Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Deniz Feneri e.V davası bağlantılı soruşturma kapsamında 3 kişinin serbest bırakılmasına ilişkin "Bunları tahliye eden hakimin verdiği kararın, başka davalardaki hakimlere örnek olmasını diliyorum. Kalben inanıyorum ki yakın zamanda diğer mahkemeler, heyetler veya hakimler, tahliye kararlarını vermeye herhalde başlayacaklar. Yoksa bunun izahı olmaz" dedi.
Arınç, A Haber’de yaptığı açıklamada, depremin ardından Van’da evleri
yıkılanlara çadır dağıtıldığını, ancak artçı sarsıntılar nedeniyle evlerine
giremeyenlerin de çadır istediğini söyledi. Pazartesiden itibaren dağıtılan çadır
sayısının 25 bini bulduğunu ifade eden Arınç, böylece çadır ihtiyacının çok büyük
ölçüde çözüldüğünü dile getirdi. Arınç, "Ancak insanlar çadır kuyruğunda ya da
çadır ihtiyacının hemen giderilememesi karşısında bir feryatta, bir şikayette,
bir eleştiride bulunmuş olabilirler. Kızılay’ın da ilk saatlerde bunu
karşılayamamış olması eleştiri konusu olmuştur. Deprem çok büyük ölçektedir,
şaşkınlığa yol açmıştır, bu kamu personeli ve yardım kuruluşları açısından geçici
bir şoku meydana getirmiştir, ama pazartesiden itibaren bu sıkıntının çok büyük
ölçekte çözüldüğünü biliyoruz" diye konuştu.
Devletin depremden sonraki çalışmalarına 10 üzerinden en az 8 notunu
verdiğini anlatan Arınç, bölgedeki çalışmalarda çok büyük başarı sağlandığını
vurguladı.
Arınç, deprem bölgesindeki yağmalama olaylarına ilişkin olarak da "Çok
büyük ölçüde değil, ama bu tür olaylarda gözü dönmüş bir kısım insanların yağmaya
varan eylemleri söz konusu" dedi.
-Kamu binalarının yıkılması-
Arınç, depremde çok sayıda kamu binasının yıkıldığının hatırlatılması
üzerine, olayda denetimsizlik, sorumsuzluk ve hırsızlığın söz konusu
olabileceğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bundan sonra yapı
denetimlerinde, çarpık-ruhsatsız inşaat yapılmasında acımasız olunacağını, tüm bu
binaların yıkılarak daha sağlam binalar yapılması için Çevre ve Şehircilik
Bakanlığında tüm yetkilerin toplanacağını dile getirdiğine işaret eden Arınç, bu
konuda yargıya da düşen görevler olduğuna işaret etti. Yargının bu konuda bütün
yetkilerini kullanması gerektiğini ifade eden Arınç, "Belediyeler iskan, imar,
inşaat ruhsatı verirken ihmalin de ötesinde kasıtla hareket etmişlerse, iddia
edildiği gibi şimdi milletvekili olan belediye başkanı da yol açmışsa, hiç
kimsenin parti etiketine bakılmaksızın hiç kimsenin, şu andaki sıfatı çok önemli
olmaksızın, bunlar hakkında da ibret verici işlemlerin yapılmasını arzu ederiz"
diye konuştu.
-Ülkelerden yardım talebi-
Depremin ardından Türkiye’nin kendi imkanlarıyla olaya müdahale ettiğini
belirten Arınç, "İmkanlarımızın yeterli olduğu bir anda orayı daha
kalabalıklaştırmak, havaalanını daha işlemez hale getirmek işimize gelmedi"
dedi.
Bina enkazının üzerine onlarca insanın çıkmasının kurtarma çalışmalarını
güçleştirdiğine işaret eden Arınç, kurtarma ekibi göndermek isteyen 30’dan fazla
ülke olduğunu, hepsine minnettar olduklarını söyledi. Talepleri zaman içinde
değerlendirmek istediklerini dile getiren Arınç, "Yardıma ihtiyacımız olduğu
zaman lütfen buyurun, dedik. İsrail de bunlardan biridir" diye konuştu.
-Çukurca’daki saldırı-
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak’ta yürüttüğü operasyonda Kuzey Irak
Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin Türkiye’nin istediği desteği
gösterip göstermediği yönündeki bir soruyu yanıtlayan Arınç, Kuzey Irak Bölgesel
Yönetimi’nin ve Irak’taki Merkezi Hükümet’in, Türkiye’nin terörle mücadelesine
destek verdiğini gördüklerini söyledi.
