Serdar Denktaş, “Amaçları, Türkiye’yi yalnızlaştırmak. AB’nin 2030’dan itibaren gaz ve petrol ihtiyacını, kendisine ait bir bölgeden ithaline fayda sağlamak suretiyle AB’yi işin içine çekmek . Kıbrıs sorunu dışında bir sorun ile Türkiye’yi kendisine muhatap konuma getirmek” diye konuştu.
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş dün akşam, Gazimağusa Belediyesi’nin yeni dönem “Çarşamba Söyleşileri’nin” ilk etkinliğine katılarak “Dünden Bugüne Kıbrıs” konulu konuşma yaparak, soruları yanıtladı.
PETROL KONUSUNDA RUM TARAFI BİZDEN ÖNDE
Petrol konusunda Rum tarafının daha stratejik davrandığını ve Rum tarafı çeşitli adımlar atarken ve anlaşmalar imzalarken Türkiye’nin 2002 yılından itibaren konuya çok fazla önem vermediğini, o yıllarda yaptığı itirazın gerisini getirmediğini söyleyen Denktaş, “Bu konuda Rum tarafı bizden önde” dedi.
KITA SAHANLIĞI ANLAŞMASI RUM TARAFINA CEVAPTIR
Denktaş, Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması’nın Rum tarafının Türkiye’yi Kıbrıs sorunu dışında bir sorunla muhatap olarak karşısına oturtma girişimine bir cevap olduğunu, anlaşmanın içerik olarak hiç bir anlamı olmadığını ancak imzalandığı mekanın ve Rum tarafına verdiği mesajın son derece önemli olduğunu söyledi.
Denktaş, “Mesaj bütün dünyaya ve Rum tarafına;’benim Akdeniz’deki muhatabım bu konuda KKTC ve Kıbrıslı Türklerdir’ mesajıdır, Rum tarafına ‘boşuna ümit etme seni muhatap olarak almayacağım’ mesajıdır. Yoksa, tanınmamış bir devlet olsanız bile kıta sahanlığınız vardır ve hakkınızdır” dedi.
Denktaş, Piri Reis gemisinin Kıbrıs’ın güneyinde bulunmasının Kıbrıs’ın garantörü olmasından değil, Akdeniz’de en geniş sahile sahip ülke olmasından kaynaklandığını ve sismik araştırma yapmasının da doğal olduğunu ifade etti.
“ULUSLARARASI ŞİRKETLER KIBRIS KONUSUNDA İLK KEZ TARAF HALİNE GELDİ... SON YAKIN”
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Rum tarafının petrol ve doğal gaz arama faaliyetleriyle ilgili yaptığı anlaşmalar ve ön izinler neticesinde ilk kez uluslararası şirketlerin ve sermaye gruplarının Kıbrıs konusunda taraf haline geldiğini kaydederek, Türkiye’nin etrafındaki, kendisine müttefik olarak alabileceği tüm devletlerin uluslararası alanda iş yapan sermaye gruplarının şu anda Kıbrıs’ın etrafında olduğunu söyledi.
Denktaş, “Bu şirketlerin buradan elde edeceği kazanç, Kıbrıs’ta bir sona gelmemizin başlangıcıdır. Nasıl bir son? Onu daha bilemiyorum” diye konuştu.
Kıbrıs’taki rezervlerin, Rusya ve Suriye gibi ülkelerdeki gazın pahalı olması nedeniyle 2030 yılından itibaren AB için büyük bir ihtiyaç haline geleceğini kaydeden Denktaş, “AB 2020’den itibaren bütün doğal gaz ve petrol ihtiyacını buradan karşılamayı düşünüyorsa, burada sorunlu bir bölgenin devamını kendisi de istemeyecektir. Ellerinde iki tane formül vardır. Ya metazori bir anlaşma ki, bu yeniden bir çatışmayı da gündeme getirebilir. Ya yine metazori, tarafları baskı altına alarak tam anlamıyla bir ayrılık” dedi.
Denktaş devam eden süreçte Kıbrıslı Türklerin özgüvenini kaybetmiş bir durumda “bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur” noktasında olduğunu, ancak yapabilecek çok şey bulunduğunu söyledi.
MEVCUT ZEMİNLE ÇÖZÜM OLMAZ
Denktaş, 10-15 yıl sonrası için Kıbrıs’ta nasıl bir çözüm öngördüğünün sorulması üzerine, mevcut zeminle çözüme ulaşmanın mümkün olmadığını, mevcut zeminin ise BM iyi niyet misyonu çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yeniden restore etmek olduğunu söyledi.
