Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler'de (BM) 188 üyenin, diğer 5 üyenin ağzına baktıklarını belirterek, "Bütün kaderler onların elinde. BM böyle adalet dağıtabilir mi?" dedi. İran'a uygulanan baskının İsrail'e uygulanmadığını belirten Erdoğan, "Uygula bak İsrail-Filistin sorunu nasıl çözülecek" diye konuştu. Erdoğan, Güney Afrika ve Somali'de yaşanan sefalete de değinerek, "İnanın pantolonlarının duble paçası içerisindeki kırıntıları verseler Afrika ayağa kalkar" dedi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Üniversitesi'nin 2011-2012 akademik yılı açılış törenine katıldı. İÜ Fen Fakültesi Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda düzenlenen törende Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Fatih Terim ve Şenes Erzik ile öğretim görevlileri ve öğrenciler de hazır bulundu.
Akademik yılı açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, her yeni başlangıcın umut ve heyecan demek olduğunu belirterek, "Konu eğitim, öğretim olunca bu umut ve heyecan kampüslerin, okulların, sınıfların ötesine taşıyor, bütün bir ülkenin yediden yetmişe bütün insanlarının umut ve heyecanı haline geliyor. Çünkü eğitim ve öğretim kurumları bir ülkenin geleceğinin inşa edildiği, temel kurumlardır. Sadece maddi bir gelecek vizyonundan söz etmiyorum. İnsani değerlerimiz, sosyal bağlarımızın kültürel zenginliklerimizin geleceğe aktarılması için donanımlı genç nesle ihtiyaç var" diye konuştu.
"İMKANSIZLIKLARI SEBEBİYLE İSTANBUL'A GELEMEYEN GENÇ KALMAYACAK"
İktidara geldikten sonra eğitim alanında adeta bir seferberlik başlattıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, eğitime bütçeden ayrılması gereken payı olması gereken seviyeye ulaştırdıklarını söyledi. Erdoğan, artık her ilde üniversite olduğunu ifade ederek, "İmkansızlıkları sebebiyle İstanbul'a gelemeyen genç kalmayacak. Hakkari'deyse artık orada üniversitesi var, orada okuyabilecek. Bu aynı zamanda bir dolaylı göçü de engelleme yolu. İstanbul adeta göçün merkezi haline geldi. Belediye Başkanlığım döneminde şunu söylemiştim. Geçmişte Osmanlı arşivlerinde bunu görürsünüz. Nakil ilmühaberinden bahsetmiştim. O zaman medya vize diye verdi ama ben diyordum ki bir şehirden İstanbul'a biri gelecekse niye geldiği sorulmalı. İşte bu sorulmadığı için, önüne gelen İstanbul'a geldiği için, İstanbul'daki işsizlik oranından tutunuz, nüfus artışını bu fazlalığının altında bu kontrolsüz göç yatmaktadır" dedi.
Başbakan Erdoğan, bir zamanlar 10 öğrenciden birinin üniversiteye girebildiği dönemler yaşandığını ama şimdi 2 öğrenciden birinin üniversiteye girebildiğini belirten Erdoğan, "Şu söyleniyor zaman zaman. Üniversiteyi açıyorsunuz ama akademisyen yok. Kardeşim o da olacak, o da olacak. Biri olmadın biri olmuyor. Dün akademisyenin vardı da üniversiten var mıydı? Bunu başaracağız, başarmaya mecburuz. Şu süreçte 164 bin derslik yaptık. Niye yaptık. Ben 76 kişinin okuduğu sınıflardan geldim. Şimdi biz ne yaptık hedef olarak 30'u yakalayacağız. Ondan sonra hedef bunu 20'ye indirmek" şeklinde konuştu.
