Fide firmalarının kabak kökü üzerine aşıladıkları karpuz fidesini dünyanın birçok yerine satarak Türkiye'nin ihracatına katkı sağlamasının inkar edilemez bir gerçek olduğunu ifade eden Öztürk, "Kabak karpuz fidesinin verimi çok yüksek. Dekara 5-10 ton karpuz veriyor. Hem de aynı tarlaya her yıl üst üste karpuz ekilebiliyor. Bu verimi gören karpuz yetiştiricileri kabak karpuz yetiştiriciliğine doğru bir geçiş yapmaya başladı" dedi.
Karpuzda kalitenin bozulduğunu ileri süren Öztürk, "Rekoltesi diğerine göre yüksek olan kabak aşılı karpuz, normal karpuza göre bir de erken hasat yapılması halinde daha kalitesiz oluyor. Bu durum, üretici açısından avantaj iken, tüketici açısından dezavantaj oluşturuyor. Çünkü ikisinin arasında önemli tat farkı bulunuyor. Bu tat farkı nedeniyle de tüketici karpuza pek rağbet etmiyor. Karpuzun tat, koku ve renk bakımından daha kalitelisini yemek isteyen tüketicilerin biraz daha beklemesi gerekiyor" diye konuştu.
Çiftçiye verilen desteğin yetersiz olduğunu belirten Öztürk, şunları söyledi:
"Devlet tarafından çiftçiye verilen destek yeterli oranda olsaydı bu yaşananlar yaşanmazdı. Milletin ağzının tadı kaçmazdı. Biz bu karpuzun kabak tadı vermesini engellemek için kapak karpuz satmama kararı aldık. Hal esnafı olarak hiçbirimiz tezgahımızda kapak aşılı karpuz bulundurmayacağız. 3 kuruş fazla kazanacağız diye milletin ağzının tadını bozmaya gerek yok. Aldığımız kararı bozarak tezgahında kabak karpuz bulundurana ise 50 bin lira para cezası vereceğiz. Vatandaşları uyarıyoruz ucuz diye kabak karpuz alırsanız ileriki yıllarda gerçek karpuz tadına hasret kalırsınız. Biraz bekleyin, 3 kuruş fazla verin ama geçek karpuz yiyin."