Grip mevsimi yaklaşıyor. Yakında iş yerinizde, okulunuzda, evinizde grip nedeniyle yatağa düşenleri görmeniz mümkün.
Bazen endişe edilmeyecek kadar hafif seyreden grip, çok ağır bir tabloya da dönüşebiliyor.
İnsanı yatağa düşürebilen, hatta riskli gruplarda “öldürücü” bile olabilen gripten korunmanın tek yolu ise, “grip aşısı” yaptırmak.
Uzmanlar, aşının yararlı olması için salgın başlamadan önce yaptırılması gerektiğine, bunun için de en uygun zamanın sonbahar ayları olduğuna dikkat çekiyor.
Peki bu seneki aşının içeriğinde neler var? Uzmanların söylediğine göre, bu yılki grip aşılarının içinde domuz gribi için de koruyucu bulunuyor. Ayrıca mevsimsel olarak uygulanan grip aşısı H3N2'ye karşı kısmi koruma sağlayacak.
Grip, “influenza” virüsünün solunum yoluyla insan vücuduna girmesiyle oluşan ve salgınlara yol açan bir enfeksiyon hastalığı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün verilerine göre, grip her yıl dünya nüfusunun yüzde 5’ini etkiliyor.
20 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÖLEBİLİYOR
Hastalık, tüm tehlikelerine rağmen ülkemizde genellikle hafife alınıyor. Oysa gribin neden olabileceği komplikasyonlar sonrasında özellikle ileri yaştakiler, çocuklar, kronik hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi baskılanan kişilerde ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlar doğurabiliyor.
Öyle ki, sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 20 binden fazla insan grip nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu hastalık sağlık sorunlarının yanı sıra çok yüksek maddi sonuçları da beraberinde getiriyor.
İŞ KAYBINDAN SORUMLU
Tüm dünyada, bir yıllık iş kaybının yüzde 10 – 12’sinden grip sorumlu tutuluyor. Kış mevsiminde bu oran yüzde 31’lere kadar yükselebiliyor. Ülkemizde de her yıl yüz binlerce insanın gribe yakalanması, yüksek ilaç ve hastane harcamalarıyla sonuçlanıyor. İşyerlerinde ise iş gücü, dolayısıyla üretim kaybı nedeniyle büyük ekonomik kayıplar meydana geliyor.
Bu kadar olumsuz tablonun üstüne gribin tedavisinin olmadığını da eklersek, ne kadar önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılıyor. Yaş ve cinsiyet ayrımı yapmadan hepimizi tehdit eden gribi ve neden olabileceği ciddi komplikasyonları önlemenin tek yolu ise grip aşısı yaptırmak. Aşılama, gribe bağlı ölümlerde azalmayı sağlamanın yanı sıra, iş ile okula devam sürelerindeki kayıpları önlüyor ve ilaç harcamalarını belirgin şekilde azaltıyor.
NASIL BULAŞIYOR?
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko, grip aşısının yararlı olması için salgın başlamadan önce yapılması gerektiğini, bunun için de en uygun zamanın eylül ve ekim ayları olduğunu belirtiyor. Dr. Hakko, gribe neden olan influenza virüsünün; hasta veya taşıyıcı kişilerin hapşırması ya da öksürmesi yoluyla kolaylıkla bulaşabildiğini belirtiyor.
DİĞER FAKTÖRLER
Ayrıca grip hasta veya taşıyıcı kişinin tuttuğu kapı kolu, telefon ahizesi veya havlu gibi ortak kullanım eşyalarından da bulaşabiliyor. Hasta kişilerden çevreye saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğine sahip olması, bulaşıcılığı daha da artırıyor. Hasta kişinin kapalı bir ortama girip çıkması bile o ortamda bulunan kişileri virüsün bulaşması açısından risk altına sokuyor. Bu nedenle grip ev, iş yeri, okul, kreş ve toplu ulaşım araçları gibi kapalı mekanlarda çok kolay bulaşıyor.
