|
|
Çakıcı, “Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölge alanları Kıbrıs ve Kıbrıslılarındır. Kıbrıslıların da bu arayışa girmeleri ve doğalgaz aramaları da doğaldır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde toplumsal hakları bulunan Kıbrıslı Türkler’in de, tıpkı Kıbrıslı Rumlar gibi, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölge üzerinde de hakları vardır” dedi.
Mehmet Çakıcı, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs çevresindeki petrol ve doğalgaz yatakları konusunda gelişen olaylara yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Çakıcı, Kıbrıslı Türklerle birlikte “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin ortağı olan Kıbrıslı Rumlar’ın, Kıbrıs’ın güneyindeki petrol ve doğalgazla ilgili tek başına kararlar üretmesinin Kıbrıslı Türklere yapılan bir haksızlık olduğunu kaydetti.
Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’nin de izledikleri politikaları gözden geçirerek, ayrıntılarda boğulmadan erken çözüm için fedakarlık yapması gerektiğini savunan Çakıcı, “Aksi takdirde petrol ve doğalgaz konularında olduğu gibi Kıbrıslı Türkler’in 1960’tan kaynaklanan toplumsal haklarıyla ilgili sıkıntılar sürecek” dedi. Çakıcı, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Cumhuriyeti yoktur demek, Kıbrıslı Türkler’in 1960’tan kaynaklanan hakları da yoktur demektir. Dolayısıyla Kıbrıs’ın güneyindeki petrol ve doğalgazla ilgili hakları yoktur demektir. Unutulmamalıdır ki Türkiye de 1960 anlaşmalarından dolayı burada garantör ülke olarak bulunmaktadır.”
TDP Genel Başkanı, bölgede 800 trilyon dolarlık bir doğal gaz rezervi bulunduğundan söz edildiğine, buna petrol yataklarının da eklenmesiyle Kıbrıs’ın tam bir enerji havzasına döndüğüne dikkat çekti. “Afrodit” ismi verilen parselde 50 milyar dolar gelir elde edilmesi hedefiyle 21 Eylül’de ilk sondaja başlanacağını kaydeden Çakıcı, “Kıbrıslı Rumlar’ın, bu petrol ve doğalgazda Kıbrıslı Türkler’in de hakları olduğunu unutmayarak, yeni bir maceraya girmemeleri gerekir” dedi.
Çakıcı, “Bu gerçekler ortada iken, bugün olduğu gibi, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgelerindeki haklar kimindir tartışması yapmak yerine, ya da, Türkiye’nin konuya ilişkin Kıbrıslı Türkler adına müdahalesi yerine, var olan bu kaynaklarımızdan ortaklaşa nasıl faydalanılacağının konuşulması çok daha sağlıklı olacaktır” şeklinde devam etti.
“ERKEN ÇÖZÜM MUTLAKA”
Mehmet Çakıcı, Kıbrıs’ta çözümsüz geçen zamanın hem Kıbrıslı Türkler’in, hem de Kıbrıslı Rumlar’ın aleyhine çalıştığını ve çözümsüzlüğün gelecekte her iki toplum için çeşitli tehlikeler içerdiğini belirtti.
Çözümsüzlüğün bölgedeki enerji rezervlerinin paylaşımına büyük zarar verdiğine dikkat çeken Çakıcı, “Bu gerçekler ışığında müzakere sürecinin en erken zamanda çözümle sonuçlanması artık zaruri. Hedef de yine 2 bölgeli, 2 toplumlu siyasi eşitliğe dayalı, 2 oluşturucu devletten kaynaklanan, tek egemenlik ve tek vatandaşlık” dedi.