Bakan Şahin, onlarca kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. ile ilgili Yargıtay kararına tepki gösterdi. Şahin, kararın hukuki boyutu incelettirdiğini de söyledi.
YARGITAY’IN Mardin’de 13 yaşındayken tecavüze uğrayan N.Ç. hakkında verdiği karara tepki yağıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, dün Almanya Bavyera Eyaleti Meclis Başkanı Barbara Stamm’ı kabulünün ardından basın mensuplarının soruları üzerine Yargıtay kararını sert şekilde eleştirdi. Adaletin toplumsal huzur ve barışı sağlamak için var olduğunu vurgulayan Şahin şu değerlendirmeyi yaptı: “Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti. Çıkan bütün kararlara saygılıyız. Fakat çıkan kararın da adaletli olması ve kamu vicdanında karşılığının olması gerekiyor. Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesine göre bir karar alındığı söyleniyor. Oysa baktığınız zaman 13 yaşındaki bir kız çocuğunun kendi başına gönül rızasıyla, bu birlikteliğinin olduğunu kabul eden bir sonuç bu. 13 yaşında bir çocuk... Çocuk istismarıdır, çocuğa karşı cinsel istismar işlenmiştir. Asla o çocuk gönül rızasıyla ilişkiye girecek durumda, ruh durumunda, beden durumunda değildir. Bu bakış açısı, bir erkek bakış açısıdır.
Hukukçularımız inceliyor
Her zaman söylediğimiz gibi özellikle karar mekanizmasındaki bireylerin kadın olsun, erkek olsun, toplumun her kesimini kuşatacak şekilde karar almasını sağlamamız lazım. Burada da gördüğümüz şudur; dünyanın en iyi yasasını da çıkartırsanız çıkartın, uygulayıcı olan bireyin nasıl algıladığı ve nasıl karar verdiği ile alakalıdır. Burada da bizim bakanlığımız bünyesinde şu anda çalışma ve değerlendirmelerimiz devam etmektedir. ‘Bu konuda hukuki olarak neler yapabiliriz?’ Bu olayların bundan sonra olmaması hem de kamuoyu algısı adına Bakanlığın bundan sonraki süreci nasıl yöneteceği ile ilgili çalışmalarımız tamamlanmak üzere. Tamamlandığı zaman da bunu kamuoyuyla paylaşacağım. Bundan sonraki olaylarda özellikle karar mekanizmasındaki bireyin kadın olsun erkek olsun kadının insan hakkını anlayacak algılayacak zihinlerde olması çok önemli. Siz 13-15 yaşındaki daha kendi çocuk olan birini zorla istismar edeceksiniz ve ondan sonra o birlikteliği gönül rızası hükmüne göre karar vereceksiniz. Bu kabul edilemez. Benim kendi vicdanımda da ben bir kadın bir anne olarak bunu kabul edemiyorum. Türk toplumunu da kabul etmediğini bana gelen telefonlardan biliyorum. Dolayısıyla buradaki hukuki süreci güçlendirmek için ne yapmak gerekiyorsa bize bu konuda tavsiyesi olan katkısı olan herkesi dinlemeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”
Kabul ediemez
Şahin, daha sonra yaptığı yazılı açıklamada da, bakanlığının erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadelesini sürdürürken, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 13 yaşındaki bir kız çocuğunun “sanıklarla kendi rızasıyla birlikte olduğu” doğrultusundaki yerel mahkeme kararının onamasını kabul edilemez ve kaygı verici olarak niteledi. Şahin şöyle dedi: “Yasa 15 yaşını tamamlamamış çocukları fiilin anlam ve sonucunu anlamayacak çocuk kategorisine koymaktadır. Fiilin anlam ve sonucunu anlamayacak kategorideki bir çocuğa karşı işlenen fiilde çocuğun rızası olup olmadığı aranmaz. Çünkü çocuk rızanın da sonuçlarının anlamayacak bir kategoride kabul edilmektedir. Kadın örgütlerinin de yaptığı açıklamalarda belirtildiği gibi, N.Ç.’nin yaşadığı istismar ömür boyu onarılması güç travmalara neden olacak iken mahkemelerin ve yüksek mahkemenin aldığı kararlar kamu vicdanını yaralamıştır. Yargı makamlarının öncelikli görevinin mağduru ve cinsel istismara uğrayanın hakkını korumak olduğunu hatırlatmak isterim.”
‘Tecavüzcülerin aklanmasına yargı kararı denemez’
AK Partili Ömer Çelik, Yargıtay’ın N.Ç. kararını Twitter’dan ‘’Tecavüze uğrayan 13 yaşındaki çocuğun, tecavüzcülerinin aklanmasına yargı kararı denemez. Bu aklama insanlık suçudur. İnsanlıkla bağdaşmaz’’ sözleriyle eleştirdi. AK Partili Çelik, Yargıtay’ın bu kararını Twitter’dan şu sözlerle eleştirdi, “Böyle karar verenler, Yüce Millet adına yetki kullanıyor olamazlar. Ahlaktan, erdemden ve insanlıktan boşanmış yargı kararı olamaz. Yargı, bu kararın utancı altında ebediyen lekeli kalır. 13 yaşında masum bir çocuğu koruyamayan ‘yargı’, neyi korumaya muktedir olabilir”