Başbakan Erdoğan, medyadan durup dururken şikayetçi olmadığını ifade ederek, ''Biz diyoruz ki medya bu ülkeye yardımcı olsun. Medya bu ülkeye yardımcı olmuyor. Medya bir ülkede gerçekten güç. Bunu ben kabulleniyorum. Ancak medya bu gücünü hangi istikamette kullanıyor? Ülkenin kalkınması istikametinde mi, ülkenin entelektüel birikimini artırmak, bu istikamette mi? Yoksa çok basit çıkarları için bunu bir köşeye sıkıştırma aracı olarak mı kullanıyor? Bunların bir huyu var biliyorsun. İktidarları gelirler köşeye sıkıştırırlar, ondan sonra iyice köşeye sıkışınca iktidar en sonunda artık 'Ne istiyorsun arkadaş' der'' diye konuştu.
KIZININ DÜĞÜN DAVETİYESİ
Erdoğan, ''kızının düğün davetiyesini uçakla Ürdün Kralına gönderip göndermediği''nin sorulması üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dürüst bir siyasetçi olarak karşılarına çıkmadığını ve siyasetçi de olamadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun Erzincan konuşmasında ''Hz. Ömer'in adaletinden bahsedeceksen, kendi kızının düğün davetiyesini devletin uçağıyla Ürdün'e göndermeyeceksin'' dediğini hatırlatarak, ''Bizim araçlarımız uçak dahil, diğer araçlar dahil bu araçlar bizde zata tahsislidir. Adeta kendi aracınız gibi kullanırsınız, başka bir araç kullanmazsınız. Yasal düzenleme böyle'' dedi.
Ürdün seyahatinin resmi olmadığını anlatan Erdoğan, uluslar arasında resmi, gayri resmi ziyaret ve çalışma ziyaretleri olduğunu dile getirdi. Erdoğan, davetiyeyi de çalışma ziyareti sırasında eşi ve kızının da bulunduğu bir üçlü görüşmede takdim ettiğini bildirdi.
''Her şeyi bitirdin de ailelere mi daldın'' diyen Erdoğan, bazı belgeleri göstererek, 7 yıl önce olmuş bir olayın aslını belgelerle okuduğunu söyledi.
Erdoğan, ''(Hz. Ömer'in adaletinden bahsedeceksen, kendi kızının düğün davetiyesini devletin uçağıyla Ürdün'e göndermeyeceksin). Böyle bir şey yok. Bunun adı ne? Yalan. Onun için diyorum ki yürüyen yalansın. Neymiş dava açacakmış. Aç davanı, gerçek burada. Kendisini dürüst olmaya davet ediyorum. Dürüst olmayı öğrenecek, bize sataşa sataşa öğrenecek'' dedi.
SİYASETTE ''KASET'' OLAYI
Siyasete kaset dinamiğinin girdiğinin'' belirtilerek, görüşünün sorulması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
''Özele girilmemeli, doğru. Ama özeline. Özel, meşru olandır. Siz gayri meşru bir uygulamayı kendi özelidir diye veremezsiniz. Kaldı ki bizim bu toplumumuzun ahlaki değerleri var. Bu ahlaki değerler çerçevesi içerisinde olan bu işin özelidir. Ama gayri meşru, gayri ahlaki olanı kalkıp da özel diye gösteremezsiniz. Siyasetçisiniz, siz örnek alınması gereken insanlarsınız. Dolayısıyla örnek alınması gerekli olanlar, yaşam tarzlarına bu noktada çok daha dikkat edecekler. Hem aileyi tehdit eden yaşam tarzlarına, hem özellikle menfaat ilişkilerine bu noktada çok çok dikkat edecekler. Bunların meşru olanları, eyvallah. Ama gayri meşru olanlarını kimse özel olarak ifade edemez. Kaldı ki kaset olayını çıkaran biz değiliz. Kaset olayını kendileri çıkardılar. Kendileri çıkardıktan sonra bize fatura kesmek istediler.''
Erdoğan, ''AK Parti belden aşağı politikalarla bugüne kadar iş yürütmedi. Bu bizim değerlerimizin içerisinde yok. Böyle bir şeye de biz asla müsamaha etmeyiz, fırsat da vermeyiz'' dedi.
İNTERNET SANSÜRÜ İDDİASI
Erdoğan, internetin sansürlendiğine dair iddialar olduğunun hatırlatılıp ''İnternetin sansürlenmesini mi istiyorsunuz?'' şeklindeki soruya da ''İnternetin sansürlenmesi diye bir defa hükümet tarafından yapılan bir uygulama yok'' karşılığını verdi.