YAŞAMSAL ÖNEM TAŞIYOR
İnfluenza virüsünün yol açtığı bir solunum sistemi hastalığı olan grip; aniden 39 – 40 dereceye kadar çıkan yüksek ateş, aşırı halsizlik, kuru öksürük, baş ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrılarıyla insanı yatağa düşürebilecek kadar ağır seyredebiliyor. Bu hastalık tablosuna kimi zaman bulantı, nadiren de kusma eşlik edebiliyor.
Dr. Elif Hakko, kuru öksürüğe balgam eklendiği takdirde çok dikkatli olunması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu belirti, gribin arkasından zatürree gelişebileceğine işaret edebiliyor. Dolayısıyla, özellikle balgamlı öksürüklerde zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak, yaşamsal önem taşıyabiliyor” uyarısında bulunuyor.
AŞI MEVSİMİ GELİYOR
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Aylin İzat Liceoğlu, grip aşısıyla ilgili merak edilenleri şöyle anlatıyor:
KİMLER ÖNCELİKLE AŞILANMALI?
* 50 yaş üzeri kişiler (65 yaş üzerinde kesin yapılmalıdır, 50 - 64 yaş arasına ise önerilir)
* Şeker hastaları, kalp hastaları, kronik akciğer hastalığı olanlar, böbrek hastaları
* Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler ( kanser hastaları, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kişiler)
* 6 ay-18 yaş arası uzun süreli aspirin kullanması gereken çocuk ve gençler
* Huzurevi ve bakımevlerinde kalanlar
Riskli kişilere hastalık bulaştırma ihtimali olanlar
* Sağlık çalışanları
* Huzurevi, bakımevlerinde çalışanlar
* Riskli kişilere evde bakan kişiler
* Riskli kişilerle aynı evde yaşayanlar
Bilinmesi gereken önemli bir nokta; aşıya bağlı koruyuculuğun yaklaşık 2 hafta sonra ortaya çıkmaya başlayacağı ve bu arada rastlantısal olarak hastalığın geçirilebileceği...
BU YILKİ AŞILARDA DEĞİŞİKLİK VAR MI?
Sağlık Bakanlığı Aşı Danışma Kurulu Üyesi-İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Viroloji ve İmmünoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur ile aynı bölümde görevli ve Ulusal İnfluenza Referans Laboratuarı Koordinatörü-Europan Scientists Working on Influenza (ESWI)Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Meral Akçay Ciblak da, "Bu yılki aşılarda değişiklik var mı?" sorusunu şöyle yanıtlıyor:
"Yenilik olarak deri içi yoldan intradermal bir aşı geliştirilmiştir. Yeni aşı uygulama sistemi ile intradermal bölgeye daha az miktarda aşı daha fazla etki sağlayacak şekilde verilmekte, aşılanma daha az hissedilmekte. Bu deri içi uygulama hem iğneden korkan insanların korkularını yenmesinde etkili hem de deri içi uygulamasıyla daha az miktarda antijenle daha fazla bağışıklık kazanılmakta."
AŞI OLUNDUĞU HALDE GRİP GELİR Mİ?
Prof. Dr. Selim Badur ve Dr. Meral Akçay Ciblak "Aşı olunduğu halde grip olunur mu?" sorusuna da şu yanıtları veriyor:
"Solunum yollarında 200’den fazla mikroorganizma var. Bunlar grip benzeri solunum yolu enfeksiyonu oluşturur. Gripten ne farkı var ya da grip aşısı onlara da karşı korur mu? Hayır, grip aşısı onlara karşı korumaz onların aşısı yok. Onların içerisinden sadece influenza etkenine karşı aşı bulunmaktadır. Bu aşı bizi sadece gribe karşı korur. Diğer enfeksiyon etkenlere karşı açığız. Bu nedenle grip aşısı olmuş ve gribe karşı korunmakta olan bir birey diğer solunum etkenleri ile temas ederse yine burun akıntısı ateş, nezle hali, ateş, gibi bir tablo ortaya çıkıyor. ‘Ben aşı oldum yine de gribe yakalandım’ ‘bu ne biçim-etkisiz aşıymış, güvenmiyorum ya da sevmiyorum’ söylemlerinin yayılmasının bir sebebi de budur. Aslında bu tablo grip değil. Nezle, soğuk alınlığı ya da diğer virüs veya mikroorganizmaların oluşturduğu tablolardır. Soğukalgınlığı ve benzeri durumlarda başta dolgunluk hissi, kulak ağrısı gibi komplikasyonlar gelişirken, gripte zatürre, sinüzit, ensefalit, bronşit gibi daha ciddi komplikasyonlar gelişir. Ayrıca grip altta yatan kronik hastalığı olanların hastalıklarını daha kötü hale getirerek (örn. Diyabet, kroner arter hastalığı) ölümlere neden olabilir."