50 civarında PKK’lı teröristin yurt içindeki operasyonlarda, 250-270
civarındaki PKK’lı teröristin sınır dışındaki operasyonlarda etkisiz hale
getirildiğini kaydeden Arınç, tankların sınırı geçerek doğrudan operasyona
katılmadığını, sınıra paralel konuşlandırıldığını dile getirdi.
Arınç, Çukurca’daki saldırıyı yapan terörist sayısının söylendiği gibi
300-400 olmadığına, sayının daha az olduğuna dikkati çekerek, "Kullandıkları
silahlar ve eylemden sonuç alıcı imkanları kullanmaları bize epey bir yığınak
yapıldığını ve birtakım yerel unsurlardan destek alındığını, böyle bir
operasyonun içerideki gözetleme ve istihbaratlarla daha etkin hale getirildiğini
bize gösteriyor" dedi.
Bu olayların her zaman araştırıldığını anlatan Arınç, "Bu çalışmaların
bir kısmı sonuçlandı. Biz bu sonuçlara baktığımız zaman çok büyük ölçüde askerin,
polisin veya bir başka güvenlik gücünün bir zafiyetinin bulunmadığını, ama bazı
noktalarda birbiriyle buluşturduğunuz zaman, puzzleları birleştirdiğiniz zaman
daha çok dikkat edilmesi, üzerinde durulması ve telafi edilmesi gereken bazı
noksanlıklar olduğunu söyleyebilirim" dedi.
-Deniz Feneri e.V davası bağlantılı soruşturma-
Arınç, Deniz Feneri e.V davası bağlantılı soruşturma kapsamında 3 kişinin
serbest bırakıldığının hatırlatılması üzerine, "Tahliye edilmiş olmaları kim
olursa olsun, bizim için sevinç doğurur. Bir insanın hürriyetinin bağlayıcı hale
gelmesi, tutukluluk ya da hükümlülük hoş değil" dedi.
Hüküm verilinceye kadar tutukluluk süresinin uzamasının doğru olmadığını
belirten Arınç, Deniz Feneri e.V davası bağlantılı soruşturma kapsamında 3
kişinin çok doğru, haklı ve yerinde bir kararla, tutukluluk cezaya dönüşmesin
diye tahliye edildiğini dile getirdi.
Arınç, şunları kaydetti:
"Bunları tahliye eden hakimin verdiği kararın, başka davalardaki
hakimlere örnek olmasını diliyorum. Kalben inanıyorum ki yakın zamanda diğer
mahkemeler, heyetler veya hakimler, tahliye kararlarını vermeye herhalde
başlayacaklar. Başlamaları gerekir, diye söylemek istiyorum. Yoksa bunun izahı
olmaz. Buradaki da mahkeme hakimi, oradaki de mahkeme hakimi. Buradaki de
tutuklu, oradaki de tutuklu."
Milletvekili seçilen bir kişinin kaçacağı yönünde bir endişe
olamayacağına işaret eden Arınç, "Sebahat Tuncel isimli bir bayan parlamentere
tanınan bir imkanın bugün milletvekili seçilmiş Mustafa Balbay, Haberal ve Engin
Alan’a uygulanmamasını benim vicdanım kabul etmiyor, doğru bulmuyorum" diye
konuştu.
Milletvekili seçilen birinin yerinin Parlamento olduğunu belirten Arınç,
"Deniz Feneri sanıklarıyla ilgili tahliye kararının bütün davalarda
yargılananlar için emsal teşkil ettiğine inanıyorum" dedi.
Arınç, başka bir soruyu yanıtlarken anayasa değişikliğine ilişkin kırmızı
çizgilerinin olmadığını belirterek, yeni bir anayasa yapılırken beyaz bir
sayfanın ele alınarak birlikte doldurulması gerektiğini ifade etti.
"Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığına bağlanacak mı"
sorusunu yanıtlayan Arınç, sivil-asker ilişkilerinde gelinen noktanın iyi
olduğunu dile getirerek, "Geldiğimiz noktada çok büyük bir ihtiyaç içinde
değiliz. Ama yeni bir anayasaya bağlantılı olarak sivil-asker ilişkilerinde Batı
ülkelerindeki standart ve normlara ulaşmak istiyoruz" dedi.