Yazıcıoğlu ve 5 kişinin hayatını kaybettiği kuşkulu helikopter kazasından sonra enkazdan cihazları sökerken görüntülenen astsubay Aydın Özsıcak’ın Emniyet ve savcılıkta “susma hakkını” kullandığı, görüntülerde Özsıcak ile birlikte yer alan astsubay arkadaşının ise cihazı “hatıra olsun” diye söktüğünü söylediği öğrenildi
Özel yetkili Malatya Başsavcı Vekilliği’nin helikopterin suikast sonucu düştüğü iddialarını araştırmak üzere başlattığı soruşturmada, 4’ü muvazzaf asker, 3’ü Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü uzmanı olmak üzere toplam 7 kişi “Helikoptere ait cihazların çalınmasına iştirak etmek, suç delillerini karartmak, sahte tutanak tanzim etmek ve s ilahlı terör örgütü üyeliği ” iddiasıyla tutuklandı. Tutuklanan 4 muvazzaf askerden 3’ünün, helikopterin enkazından Argus 5000 CE ve Skymap adlı cihazları sökerken görüntülenen kişiler olduğu belirtildi. Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül’ün gündeme getirdiği görüntülerde tornavida ile cihazı sökerken görülen astsubay Aydın Özsıcak, Emniyet’teki sorgusunda ve savcılıkta susma hakkını kullandı. Özsıcak, yedek hakimlik sorgusunda ise cihazı herhangi bir talimat sonucu sökmediğini söylemekle yetindi. Aynı görüntülerde, Özsıcak ile birlikte görülen askerlerden Cemal Şahin’in ise ifadesinde, “Aydın Özsıcak’ın cihazı hatıra olsun diye söktüğünü biliyorum” dediği öğrenildi.
“Sahte tutanak” sorusu
Soruşturma kapsamında, 4 askerle birlikte, helikopteri incelemek üzere Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce görevlendirilen kaza kırım ekibinde yer alan Feridun Seren, Mehmet Sevdim ve Kerem Mumcuoğlu da tutuklandı.
Kaza kırım heyeti başkanı Seren’in ismi daha önce çeşitli iddialarla gündeme gelmişti. BBP’nin Almanya’dan kaza ile ilgili rapor hazırlaması için getirttiği uzman pilot Volkan Sürmeli, kayıp cihazları Seren’in masasında gördüğünü iddia etmişti. Seren’e K. Maraş Savcılığı’na verdiği ifadeye ilişkin sorular yöneltildi. Seren, bu ifadesinde, cihazların çalınması konusunda neden olaydan çok sonra tutanak tutulduğu sorulmuş, Seren de hava koşulları ve rahatsızlığı nedeniyle kaza yerine ilk gittiklerinde sadece fotoğraflama yaptıklarını söylemişti. Enkaz yerine 2 gün sonra gittiklerinde cihazların olmadığını gördüklerini, ancak kar altında kalmış olabileceği düşüncesiyle hazırlanan tutanağa sadece kendisinin imza attığını ileri sürmüştü. Seren, enkazın tamamen kaldırılmasından sonra cihazların bulunamaması üzerine ekipteki diğer arkadaşlarının da tutanağa imza attığını iddia etmişti.
Seren’in ifadesine karşılık, tutanağın K. Maraş Başsavcılığı’nın ifadeye davet etmesinin ardından düzenlendiğine yönelik bulgular soruldu. Savcılık, Seren ve kaza kırım ekibini, cihazları söken askerlerle birlikte görüntülendikleri, cihazları güvenli biçimde saklamadıkları, çalıntı cihazları Sivil Havacılık’ta muhafaza ettikleri iddialarını da sordu. Seren ise eski ifadelerini tekrarladı.
Garip bir iddia, garip bir araştırma
Yazıcıoğlu soruşturması dosyasında çok ilginç bir iddiaya ilişkin bir polis araştırması raporu olduğu da anlaşıldı. Buna göre, Malatya Başsavcı Vekilliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 31 Mayıs 2011’de gönderdiği yazıda, Yazıcıoğlu soruşturması kapsamında yürüttüğü soruşturma sırasında Devlet Denetleme Kurulu’nun Ulaştırma Bakanlığı aleyhinde rapor hazırlamasını engellediği yönünde bilgiler bulunduğu belirtilerek Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde Erzincan ili Kemaliye ilçesi nüfusuna kayıtlı şahıslardan oluşan bir yapılanmanın olduğu, Özden Gazetesi çevresinde faaliyet gösteren ve Örgünöz fikrini benimseyen bu grubun herhangi bir terör örgütü ile ilişkili olup olmadığının araştırılması istendi. Bu yazı üzerine araştırma yapan İstanbul Emniyeti ise yanıtını 11 Ağustos’ta savcılığa gönderdi. Yazıda Özden gazetesini çıkaran şirketin bir yetkilisinin Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan bazı sanıklarla telefon görüşmeleri ve mesajlaşmalarının olduğunun tespit edildiği belirtildi. Yazıda, bu telefon görüşmelerinin tespit edilmiş olmasına rağmen “gazete ve gazete yetkililerinin iddia olunan Ergenekon terör örgütü ile iltisaklı (ilişkili) olup olmadığı ve şahıslar arasında herhangi bir hiyerarşik bağ bulunup bulunmadığı konusunda somut bilgi ve belgelere ulaşılamamıştır” denildi.
“Tarikat değiliz” diyen ilginç grup
Hakkında araştırma yapılan Özden gazetesinin internet sitesinde tarikat olmadığını iddia eden yazılar yer alıyor. Atatürk ve Hz.Muhammed’i öven ifadelerin yer aldığı yazılarda Özdenciler’in felsefesi olarak bilinen “örgünöz”ün ne olduğu şöyle anlatılıyor: “Örgünöz, insanların kişisel yaşantılarından, devlet düzenine ve devletler ilişkilerine kadar tüm hayatın ‘Öz’e uygun olmasını, özün güdümünden ayrılmamayı temin eden sistemler dizisidir. Şahsiyetten toplum düzenine, ekonomiden hukuka kadar her alanda temel olarak insanı alan Örgünöz, insanların, özün güdümlerine uygun yaşamasına özen gösterir. Örgünöz Fikir Sistemi, tüm insanları şahsiyetiyle, öz yaratılışına uygun, adil düzenle güzel yaşatmayı prensip alır. Kalkış yaptığı nokta, insanın has yapısına uygunluk, özünün güdümlerine uygun olarak özgürlüktür. Örgünöz’ü uygulayanların, yeni bir çağın başlatıcıları olacağı, kuşku götürmez. Örgünöz insana sistemi yaptırır, sisteme insanı değil. Evet insanlar özden yaşarken gayet güzel sistemde yaşarlar ve yaşatırlar.”
Sitede Kemaliye ilçesine ilişkin tanıtım bölümünün yanı sıra “Örgünöz Devlet Sistemi” isimli bir kitabın reklamı da dikkat çekiyor. Sitedeki bilgilere göre gazetenin ayrıca bir otel ve lokantası da bulunuyor.