Şarkıcı ve model Çiğdem Yüce, Alanya'da 14 Ekim 2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasında nişanlısı Alper Bezci'nin kullandığı otomobilin takla atmasıyla ağır yaralanmış, vücudunda 19 kırık oluşmuş, 9 kaburgası kırılmış ve sağ bacağı diz kapağının üzerinden kopmuştu. "Üç kez eks olup hayata dönen bir mucizeyim" diyen Çiğdem Yüce, Antalya ve Ankara'da verdiği yaşam savaşını kazanmayı başarmıştı. Hastanelerde pek çok kez ameliyat olan Çiğdem Yüce, Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'nde uzun süren bir tedavinin ardından, Almanya'dan getirilen sensörlü ve multi işlemcili protez bacağı ile yeniden yürümeye başlamıştı.
GİYEMEYECEĞİ KIYAFETLERİNİ SATIYOR
8 Ağustos 2010 tarihinde nişanlısı Alper Bezci ile dünya evine giren Çiğdem Yüce, 3,5 aylık hamile ve anne olmaya hazırlanıyor. "Dünyaya gelecek olan oğlu,'Şehzade' ile hayata daha çok tutunacağım" diyen Yüce, diğer taraftan da açtığı işyerinde bir daha giyemeyeceği ayakkabılarını ve kıyafetlerini satıyor. Hayata hiçbir zaman küsmeyen ve güler yüzü ile çevresindeki herkese örnek olan Çiğdem Yüce Bezici, kazanın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen yaşadığı olayı asla dünyanın sonu olarak düşünmediğini söyledi.
HAYATIMIN EN GÜZEL HEDİYESİ ÖNCE EŞİM, SONRA BEBEĞİM
Her gün yeni bir şeyler yapmak için çabaladığını ifade eden Bezci, "Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında evlendim. Evlilik konusunda çok şanslıyım. Allah herkese eşim gibi bir insan hediye etsin. Hastanedeki tedavim süresi olan 10 ay boyunca bana baktı. Kazadan sonra başka birisiyle evlenip hayat kurması için defalarca kovdum. Beni hiç bir zaman bırakmayacağını söyledi. Bunun merhamet, vicdan azabı değil, gerçek bir aşk olduğuna inandım ve evlenmeye karar verdim. Eşim beni hiç bir zaman bırakmayacağını söyledi. Ben onu, terk edersem oda benimle eşit olmak bir bacağını kesip öyle geleceğini söyledi. Tabiki ben böyle bir şeyi kabul edemezdim. Bundan sonra aşkına daha fazla inanmaya başladım. Ailesine de çok söyledim beni bırakması için ama beni hiçbir zaman bırakmadılar. Hayatımın en güzel hediyesi önce eşim, sonra bebeğim" şeklinde konuştu.
TOPUKLU AYAKKABILARIMI ÇOK ÖZLÜYORUM
Kazadan sonra eşi ve ailesinin desteğiyle hayata dört elle sarıldığını dile getiren Bezci, "Annem, sahne ve birbirinden renkli kıyafetlerim ve topuklu ayakkabılarımı görüp üzülmeyeyim diye bir valizin içine toplamıştı. Evlendikten sonra valizi evime getirdim. Bu, kıyafetlere baktığım zaman gerçekten büyük bir acı duyuyordum. Özellikle de topuklu ayakkabılarımı gördüğüm zaman çok üzülüyordum. Onları halen çok özlüyorum, bunu asla inkar edemem. Ve kıyafetleri dağıtmaktansa değerlendirmeyi düşündüm. Aklıma böyle bir fikir geldi. Eşimde destek oldu. Yaklaşık 2,5 ay önce Vakıflar İşhanı'nda 'Eskici' ismini verdiğim işyerimi açtım. Antalya'da bir ilk. Yeni ve eski kıyafetler satıyorum, Böyle küçük bir vakit geçirebileceğim, insanlarla sohbet edebileceğim, hatta yaşadığım acıları onlara anlatıp, onlarında hayata tutunmaları isteyebileceğim yer oldu burası bana" diye konuştu.
HİÇ BİR ŞEY NE EVLİLİĞE, NE AŞKA, NE İŞE ENGEL OLMAMALIDIR
İşyerinde yaşadığı diyaloglardan da bahseden Bezci, "Müşterilerim 'Biz sizi tanıyoruz' deyip bana sarılıyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Olumsuz diyaloglar da oluyor. Bazı insanlar bacağından, kolundan ayaklarından, bazı yerlerinden kusurlu olduklarını ve memnun olmadıkları söylüyorlar. Tabiki bu beni çok incitiyor. Üzülüyorum. Onlara bacağımı gösterip bence şükretmelisin diyorum. Ben kendimi engelli olarak görmüyorum. Belki Türkiye'de bunun adı engeldir. Ama bence hayata hiçbir şey engel değildir. Hiç bir şey ne evliliğe, ne aşka, ne işe engel olmamalıdır. Eğer gerçekten bir şeyi istiyorsanız onu gerçekleştirebilirsiniz" dedi.
Bezci, "Şükürler olsun çok mutluyum. İyi bir kocam, işim, değerli bir annem var. Bunlar beni ayakta tutuyor. Hayatımı biraz daha düzene koyduktan sonra engellilerle ilgili projeler yapmak istiyorum. Ayrıca 3.5 aylık hamileyim oğlumun dünyaya gelmesiyle birlikte hayata daha çok tutunacağım".