Aidatını geri alan tüketicinin, kredi kartını iptal eden bankaya karşı hukuk mücadelesinde tazminata mahkum edilen bankanın, temyiz talebinden sonra, karar düzeltme talebini de reddederek içtihad oluşturan Yargıtay, kart aidatından son noktayı koydu.
Tüketici Mahkemesinin, kredi kartı üyelik ücretini hakem heyeti kararıyla geri alan Fuat Engin’in kredi kartını iptal eden bankanın haksız işlemini iptal ederek kredi kartının kullanıma açılması kararı ile bankayı tazminat ödemeye mahkum etmesinden sonra, kararı temyiz eden bankanın bu talebi reddedilmişti. Yargıtay kararına karşı KARAR DÜZELTME talebinde bulunan bankaya kötü haber bir kez daha Yargıtay’dan geldi.
Konuyla ilgili açıklama yapan avukat Şölen Tüysüz, Fuat Enginin kullandığı kredi kartından 45,00 TL kart ücreti tahsil eden bankaya itiraz da bulunduğunu, itirazı kabul edilmeyince haksız ve hukuka aykırı olarak alınan tutarın iadesi talebiyle başvurduğu Tüketici Sorunları Hakem Heyetinden anılan tutarın iadesi yönünde karar aldığını, Bankanın da bu kararı doğrultusunda, kredi kartı üyelik ücretini iade ettiğini ancak, Fuat Engin in kredi kartını, “kredi kartı ücretinin iade edilmesi gerekçesiyle, sözleşme hükümlerini de dayanak göstererek kullanıma kapattığını belirtti.
Bu durum üzerine bankanın uygulamasının, hakkaniyete ve emredici hukuk kurallarına aykırı, tek yanlı ve haksız bir durum olduğu gerekçesiyle işlemin iptal edilerek, kredi kartının yeniden kullanıma açılması talebiyle İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde dava açtıklarını ayrıca, sözleşmenin fesih edilmesi nedeniyle Fuat Engin in “kredi kartını kullanamaması” ve “bilgisi dışında kapatılan kredi kartını kullanmak istediğinde onay verilmediği için çevresinde zor duruma düştüğü” gerekçeleriyle tazminat talebinde de bulunduklarını belirten Av. Şölen Tüysüz, Tüketici Mahkemesinin karar gerekçesinde, “Sözleşme, banka tarafından daha önce ve tek taraflı hazırlanmış matbu ve standart sözleşmedir. Tüketici sözleşmenin içeriğine etki edememiştir. 4077 sayılı yasanın 6. Maddesine göre sözleşmenin bu maddesinin müzakere edilmediğinin kabulü gerekmiştir. Davacı banka 5464 sayılı banka kartları ve kredi kartları kanununun 24. Maddesine dayanmış ise de bu madde “Kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle sözleşmede yer almayan faiz, komisyon ve masraf gibi adlar adı altında hiçbir şekilde ve surette ödeme talep edilemez ve kart hamilinin hesabından kesinti yapılamaz, sözleşmede kart hamilinin haklarını zedeleyici ve kart çıkaran kuruluş lehine tek taraflı hükümlere yer verilemez.” şeklinde düzenlenmiştir. Kredi kartı sözleşmesinde yer alan yıllık üyelik bedelini düzenleyen hüküm kart hamilinin haklarını zedeleyen mahiyet de ve kart çıkaran kuruluş olan bankanın lehine tek taraflı olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple, 5464 sayılı yasanın 24. Maddesine göre de sözleşmenin üyelik ücretine ilişkin kısmı haksız şart içermektedir.
Buna göre de sözleşmenin bu hükmü tüketici yönünden bağlayıcı değildir. Bankanın kredi kartı üyelik sözleşmesini tek taraflı fesih ile kredi kartını kullanıma kapatılmasına yönelik işlemi 4822 sayılı kanunla değişik 4077 sayılı yasanın 6. maddesi ile 5464 yasanın ilgili hükümlerine aykırı olduğu bu nedenle yapılan işlemin iptaline taraflar arasındaki kredi kartı üyelik sözleşmesinin yenilenerek sözleşme örneğinin tüketiciye verilmesine, yarattığı mağduriyet nedeniyle manevi tazminat ödenmesine, tüketicinin yasal hakkını kullanması üzerine bankanın yasal dayanaktan yoksun, haksız işlemi nedeniyle bankanın olayda ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. İfadesine yer verdiğini belirtmiştir.
İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi kararının, banka tarafından Yargıtay da temyiz edilmesi üzerine, konuyu görüşen Yargıtay 13. dairesi, bankanın, kararı bozma talebini “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle yenilenmesine karar verilen feshedilmiş sözleşmenin süresi bitimine kadar geçerli olacağının anlaşılması nedeniyle reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına” karar vermişti.
Ancak, bankanın diğer tüketicilerle olduğu gibi, müvekkili Fuat Enginle de inatlaşmaya devam ederek dosyayı karar düzeltme talebiyle tekrar Yargıtay’a gönderdiğini belirten Av. Tüysüz, Yargıtay 13. Dairesinin davalı bankanın karar düzeltme talebini de “Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici nedenlere göre” reddederek son noktayı koyduğunu ve bu şekilde konuyla ilgili İçtihad oluşması nedeniyle, bankaların son günlerde kamuoyuna yansıttıkları “Yargıtay karar verdi, tüketiciler artık kart aidatı ödeyecekler, ödemezlerse kartları kapatılacak” yaklaşımının da geçersiz olduğunu ifade etti.
Fuat Engin de 2 yılı aşkın bir süredir verdiği hak arama mücadelesi sonucunda Yargıtay’ın İÇTİHAD haline getirdiği kararı değerlendirirken, konuyla ilgili eski tarihli Yargıtay kararlarıyla tüketicinin hak aramaması için elinden geleni yapan, yıldırma politikaları ve psikolojik baskı uygulayan bankaların haksız uygulamalarına karşı itiraz etmenin, hak aramanın gerekliliğine ve önemine dikkat çekerek, bankanın, artık tüketici mahkemesinin kararına uymasını beklediğini, bu nedenle de, mahkeme kararı doğrultusunda yeni bir kredi kartı sözleşmesi imzalamasını bankadan talep ettiğini, aksi durumda hukuk mücadelesine devam edeceğini belirterek, bu nedenle kredi kartı kullanıma kapatılan tüketicileri de hakkını aramaya ve bankaların iyi niyet kuralına aykırı olarak yaptıkları haksız ve tek yanlı sözleşme şartlarına karşı itiraz etmeye çağırarak, tüketicilerin Tüketici Örgütleri Federasyonu üyesi tüketici örgütlerinden hukuki destek almalarını önerdi.