|
|
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun Conrad Otel'de düzenlediği ''Türkiye-Vietnam Ticaret ve Yatırım Forumu''na katılan Bülent Arınç, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Siyasetçilerin görevinin paylaşmayı uzlaşmayla görüşerek, konuşarak yasal zeminlerde yapmak olduğuna dikkat çeken Arınç, BDP'li siyasetçilerin son dönemdeki açıklamalarına sert tepki gösterdi. Bülent Arınç, "Son günlerde yaşadığımız olaylar endişe vericiyken, bunları yatıştırmak yerine birkaç gün evvel olduğu gibi bazı BDP'li siyasetçilerin dağa çıkmaktan bahsetmesi, bazılarının AK Parti binalarına saldıracağız demesi, bazılarının taş atan, molotof atan eylemcilerin içinde arzı endam etmesi, bazılarının bilinen kıyafetleriyle toplulukları tahrik etmeleri, maalesef en sonunda Aysel Tuğluk'un çok yanlış, şiddete yönlendiren, Türkiye'yi karıştırmak isteyenlere fırsat vereci düşünceleri, kamuoyu tarafından değerlendirilmektedir. Konuşulanları fevkalade yanlış buluyorum, şiddete yönlendirici konuşma olarak değerlendiriyorum" dedi.
Tüm halkın da bu açıklamaları nefretle kınadığını belirten Arınç, "Kastamonu'da Başbakanlığa ait aracın trafik eskortuna bir saldırı gerçekleşti. Bu lanetli saldırıda bir polisimiz şehit oldu, bir arkadaşı da yaralandı. El bombasıyla ve makineli tabancalarla yapılan saldırıyı PKK örgütü üstlendi. Telefon dinlemelerinde maalesef bu olayı bir başarı gibi gösteren ve bunun arkasının geleceğini söyleyen ve bundan sonraki tek hedefin AK Parti olduğunu ifade eden konuşmalar, Türkiye'de yaşayan herkesi üzüntüye sevk etti ve endişelendirdi" diye konuştu.
Bülent Arınç, tüm Türkiye'yi üzüntüye boğan saldırıya karşı BDP tarafından bir kınama bir eleştiri gelmemesine tepki gösterdi. BDP'lilerin, olaydan üzüntü duyduklarını belirten bir açıklama dahi yapmadıklarını belirten Arınç, "Böyle bir acı yüreğimizi dağlamışken, YSK'nın verdiği yanlış kararı bahane ederek AK Parti binalarına saldıracakları, ortalığı kan gölüne çevireceklerini ifade eden pervasızca konuşmalar duyduk.
Türkiye'yi nereye götürmek istiyorlar, halkı hangi kavganın içine atmak istiyorlar, bunları nefretle dinliyor ve yapılanları izliyoruz. Bağımsız milletvekili adayı olmuş ve parlamentoya gelerek orada bütün Türk halkının sorunlarını çözme noktasında faaliyet göstereceğine dair yemin edecek olan bir parlamenter adayının, böylesine hırçın, böylesine şiddeti teşvik eden konuşmasını şiddet ve nefretle lanetliyorum. Güvendikleri ve oy almayı düşündükleri halkın da bu konuşmaları nefretle kınadıklarını biliyoruz. Bunun ne kendilerine, ne Türkiye'ye faydası olmayacaktır. Akıllarını başlarına alsınlar, yol yakınken ülkeyi bir gerginlik ortamına sokmaktan süratle vazgeçsinler. Meseleler varsa konuşularak, görüşülerek ve mutlaka yasal zeminlerde yapılacaktır. Bunun en meşru zemini parlamento. Umarım aklı selim hakim olur" ifadelerini kullandı.
Arınç, sivil itaatsizlik yapacaklarını söyleyenlerin, ellerine tabanca almalarının kendi kendilerini yalanlamak olduğunu belirterek, Türkiye'nin, üzücü bir tabloyla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Basın mensuplarının, Süleyman Demirel'in siyasete ilişkin son dönemlerdeki açılamalarını sorması üzerine Arınç, "Sayın Demirel'in değil bu açıklamalarını, başka konuda yaptığı açıklamaları dikkate almayan bir insanım. Bu söylediklerinin ne anlama geldiğini hiç de merak etmiyorum" dedi.
İzmir'de belediyedeki yolsuzluğa ilişkin soruyu da yanıtlayan Arınç, "Haberlerden izliyorum. Sanıyorum 15-16 kişi tutuklanmış. Basına yansıyan açıklamalardan öğreniyoruz ki, bu soruşturma ihaleye fesat karıştırmak, resmi evrakta sahtecilik ve buna benzer suçlamalarla ilgilidir. Bunlar ağır cezalık suçlardır, savcılığın soruşturması mutlaka bir davanın sonuçlanmasıyla ancak ortaya çıkabilecektir. Yargının görev sahasında olan bir konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum. Özellikle yolsuzluklar konusunda Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları her gittikleri yerde AK Partililerin yolsuzluk yaptığından bahsediyor. O yorum yapmıyor, konuşmuyor sadece küfür ediyor" açıklamasında bulundu.