New York'taki Albert Einstein Tıp Fakültesinden bilim adamları, 90 ve 100lü yaşlardaki kişilerin yaşam tarzlarını ve beslenme alışkanlıklarını inceledi.
Araştırma için genetik olarak birbirine daha yakın, bağımsız yaşayan, en genci 95, en yaşlısı 112 yaşındaki 477 Aşkenaz Yahudisi seçildi.
Yaşam biçimleri, boy ve kiloları, spor, beslenme, sigara ve alkol alışkanlıkları diğer topluluklarla benzer olan bu kişilerin sağlık verileri, aynı dönemde doğan, sağlık ve beslenme konusunda yapılan ulusal bir araştırmaya katılan 3 bin 164 kişinin verileriyle karşılaştırıldı.
Aşkenazların en yaşlılarının genel toplumdan daha az sağlıklarına dikkat ettikleri görüldü.
Araştırmaya imza atanlardan Nir Barziliai'ye göre, araştırmanın sonuçları 100'lü yaşlardakilerin, ''uzun yaşam genlerine'' sahip olduklarını gösterdi.
Barziliai, 100'lü yaşlardakilerin katıldığı önceki araştırmalarda bu kişilerde, örneğin iyi kolesterol seviyesini artıran bazı gen değişikleri gibi fizyolojik etkenlerin bulunduğunu belirtti.
Bu araştırmanın, ''uzun yaşam genlerinin'', uzun yaşayanları sağlıksız yaşamın olumsuz etkilerinden koruyabildiğini gösterdiğini vurgulayan bilim adamı, 90 yıl günde 2 paket sigara içen 109 yaşındaki bir Aşkenaz kadının, başkaları gibi kalp hastalığına yakalanmadığı ya da akciğer kanserinden ölmediği örneğini verdi.
Ancak Barzilai, araştırmanın, ailesinde 100 yaş ve üzerinde bireyler bulunan kişilerin, ''sağlıksız yaşayarak 100 yaşına gelebileceği ve sağlıksız yaşamın bedelini ödemeyeceği'' anlamına gelmediğine dikkati çekerek, ideal kilonun korunması, sigara içilmemesi ve spor yapılması önerisinde bulundu.
Bilim adamları, Amerikan Geriatri Derneğinin internet sitesinde yayımlanan araştırmada, kişilere spor yapma ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra dostlarını ziyaret etme ve gülümsemeyi unutmama tavsiyesinde bulundu.