"Çünkü, bebek pozitif kan grubuna sahip olduğunda anne adayının savunma sistemi doğmamış bebeğin kan hücrelerini adeta bir yabancı madde gibi algılayarak onları parçalamak için harekete geçiyor. Eğer anne adayının savunma sistemi ilk kez bu hücrelerle karşılaştıysa yani ilk gebelik söz konusu olduğunda savunma sistemi silahlarını geliştiremeden bebek kurtuluyor. Ancak, ikinci gebelikte annenin vücudu Rh pozitif hücrelerini tanımış olduğundan ikinci bir pozitif kan değerine sahip bebeğe karşı savunma silahları hazır oluyor. Bu yüzden bebeği kaybedebiliyoruz.
Son yıllarda yurt dışındaki çeşitli üniversitelerde yapılan ve bizim de araştırma amaçlı sürdürdüğümüz çalışmada, anneden aldığımız kanla bebeğin kan grubunu belirleyebiliyoruz. Anne ve bebeğin kanında uyum varsa rutin aşıya gerek kalmıyor ve böylece gereksiz aşı masrafı da önlenmiş oluyor."
Tuli, gebeliğin 15'nci haftasında yaptıkları testin sonuçlarında yüzde 100 başarıyı yakaladıklarını ancak rutin uygulamaya henüz geçmediklerini belirerek, "Rutin uygulama başladığında sosyal güvenlik kurumları önemli bir sağlık yükünden kurtulmuş olacak" dedi.