Olimpiyat Stadı'nın yanındaki araziyi İstanbul Üniversitesi'ne vermeyi istediğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Şimdi inşallah Sağlık Bakanlığımız İstanbul'a en büyük şehir hastanesini yapacak. Biz bunu İstanbul Üniversitesi ile bir araya getiririz. Şu anda üniversitelerimizin hastanelerinde çok ciddi parasal zararlar var. Bir tanesinde 200 milyon kendilerine verildiği halde maalesef piyasaya olan borcunu kapayamadı. Tekrar bir bakıverdik 258 milyon. Demek ki işletmede bir sıkıntı var. Bu işin bilimsel yönünü farklı işletme yönünü farklı götürmemiz lazım. Bunu birlikte başaracağız" diye konuştu.
"BİZ TIRMANIYORUZ ONUN İÇİN GÜÇLÜYÜZ"
Başbakan Erdoğan, kabinede İstanbul Üniversitesi'nden yetişmiş bakanların da olduğunu ifade ederek, İÜ'nin eğitim dünyasının adeta çınarı olduğunu söyledi. İnsanlığın bugünden yavaş yavaş şekillenmeye başlayan yeni bir dünyaya koşar adımlarla gittiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti; "Gelecekte bizi neyin beklediği konusunda pek çok ülke ne yazık ki yeterince hazırlıklı değil. İnanın biz çok iyi durumdayız ve çok daha iyi olacağız. Biz şu an tırmanıyoruz. Birileri tırmandı şu an onlar gelen rüzgarlarla düşmelerini bekliyorlar. Biz tırmanıyoruz onun için güçlüyüz. Bugün gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyayı etkileyen büyük ekonomik kriz yaşanıyor. Son birkaç yıla baktığınızda bu ağır faturanın birçok ülkede şok etkisi getirdiğini görüyoruz. Amerika borçta birinci, Japonya ikinci İtalya üçüncü sırada. Hamdolsun bizim bunların arasında yerimiz yok. Şu anda karşılıksız para basmak suretiyle açıklarını kapatıyorlar. İşte ispanyanın hali. İşsizlik yüzde 22'lere ulaştı. Amerika yüzde 10'a dayandı. Bizler şu an 9.2 deyiz. Ve daha iyi bir noktaya geleceğiz."
BM'deki daimi ve geçici üyelerin 2. Dünya Savaşı şartları altında belirlendiğini, bundan sonrada değişmesinin söz konusu olmadığını anlatan Erdoğan, "Şu anda 193 BM üyesi var. Bunun 5 tanesini bir kenara koyduğunuzda 188 üye 5 üyenin ağzına bakıyor. Bütün kaderler onların elinde. Böyle adalet dağıtabilir mi BM? Ondan sonra bakıyorsunuz BM bir ülke hakkında 89 yaptırım kararı alıyor, baskı yok. 247 genel kurul kararı alıyor bakıyorsunuz yaptırım yok. Ama bakıyorsunuz gidiyor Sudan'a hemen yaptırım baskı. İran'a baskı uygulandı ama gelip İsrail'e aynı baskıyı uygulamıyorsun. Uygula bak İsrail Filistin sorunu nasıl çözülecek. Adil olmamız gerekiyor. Bunları BM'de konuştum. Bunları Sayın Obama'ya anlattım. Biz adil bir milletin torunlarıyız. Adalet ile kıtalara hükmetmiş bir ecdadın torunlarıyız. Bu çatı o insanları yetiştirdi" dedi.
Başbakan Erdoğan, Afrika ve Somali'de yaşananlara da değinerek, yaşanan sefaletin anlatmakla anlaşılmayacağını belirtti. "İnanın pantolonlarının duble paçası içerisindeki kırıntıları verseler Afrika ayağa kalkar" diyen Erdoğan, "Ama onların oraları gördüğü yok. Görün oraları ne var. Bu sefalet neyin nesi? Ondan sonra kendileri obezite oluyor tabii ki ne olacak başka bir şey olmaz. Bu insanlara elimizin ulaşması lazım. Raunda da ne vardı. Fransa sömürüsü, öbür tarafta İngiliz vardı, diğer tarafta İtalya. Yıllarca sömürüler. Bakıyor orada pırlanta nasıl ışıldıyor, öbür tarafta petrol kuyuları bunun hesabını yapıyorlar. Yoksa oranın halkının demokrasi yolunda önlerini açalım diye bir hesap yok" ifadelerini kullandı.
