönelik ortak standartlar oluşturma konusunda çok önemli görev üstlendiğini kaydeden Kahraman, şunları kaydetti:
''AİHM'nin hayati görevini etkin şekilde yürütmesi amacıyla planlanan reformları Adalet Bakanlığı olarak önemsiyor ve bu kapsamda İsviçre'de geçen yıl kabul edilen eylem planının hayata geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Mahkemenin etkinliğinin artırılmasını olumlu karşılamakla birlikte mahkemeye yapılan başvuruların ülkelerin iç hukuklarında geliştirilecek iyileştirmeler ile önlenmesi ve alternatif çözüm yollarıyla sonuçlandırılması gereği kanaatindeyiz. Bu vesileyle hem hak ihlallerinin yaşanmasının önüne geçilmesi ve üye ülkelerin sergileyeceği iyileşmenin mahkemenin rahatlatılması konusunda ilerleme sağlanabileceğini düşünüyoruz.''
Türkiye'nin hak ihlallerinin önüne geçmek için çok önemli adımlar attığını ifade eden Bakan Kahraman, son 10 yılda ceza yasalarından ticaret yasalarına kadar birçok yasada reformlar gerçekleştirildiğini ifade etti.
Gelecek yıl tamamlanması planlanan yeni anayasayla çalışmaların çok daha sağlam güvencelere kavuşturulacağını ifade eden Kahraman, şöyle devam etti:
''Bu dönemde ülkemiz yargı kadrosu içinde birçok yeniliklere imza atmış, özlük haklarını iyileştirdiği yargı mensuplarının eğitimini de kurulan adalet akademisiyle desteklemiştir. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısında gerçekleştirdiği reform ile kurulu daha bağımsız ve demokratik yapıya kavuşturmuştur. Çalışmalarımızı birçok başka alanlarda da devam etmektedir. Bunlar yargının işleyişini hızlandırmaya yönelik mahkemelerin faaliyete geçirilmesi ve dünyanın ilk entegre adli elektronik iletişim ağı olan ulusal yargı ağının hayata geçirilmesi olarak örneklenebilir.''
Ahmet Kahraman, ülkede ortaya çıkan hak ihlallerinin AİHM'ye taşınmadan çözülebilmesi için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanındığını da dile getirdi.
Türkiye'nin AİHM kararlarını kendine rehber edinerek sistemde reformlar yapmayı ve Türkiye'yi insan hak ve onurunun her şeyin üzerinde olduğu bir ülke yapmak üzere ilerlemeyi kendine şiar edindiğini de söyleyen Kahraman, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz bu yolda daha katedecek çok mesafe olduğunun farkındayız. Bununla birlikte azim ve kararlılığımız odur ki çok da uzak olmayan bir gelecekte Türkiye, AİHM'de korunan hakların en iyi şekilde güvence altına alındığı bir ülke olacaktır.''
AİHM'NİN GELECEĞİNE İLİŞKİN ÜST DÜZEYLİ KONFERANS
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İzmir Konferansında işbirliği ve uzlaşı çerçevesinde adımlar atılacağını, herkes tarafından kabul edilebilir bir ortak zemin bulunmaya çalışılacağını bildirdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Geleceğine İlişkin Üst Düzeyli Konferans, İzmir Grand Efes Swiss Otelde başladı.
Konferansın açılışında konuşan Davutoğlu, Türkiye'nin Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden olduğunu hatırlatarak, konferansa ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını bildirdi. Davutoğlu, Türkiye'nin Şubat 2010 tarihinde Bakanlar Komitesinin ve daha sonraki dönem başkanlarının Interlaken Deklarasyonunun davetiyesine uyduğunu söyledi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin AİHM için son derece önemli bir rol oynadığını kaydeden Davutoğlu, ''Hepimizin ortak değeri olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerlerin korunmasının güvencesidir ve bu değerlere saygı gösterilmesine dair ortak standartlar yerleştirmektedir. 800 milyon Avrupalının şikayet merci olarak görev yapması, başlı başına bir başarıdır. Bu başarının beraberinde büyük beklentiler getirmektedir'' dedi.
Davutoğlu, bu beklentilerin en üstünde mahkemenin başvuruları makul sürede ele alması olduğunu, mahkemenin hem bireyler, hem de devletler için hukuki güvence getirdiğini ve tutarlı bir içtihat oluşturduğunu dile getirdi.
İzmir Konferansında iki ana hedefin bulunduğunu anlatan Davutoğlu, ''ilkinin Interlaken eylem planı sözleşmesinde değişikliğe gerekli olup olmadığı, ikincisinin de son gelişmeleri dikkate alarak önemli adımların atılması'' olduğunu bildirdi.
''ORTAK ZEMİN BULUNMAYA ÇALIŞILACAK''
Davutoğlu, 14. protokolde vurgulanan yeni kabul edilebilirlik kriterlerinin yenilenmesi gerektiğini, bu kriterlerin nasıl daha etkin bir şekle getirilebileceğinin ve yeni kriterlerin gerekli olup olmadığının tartışılması gerektiğinin altını çizdi.
Interlaken Konferansından bu yana 39. kuralla ilgili olarak çalışmalar yapıldığını, bu konuda somut adımların atılmasının benimsendiğini kaydeden Davutoğlu, İzmir Deklarasyonunda da ara kararlarla ya da yeni kararlarla sürecin hızlandırılmasının öngörüldüğünü söyledi.
Davutoğlu, AB'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olmasının, Avrupa genelinde insan haklarının korunmasına yönelik çok büyük bir adım olacağını, birlikte çalışıldığı sürece ortak iradenin gelişeceğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İzmir Konferansının, AİHM'nin geleceğine çok büyük katkı getireceğini, gelecekteki dönem başkanlıklarının bu süreci devam ettirmesini umduğunu sözlerine ekledi.