1964 yılından bu yana Kıbrıslı Türk ve Rumların kendi hayatlarını kurduklarını söyleyen Denktaş, “Sen hala daha Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yeniden oluşturalım zemininde hareket edersen çözüme ulaşmak mümkün değil. 40 yıl daha konuşmaya devam edersin. Buna bir son vermek lazım” dedi.
21 Ekim’de gerçekleştirilecek zirveden beklentisinin Genel Sekreter’in bir neticeye varması olduğunu kaydeden Denktaş, “Birlikte yaşamak istemeyen iki halk var. Bunu açıkça ortaya koymamız halinde yeni bir formül ortaya çıkacaktır” dedi.
BU İŞİN SONU TAKSİME GİDER
DP Genel Başkanı Denktaş, Kıbrıs sorununa petrolle birlikte bakıldığında 2-3 yıl içinde “Güney’deki petrol senin, Kuzey’deki toprak benim noktasına gelineceğini tahmin ettiğini, işin sonunun taksime, iki devletli bir çözüme gideceğini söyledi.
“SİYASET, TERCİHİM OLMADI KADERİMDİ”
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, siyasetin tercihi değil, kaderi olduğunu açıkladı..
Denktaş, kardeşi Raif’in geçirdiği trafik kazasından sonra son günlerinde 3-4 gece yanında kaldığını ve duyacağını ümit ederek, kendisinin yolundan yürüyeceğine ve misyonunun sürdüreceğine dair söz verdiğini ve siyasete bu yüzden girdiğini kaydetti.
“DEVLETE İNANIRIM. MİSYONUM DAHA İYİ DEVLET YAPISI”
KKTC Devleti’ne gerçek anlamda inananlardan olduğunu söyleyen Denktaş, devletin çok kötü yönetildiğinin farkında olduğunu, siyasetteki misyonunun ise daha iyi bir devlet yapısı oluşmasına katkıda bulunmak olduğunu söyledi.
Denktaş, Kıbrıs Türk halkının üzerine düşen konularla ilgili olarak da, kamuda verimsizlik olduğunu, istihdamların kamuya yığıldığını, kamuda istihdamın siyasetçinin vaadiyken bugün vatandaşın şantajı haline dönüştüğünü kaydetti.
Denktaş, merkeziyetçilikten çıkıp daha yaygın hizmet verecek bir yapı oluşturulması gerektiğini, ayrıca primini yatıran her vatandaşın istediği sağlık kuruluşundan hizmet alabilmesi gerektiğini kaydetti.Özelleştirmeyi hep savunduklarını söyleyen Denktaş, devletin bazı görevleri, sermaye yapılarını güçlendirerek yerel sermayeye devretmesinden yana olduklarını kaydetti.
"1974’TEN SONRA KIBRIS TÜRKÜ’NÜN ÖNÜNDEN HEDEFİ KALDIRILDI”
Denktaş, 1974 tarihinden itibaren Kıbrıs Türkü’nün önünden hedefin kaldırıldığını belirterek “Hedef olan taksim için verilen onurlu mücadele 1974 ile sona erdi. O günden sonra devlet kuruldu ama bu devletle ne yapacağımızı da bilemedik” dedi.
Denktaş, bağımsız devlet kurulduğunu ancak tanınma yönünde her hangi bir girişimde bulunulmadığını, tanıtımın Sarayönü’nün ötesine geçemediğini, Kıbrıs Türkü’nün zamanla hedefsiz bir topluma dönüştüğünü ifade etti.
Denktaş, Kıbrıs Türkü’nün mücadele yıllarında üzerine düşeni yaparak varlığını ve topraklarını koruduğunu ve ondan sonra yardım istediğini kaydederek, “Hiç bir şey yapmayıp, oturup ‘gel beni kurtar’ demedi.. Şimdi üstümüze düşeni yapmadan yardım istiyoruz. Bu kez askeri yardım değil, mali yardım talebinde bulunuyoruz” dedi.
Denktaş, “Üstümüze düşeni yapıp, kendi yanlışımız da kabullenerek hareket etmemiz halinde yardım talep etmemiz doğal hale gelecek ve verilen yardım da başımıza kakılmayacak” dedi.
“1960’TAN KAYNAKLANAN HAK YOKTUR”
DP Genel Başkanı Serdar özellikle muhalefetin son dönemde kullandığı “1960’tan kaynaklanan haklarımız...” gibi yaklaşımları yanlış bulduğunu belirterek, “1960’tan kaynaklanan hakkımız yoktur bizim. 1960’a hak veren bir halkız, Onay verdik ve 1960 oluştu. Var olan hakkımız; bu adadaki devlet kuran iki halktan biri olmamızdan kaynaklanır” dedi.