Çinko eksikliği hastalık oluşumunu hızlandırır Bitki çaylarını ihmal etmeyin Her nar tanesi bir ilaçtır Ani ısı değişimlerinden bal ile korunmak mümkün C vitamini savunma sistemini güçlendirir Bırakın yoğurt ve kefir sizi korusun Sarımsağın faydası kokusundan ağır basıyor Bir tutam maydanoz c vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar E vitaminini fındık, ceviz ve bademden alabilirsiniz
Vücutta çinko eksikliği; fiziksel, nörolojik ve psikolojik gelişmeyi yavaşlatabilir ve yaşamı tehdit eden enfeksiyonlarla mücadelenizi zayıflatabilir. Bunun için vücuda çinko takviyesi yaparak bu durumu tersine çevirebilirsiniz. En iyi çinko kaynakları; kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir. Yine fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler, süt, peynir ve kuru baklagillerden de destek alabilirsiniz.
Özellikle kuşburnu, ıhlamur, ahududu, böğürtlen, antioksidan yönünden zengin olduğu için bu dönemde tercih edilebilir. Limonla zenginleştirerek, kendinize doğal bitki çayları karıştırabilirsiniz.
Nar meyvesi ismini Latincede ‘çok tohumlu’ anlamına gelen ‘pomegranate’den almıştır. Güçlü antioksidant flavonoidler nar suyunun rengini sağlarlar. Nar antioksidan ve anti-tümör etkisinden dolayı ilaç olarak da tanımlanabilir.
Bal, enerji veriminin dışında karasal iklime sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa ve soğuk algınlığına karşı; ağız, boğaz ve bronşlardaki rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu özellikler balın antimikrobiyel etkisinin yanı sıra; baldaki fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve gevşetici özelliğinden kaynaklanmaktadır. Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini sağlamak için kullanımı önerilmiştir.
C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar, savunma sistemini güçlendirir. Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içerir. C vitamini kaybını önlemek için salatalar da meyve suları gibi tüketilmeden hemen önce hazırlanmalıdır. Hem kış hem de yaz aylarında düzenli bir beslenme programı için; et, süt, sebze, meyve ve tahıllardan oluşan besin gruplarının dengeli bir biçimde alınması gerekir. Özellikle taze sebze ve meyveler, soğuk havalarda da sağlıklı kalmak isteyenlerin imdadına yetişmektedir. Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır. Bu besinlerin belirli ölçülerde tüketilmesi hastalıklardan korunmada önemli rol oynar.
Yoğurt ve kefir florayı güçlendirerek gastrointestinal sistem enfeksiyonlarına karşı direnç oluşturur, immün fonksiyonlara (bağışıklığa) destek verip, anti-tümör özellik gösterir.
Sarımsağın yapısında bol miktarda su, fruktoz içeren karbonhidratlar, kükürt bileşikleri, protein, lif ve serbest amino asitler bulunur. Sarımsak ayrıca yüksek miktarda saponin, fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içerir. Sarımsağın bağışıklık sisteminin baskılanmasını önleyerek kansere karşı etkili bir silah olabileceği belirtilmektedir.
Maydanoz bir provitamin A (Beta karoten) kaynağıdır. Bu özelliği ile görme gücü, kılcal damar sisteminin ve tiroid bezinin fonksiyonları üzerinde etkilidir. Maydanoz yaprakları vitamin(A,C,K ), demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum yönünden zengindir.
E vitamininin vücuttaki en önemli görevi antioksidan özelliğidir. En zengin kaynakları; fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerdir. Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan omega-3 yağ asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlarda bulunan omega-9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler.