CHP'nin 88. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında, parti Genel Merkezi'nin bahçesinde resepsiyon verildi.
Kılıçdaroğlu, bahçede oluşturulan masaları tek tek gezerek, partililerle kısa süreli sohbetler etti. Parti Okulu açılışı için Muş'tan gelen gençlerle de yakından ilgilenen Kılıçdaroğlu, Muş'a ilk kez 1960 yılında Tatvan'daki Kabotaj Bayramı kutlamalarına katılmak için gittiğini anlattı.
Resepsiyona katılan eski Genel Başkanlardan Altan Öymen ve Murat Karayalçın'la da bugün açılan parti okulu hakkında sohbet eden Kılıçdaroğlu, Avrupa'daki parti okulları örneklerinden konuştular.
Bir partilinin seçimlerin güvenliğine ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, seçmen listeleri ve sayım tutunakları konusunda titiz bir çalışma yaptıklarını anlattı.
Gazetecilerle de sohbet eden Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin resepsiyonda neden içki olmadığını sorması üzerine, ''Özel nedeni son günlerde yaşadığımız dramlar diyelim, özetle öyle diyeyim'' yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, sohbet sırasında parti Genel Merkezi bahçesinde çeşitli etkinlikler yapma düşüncesini parti yöneticileri ile konuştuklarını anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Neden bir yazlık sinema olmasın, gecekondulardaki çocuklar için. Varoşlardan çocuklar alınır, getirilir gazozlarını içerler, filmlerini izlerler sonra geri götürülürler'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Genel Merkez çevresinde öğrenci yurtları bulunduğunu anımsatarak, buralardaki öğrencilere yönelik Genel Merkez'e fotokopi makinaları koymayı ve öğrencilerin bu makinelerden belirli miktarda ücretsiz fotokopi çekme imkanı sunmayı düşündüklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, makinaların yakında alınacağını ifade etti. Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''ODTÜ arazisinden yol geçirme projesini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine ise, ''Öğrenciler kabul ediyor mu? Etmiyor, ben öğrencilerden yana tavır koymak durumundayım, ODTÜ'nün ortasından yol mu geçer Allah aşkına. Eskiden Atatürk Bulvarı vardı değil mi? Çankaya'ya çıkan. Ne kadar güzel bir bulvardı orası. Siz hiç bir kentin merkezinden otoban geçtiğini gördünüz mü? Bizde geçti. Tam bir facia, kent öldü zaten...'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, başka bir gazetecinin, ''Meclis açılıyor 1 Ekim'de tutuklu milletvekili sorunu halen devam ediyor. Ne olacak?'' şeklindeki sorusu üzerine ise ''O konuda bir protokolümüz, ortak basın açıklamamız var zaten. Basın açıklamasının altındaki imza sahipleri, imzalarını inkar etmediler. Okunursa orada bütün çözümler var'' dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Sayın Çiçek tutukluluk süreleri konusunda, Anayasa'nın 90. maddesine atıfta bulundu. Uluslararası anlaşmaları gösterdi, normlar hiyerarşisi açısından ve 'hakimler herhalde normlar hiyerarşisini bilir' dedi. Bu sizin Cemil Çiçek ile Meclis Başkanı seçilmesi sonrasında yaptığınız görüşme sırasında Rıza Türmen'in dile getirdiği bir öneriydi, bunun vücut bulmuş hali olarak değerlendirilebilir mi?'' şeklindeki sorusu üzerine ise, şunları kaydetti:
''Söylenebilir, söylenebilir daha sonraki konuşmalarımızda da Sayın Çiçek'e aktardık. Sayın Çiçek zaten biliyor, kendisi Adalet Bakanlığı da yaptı. Uluslararası anlaşmaların uygulanması gerektiğini onlar da kabul ediyorlar. Ama benim anlayamadığım şu tabii ki bir savcı, gelenekselleşen uygulamayı yaptığı zaman müfettiş gönderip görevden alıyorsunuz, ama uluslararası anlaşmaları, yasaları, anayasayı uygulamayanı ödüllendiriyorsunuz. Bu çelişki değil mi? Bu nasıl hukuk anlayışı, çifte standart. Bu çifte standardı. Sayın Cemil Çiçek bilmez mi? Adalet Bakanı bilmez mi? Bilir herhalde. Sağduyu sahibi olanlar bilmez mi? Bilir herhalde. Bir sorun var, sorundan Cumhurbaşkanı rahatsızlığını ifade ediyor. Meclis Başkanı, Barolar Birliği Başkanı rahatsızlığını ifade ediyor. Mesleğinden istifa eden Genelkurmay başkanı rahatsızlığını ifade ediyor, anamuhalefet olarak biz rahatsızlığımızı ifade ediyoruz. Bu kadar geniş bir ortak payda var ama çözüme gelince yok, herhalde çözümü olacak. Çözüm olmazsa o zaman söylemler samimi değil. Kaldı ki biz bunu sadece burada değil, yurt dışındaki parlamentolarda da dile getireceğiz. Hangi demokratik ülkede milletvekilleri, mahkum olmadan tutuklu halde tutulurlar. Bana bir örnek göstersinler.''
''Uzun tutukluluk süreleriyle ilgili yasal düzenleme, yeni yasama döneminde sizin için aciliyet içeriyor mu?'' yönündeki bir soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Şimdi şu söylendi, 'biz yasayı çıkarırken, tutukluluk süreleri kısaydı ama Yargıtay'ın bir kararı ile tutukluluk süreleri uzadı' yani parlamentonun iradesinin dışında, yargı kararıyla sürelerin uzadığı söylendi. Söyleyen TBMM Başkanı, Adalet Bakanı. Demek ki parlamentonun iradesi ile yargının kararı arasında fark var. Eğer parlamentonun iradesi tutukluluk sürelerini kısa tutmuşsa o zaman yargı kararıyla bu süre uzuyorsa, parlamentoya düşen bir görev var, ilk iradesinin arkasında durmak...''
Kılıçdaroğlu, görevinden istifa eden eski Ankara İl Başkanı Tarık Şengül'ün iddiaları üzerine bir rapor hazırlandığının söylendiğinin hatırlatılarak, sonucunun sorulması üzerine de ''Genel Başkan Yardımcımız Gökhan Günaydın, bildiğim kadarıyla yazdı ya da yazmak üzere. Geçen gün bilgi verdi. Bir kaç ufak ayrıntı kalmış'' dedi.
Resepsiyona bazı Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.