''Bu Anayasanın geniş tabanlı bir uzlaşmayla yapılacağı konusunda açık taahhüdümüz var. Buradan, bütün muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya, konuyla ilgili herkese sesleniyorum; gelin, bütün önyargıları bir kenara bırakalım, ön şartları bir kenara bırakalım, geçmişteki olumsuzlukların ürünü refleksleri bir kenara bırakalım. Özgürce konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Birbirimizin önünü kesmek değil, birbirimizi tamamlamak için çalışarak, mümkün olan en geniş uzlaşmanın ürünü bir yeni Anayasa metni hazırlayalım. Bu geniş katılımın içinde halkımızın iradesi olsun, sivil toplum kuruluşları olsun, çalışmayı en geniş anlamda yapalım. En doğudan, en batıya, en kuzeyden, en güneye halkımın her bir ferdi 'Bu benim Anayasam, işte aradığımı buldum' diyeceği bir Anayasa'yı geniş bir konsensüsle yapalım. Mesele bu. Türkiye olarak, en temel sorunlarımızdan biri olan Anayasamızı, hiçbir zorlamaya maruz kalmadan, tamamen kendi irademizle sivil siyaset ve sivil kuruluşlar eliyle yapabileceğimizi dosta, düşmana gösterelim.''
SIFIR KİLOMETRE ARAÇLA YOLUMUZA DEVAM EDELİM
Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimleriyle başlayan yeni sürecin, hukukun üstünlüğünün çok daha fazla güç kazanacağı bir süreç olacağına inandığını belirtti.
Bu sürecin aynı şekilde, demokrasinin standartlarının daha ileri seviyelere ulaşacağı bir süreç olacağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bugünlerde yaşanan tartışmalar da bir kez daha göstermiştir ki Türkiye, yeni bir anayasaya, yasaların da çok ciddi bir reforma artık her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Açıkçası, geçtiğimiz 8,5 yıl, bu noktada AK Parti'nin adeta tek başına mücadele verdiği bir süreç oldu. Her reformda, her düzenlemede, her değişiklikte engellerle, engellemelerle, akıl almaz ithamlarla karşılaştık. Dün, bizim tek başımıza yürütmek zorunda kaldığımız reformlara karşı çıkanların, bugün işin ucu kendilerine dokununca hukuku ve demokrasiyi hatırlamaları manidardır. Buradan, güncel birkaç hususa ilişkin değerlendirmelerimi de sizlerle paylaşmak isterim. Bir kere, milli irade üzerinde hiçbir engeli, hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi asla ve asla kabul etmiyoruz, tasvip etmiyoruz. Türkiye, bir hukuk devletidir. Anayasa'ya özellikle yapılması gereken değişiklikler noktasında 26 maddelik çalışmamızı biliyorsunuz ve bu çalışmada nasıl yalnız kaldığımız milletimizin bilgisi dahilindedir. Yasalara yönelik eleştirilerimiz var. Eleştirilerimizin olması, bunlara uymayacağımız, bunları yok sayacağımız, bunları çiğneyeceğimiz anlamına gelmiyor ve gelemez. Bu eleştirilerimizi konuşuruz, paylaşırız, istişaremizi yaparız ve hep birlikte gereken değişiklikleri de gerçekleştiririz.''
Yeni bir anayasa hazırlandığı zaman içine düşülen tartışmalar ve pek çok sorunun ortadan kalkacağını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Aksi takdirde yıllarımız yine tek tek sorunlar ve sıkıntılar içinde formül bulma arayışlarıyla geçip gidecek. Biz diyoruz ki kaportası yamulmuş, motoru sürekli tekleyen, elektrik aksamı güven vermeyen bu arabayı bırakalım ve sıfır kilometre yepyeni bir araçla yolumuza devam edelim.''
TARTIŞMALARA MİLLET SON NOKTAYI KOYDU
Erdoğan, dünün tartışmalarına milletin sandıkta son noktayı koyduğunu söyledi.
"Dünün siyaset kültürü de millet tarafından açık ve net bir şekilde reddedilmiştir" diyen Erdoğan, "Bugün biz AK Parti olarak neden yüzde 50 oy aldığımızdan daha ziyade diğer yüzde 50'nin niye bize oy vermediğini araştırıyoruz. Bugün de biz bize oy vermeyen yüzde 50'yi anlamak için çaba sarf ediyoruz. Bu konuda bilimsel çalışmalarımız başladı, sürüyor" ifadelerini kullandı.
3. kez üst üste genel seçim, 2 kez yerel seçim kazanmış, 2 kez de referandumdan başarıyla çıkmış bir siyasi parti olarak kibir ve gururdan sakındıklarını vurgulayan Erdoğan, "Tevazuya her zamankinden daha fazla dikkat etmek durumundayız" dedi.
Erdoğan, bugün hassasiyetlerinin daha fazla olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bizim 12 Haziran'da yaptığımız helalleşme çağrısı, üzerimizdeki yükün ağırlığının bir neticesidir. Seçim öncesinde ve seçim sürecinde AK Parti, tek ve ortak bir hedef haline getirildi. AK Parti'ye ithamlar atıldı. Şahsıma, aileme, arkadaşlarıma çirkin saldırılar yapıldı. Bütün bu süreçte muhalefetin üslubu üzerinde durulmadı. Bize yapılan ağır hakaretler, küfürler görmezden gelindi. Bütün bunlara rağmen biz çıktık açık açık dürüstçe haklarımızı helal ettiğimizi ifade ettik. Diğerlerinden de helallik diledik. Hiçbir tartışmaya girmek, hiçbir polemik yaratmak niyetinde değilim. 12 haziran akşamı açılan siyasetin beyaz sayfası bizim tarafımızdan asla lekelenmeyecek. Muhalefetin de bu sayfayı temiz tutmak noktasında en az bizim kadar hassas olacağımını umuyorum."
SEÇİMDEN SONRA İLK BULUŞMA
Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu, 12 Haziran seçimlerinin ardından ilk kez TİM'in 18. Olağan Genel Kurulu'nda bir araya geldi.
Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Genel Kurul'un yapılacağı Dış Ticaret Kompleksi'ne gelişinde TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından karşılandı.
Genel Kurul'un yapıldığı salona önce Kemal Kılıçdaroğlu, ardından da Başbakan Erdoğan giriş yaptı. Başbakan Erdoğan'ı oturduğu yerden kalkarak karşılayan Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile el sıkıştı. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, 12 Haziran seçimlerinin ardından ilk kez TİM Genel Kurulu'nda bir araya geldi.
Genel Kurula, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanları Hayati Yazıcı ve Zafer Çağlayan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vedat Akgiray, THY Genel Müdürü Temel Kotil de katıldı