İsteyenlerin filtreleri ilgili yerlerden isteyeceğini belirterek, ''Bu konuda bizim hükümet olarak, işi gücü bırakıp da bunlarla uğraşmak gibi bir derdimiz olabilir mi? Böyle bir şeye zaten bizim müsaade etmemiz mümkün değil. Hükümet olarak da asla. Bizim böyle bir ne hazırlığımız olmuştur, ne de böyle bir yöntem vardır'' diye konuştu.
ÖSYM BAŞKANI DAVA AÇMALI
''YGS'de sonuna kadar beklediniz. Hiç konuşmadınız. Başkanına sahip çıktınız, Milli Eğitim Bakanına sahip çıktınız'' denilmesi üzerine Erdoğan, ''İnandım ve inandığım gibi de çıktı. Yargıdadır diyorum bu. 'Bir tane yavrumuzun hakkının zayi olmasına müsaade etmeyiz' dedim. 'Sonuna kadar takipçisiyiz' dedim. Ne oldu? Yargı lehte karar verdi. Öbür taraftan kendileri açıklamalarını yaptı. Ben diyorum ki ikinci imtihana ha gayret. Burada da yine medya var. Medyada da bunu kimlerin sürüklediğini biliyorsunuz'' dedi.
Erdoğan, ÖSYM'nin bağımsız bir kurum olduğunu ve YGS'nin de işlevi olduğunu belirterek, partinin bununla alakası olmayacağını anlattı. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Doğru cevaplara baktığınızda bir önceki yıla göre çok daha farklı, daha düşük ve aynı aileden aynı kişiler böyle bir şey söz konusu değil.
KPSS'ye bakıyorsunuz bir önceki yılın o KPSS'sinde, ki aynı aileden kişiler çözdü, ortada böyle bir şey varken o yönetim, bunlar tarafından böyle bir yargılanma sürecine tabi tutulmadı, onlara böyle yüklenilmedi. Ama şimdiki ÖSYM Başkanına bu şekilde yükleniliyor. Var mı aynı aileden birileri? Yok. Peki puanlamada veya çözümlerde ipuçları var mı? Yok. Sadece Artvin'den birisinin itirazıyla şu olmuş bu olmuş, neymiş şifreymiş. Kardeşim kopya var mı kopya. Önemli olan kopya. Kopya olmadıktan sonra burada kimsenin haksızlığa uğraması söz konusu değil. Ben bunu araştırdım. Kopya olmadığını öğrenince tatmin olduk.''
''Vicdanen rahatım diyorsunuz'' ifadesine karşılık Erdoğan, ''Rahatım. Yargı da bu kararı verdi'' diye konuştu.
Mağdur duruma düşen ÖSYM Başkanı'nın da dava açıp hakkını araması gerektiğini belirten Erdoğan, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere 1 milyon 700 bin gencin üstünden rant elde edilmeye çalışıldığını söyledi.
Erdoğan, ''Kim şampiyon olacak?'' sorusuna da, iki kulübü de sevdiğini vurgulayarak, ''En başarılı olan kazansın'' karşılığını verdi.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle;
• ''Kürt sorunu tanımı nedir diye sorduğunuz zaman ortaya üç tane kelime çıkıyor. Nedir o? Ret, inkar, asimilasyon. Şimdi Ak Parti'nin kitabında ne ret var Kürt vatandaşlarıma karşı, ne inkar var, ne de asimilasyon var''
• ''Ak Parti'nin çözüm olduğu görüldü. Çünkü Kandil veya terör örgütü çözümsüzlükten besleniyor. Şimdi siz çözüm ürettiğiniz zaman hedef haline geliyorsunuz''
• ''Yüksekova Belediyesine şu anda giden para 17 milyon. Şimdi nereye gidiyor bu para veya kaç kişi istihdam ediliyor. Bütün bu olaylardan sonra ister istemez başka şeyler düşünmeye başlıyoruz''
• ''12 Eylül'de CHP, MHP, BDP, TKP ve illegal örgütler bir araya geldiler mi? Geldiler. Evet-hayır referandumunda hepsi 'hayır'da birleştiler. Biz adeta burada tek başımıza mücadele verdik. Ama milletin bizim yanımızda olmuş olması yüzde 58'le 'evet' sandıklardan çıkmış oldu.
• ''Bundan sonraki sürece yönelik de yine benzer bir mücadele karşımızda. 12 Haziran'da aynı duruma düşmek istemiyorlar. Şu anda bu iletişim ağını diri tutmanın gayreti içindeler''
• ''Ak Parti'nin indirilmesi, Ak Parti'nin düşürülmesi, kimlerin ortak paydasını teşkil ediyor? Baktığımız an bunun içinde medya da var. Bir kısım medya burada rol alıyor. Bunu da görüyoruz''