"GELİŞMİŞ DÜNYA ASLINDA SADECE BİNDİĞİ DALI KESMEKTE"
Kendilerine parlak dünyalar kurmak adına insanlığın en temel değerlerini, barışı, adaleti rahatlıkla gözden çıkarabilen gelişmiş dünyanın aslında sadece bindiği dalı kestiğini vurgulayan Erdoğan, şimdi o yanlış sömürü anlayışlarının faturasının bugün bütün dünyanın temel problemi olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti; "Yeni dünya insanlığın bu haksız ve adaletsin gidişata yeter diyeceği bir dünya olacaktır. Bu yanlış hesabın miyadı dolmuştur. Gücün ve ihtirasların egemen olduğu bu kara düzen artık sürdürülemez. Yeryüzünün tükenmezmiş gibi sömürülen kaynakları heder edilmiştir. Bu tarihi kargaşa döneminin başka çıkışı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti dünyanın insan odaklı yeni çağına öncü ülke olarak en ön saflarda girmektedir. Ben milletimi kutluyorum. Hele hele şu Somali feryadına kulak veren milletimi kutluyorum. 300 milyon dolar şu an nakit olarak STK'ların ve başbakanlık hesabında para var. Bu millet böyle bir millet. Bizim insanlığa çare olabilecek gençlere ihtiyacımız var derken tam olarak bunu kastediyorum. Kendine özgü şartları nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti geleceğin zorluklarını bütün ülkelerden çok daha önce yakaladığı için böyle bir dünyada nasıl ayakta kalabileceği noktasında değerli tecrübeler sahip."
Konuşmasında anayasa değişikliğine de değinen Başbakan, "Bugün İngiliz'in bir yazılı anayasası falan yok, bir uygulaması var. Biz onları mı örnek alacağız?" diye sordu. Türkiye'nin uygulamalarıyla örnek olması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Üniversitemizin tüm koşullarını çok daha özgür hale getirme gayesi i dçerisindeyiz. Ben inanıyorum ki bunu başardığımızda bütün öğrenci kardeşlerimiz inandığını söyleyebilir, düşündüğünü söyleyebiliyorsa işte özgür dünya budur. Yeni anayasada dikkat edilirse biz ön koşul koymadık. 326 milletvekilimiz var. Dolayısıyla bizim sayımıza göre komisyonda olmamız gerekir demedik. Bizim de 3 diğer partilerin de 3. Biz bu millet üzümü yesin istiyoruz, bağcı ile bizim işimiz yok. Şimdi milletimizin bu büyük değişimine uyumlu, çağdaş yapıda, özgürlükçü bir anayasa yapmak gibi bir sorumluluğumuz var. Türkiye'nin mutlu ve müreffeh geleceğe iyi bir zemin kazandıran yeni bir anayasa hazırlamak mecburiyetindeyiz. Bu sadece bizim siyasi partilerin değil, ülkenin her vatandaşının ortak sorumluluğudur. Buraya hepimiz adeta inşaata harcı taşır gibi bilgi ve düşüncemizi taşımak zorundayız" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının sonunda ise annesi Tenzile Erdoğan'ın vefatı nedeniyle kendisine ulaşan taziyelere değinerek, "Sevgili valideme yönelik temennileriniz, taziyeleriniz her türlü takdirin üzerindedir. Şahsınızda tüm milletime de bu acı günlerimizde bizleri yalnız bırakmadıkları için şükranlarımı arz ediyorum" dedi.
Tören sonunda Başbakan Erdoğan'a plaket takdim edildi.