Söz konusu tesiste üretimin durdurulduğunu ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu:
''Bizim üzüldüğümüz konu şu; birileri buradan numune almış. Kim, nereden, nasıl, kimin izniyle almış, belli değil. Rastgele numune alınmaz. Numune almanın da esasları var. Numune alan kişinin imzası gerekir. Bu çevre mühendisliğidir. Birileri oradan 2 tane toprak, 5 su numunesi alıp, laboratuvara göndermiş. Su numunelerinin pet şişelere konulduğu görülmüş, üstelik mühürsüz. Isı koruma şartlarında ulaştırılmamış. Numuneleri bir vatandaşın laboratuvara ulaştırdığı anlaşılmış. Söz konusu odadan numunelerle ilgili raporları istedik. Oda bize raporları göndermedi. Bunları anlamakta çok zorlanıyorum. Bir şey varsa, devlet zaten orada. Bizim aldığımız numuneler de var. İstanbul Teknik Üniversitesinden bir heyet geldi. Bu konuyu bilen bir kişiyim. İki defa gittim. Orada toplantılar yaptık.''
ENDİŞEYE GEREK YOK
Eroğlu, ilk andan itibaren bölgede olduklarını ve gereken tedbirleri aldıklarını belirterek, şöyle devam etti:
''O kadar uçuk birtakım fikirler ortaya konuyor ki ben de hayret ediyorum. İstanbul Teknik Üniversitesinin raporuna ve kendi yaptığım tespitlere göre, bir gram dahi bir atık dışarıya sızmış değil. Bu 4 tane atık havuzunun kendi içinde olan bir problem. Yani atık havuzları arasında olan problem. Vatandaşların endişe etmesine gerek yok. Devletin resmen, belli usul ve esaslara göre aldığı numuneler standartlara uygun çıktı. Şunu anlamakta zorlanıyorum. Bunların vatandaşı tedirgin etmek suretiyle onları galeyana getirmeleri doğru değildir. Bunlar yakışmaz. Bunları seçim döneminde, seçim malzemesi gibi kullanmak son derece çirkindir. Bu doğru değil. Hatta dün gece de 'deprem dolayısıyla bir hasar meydana geldi mi' diye soruldu. Orada 24 saat nöbetçiler var. Sürekli denetim altında. Bize gelen raporlara göre setler depremden etkilenmiş değil. Aynen yerli yerinde duruyor. Tedbirlerimiz devam ediyor.''