ÇOCUKLAR NE ZAMAN AŞILANMALI?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ceyda Ekiz, 6 aydan büyük çocuk yaş grubuna salgın dönemi öncesi yani her sonbaharda Eylül- Kasım ayları arasında grip aşısı yapılması çok önemli olduğunu söylüyor.
Dr. Ekiz şu bilgileri de ekliyor: "American Pediatri Akademisi 6 ay - 23 ay arası çocukların, CDC (Hastalıklarda Korunma ve Önleme Merkezi) ise 6 ay - 5 yaş arası çocukların grip aşısı olmalarını öneriyor. Dolayısı ile 6 ay - 5 yaş grubu çocuklar ile prematüre doğan, kronik ve tekrarlayıcı akciğer hastalığı, astım, böbrek ve kalp problemi olan çocuklara mutlaka grip aşısı olmalılar.
Grip aşısı inaktive edilmiş influenza virüslerinden veya antijenlerinden yapılmaktadır.Aşı sonrası bağışıklık sistemi virüse karşı antikorlar oluşturur. Aktif hastalık virüsü ile karşılaşılınca önceden oluşan antikorlar infeksiyonu veya ağır hastalık oluşumunu önler. Aşı etkisinin ortaya çıkması için 2 - 3 haftalık süre geçmelidir. Yapılan çalışmalara göre grip aşısının çocuklar üzerindeki koruyuculuk oranı % 22 - 91 arasındadır."
BESLENMEYE DİKKAT!
Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Eroğuz Demirözü, gripten korunmak için beslenme yollarını şöyle anlatıyor:
Kış mevsiminde havaların soğumasıyla beraber metabolizma daha yavaş çalışmaya başlar ve kilo alma ihtimali artar. Bu dönemde zayıflamak için yapılacak yanlış diyetler bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açarak hem hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır hem de hastalıkların daha uzun sürede iyileşmesine sebep olur. Yapılması gereken yeterli ve dengeli bir beslenme programı takip etmektir. Her gün 4 besin grubundan da almaya özen gösterilmelidir."
BROKOLİ FAYDALI
"Grip olunduğunda akla ilk gelen C vitamini almaktır. Gerçekten bu vitaminin gribe karşı koruyuculuğu yüksektir. En iyi C vitamini kaynakları; portakal, mandalina, kivi, nar, çilek, biber ve brokolidir.
Kaliteli ve yeterli protein almak bağışıklığı artırır. En kaliteli protein kaynağı yumurtadır. Bunun dışında tüm hayvansal besinler proteinden zengindir.
Bağışıklık sistemini güçlendiren önemli bir grup da probiyotiklerdir. Probiyotikler bağırsak sistemini düzenleyerek hastalık yapan organizmaların üremesini engelleyen canlı bakterilerdir. En çok yoğurt ve kefir de bulunur."
ÇİNKO VE KETEN TOHUMU
"Bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli mineral çinkodur. Özellikle yumurta, tüm etler, ceviz, süt ve yoğurt zengin çinko kaynaklarıdır.
Keten Tohumu da bağışıklık sistemini güçlendirir böylece vücut direncini arttırır ve hastalıklara yakalanma riskimizi azaltır. Günde 1 çorba kaşığı taze öğütülmüş keten tohumu kullanmak faydalı olacaktır.
Ayrıca açık havada fırsat buldukça fiziksel aktivite yapmak da bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine yardımcı olacaktır. Bu sayede güneş ışınlarından da faydalanarak D vitamini depolama şansını yakalamış oluruz."