Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Sadece Almanya'daki vatandaşların sayısı 3 milyonu aştı. Bu nüfusun sosyal meselelere yansımasına bakınca eşdeğer yansıma göremiyorsunuz. Bölünmüşlüğü bir kenara bırakıp o ülkelerdeki tüm vatandaşların ciddi bir dayanışma içine girmesi gerekiyor.
Van ilçeleriyle köyleriyle 1 milyon 164 bin kişilik bir şehir. 2014'te inşallah Van'ı da büyükşehir kapsamına alacağız. 2014 seçimlerine Van büyükşehir olarak girecek. Yasası bu aralarda çıkacak. 7,2'lik deprem olduğunda biz tüm imkanlarla bölgeye ulaştık. Deprem oldu, hemen bakan arkadaşlarım ve ben bölgeye gittik. Yoğun bir yardım seferberliği başladı ancak 9 Kasım'da Van'daki durumu ağırlaştıracak ikinci bir deprem yaşadık. Bu deprem bölgeyi olumsuz etkiledi. İnsanlar sağlam dahi olsa evlerine girmekten çekindiler. 1 milyonu aşkın nüfus için barınma ihtiyacı hasıl oldu. Ne kadar güçlü olursanız olun hiçbir ülkenin kolay üstesinden gelemeyeceği bir afetle karşılaştık. Yaşanan aksaklıkların aynısı Japonya'da da yaşandı. ABD 1800 kişinin öldüğü Katrina Kasırgası'nın vurduğu eyaletlere haftalarca ulaşamadı. Türkiye genelindeki tüm vatandaşlar bilsin ki, hükümet olarak Van'ın yaralarını sarmak için samimi biri gayret içindeyiz. Art niyeti olanların mbunu görmesi mümkün değil. Başbakanlıktan ulaşılan yardım 28.7 milyon lira oldu. Van'a gönderdiğimiz yardımın nakit karşılığı 341 milyon lira olarak gerçekleşti. Bölgeye 75 bin 514 çadır gönderdik. Vakit kaybetmeden çelik konstrüksiyonlu evleri Van'da değerlendireceğiz. Bunlar 99 metrekarelik evler. Bütün bu çabalar karşısında birkaç istisnai olayı cımbızla çekerek Van'ın manzarası gibi sunmak 74 milyona yapılmış haksızlıktır.
İddia ediyorum; Cumhuriyet tarihinde hiçbir afet karşısında bu kadar hızlı ve etkili müdahale gerçekleşmedi. CHP 1950'ye kadar tek partiydi ne yaptı? 1939'da Erzincan'da 33 bin kişi hayatını kaybetti, CHP ne yaptı? 1966'da Varto'da 2394 vatandaşımızı kaybettik. Konutları 43 yıl sonra bizim dönemimizde hak sahiplerine teslim ettik. 1999'da Sakarya, Kocaeli, Yalova depremleri sırasında iktidarın ortağı MHP ne yaptı? Ankara'dan hükümet daha büyük bir enkaz altında kaldı. BDP vekilleri terörist cenazelerini provoke etmek için birbirleriyle yarıştılar. Van Belediyesi sizde yaraları sarmak için ne yaptınız? Biz var gücümüzle yaraları sarmak için uğraşırken, BDP'nin sırtını sıvazladığı teröristler terör faaliyetlerine hız verdiler. Van'ın boşaltıldığı iddiaları tamamen yalandır. Vanlı kardeşlerimin bu zor günleri aşmada bize yardımcı olmasını bekliyoruz.
'HİTLER'DEN DERS ALMIYORSAN KADDAFİ'YE BAK'
Geçen hafta Suriye'de bazı kendini bilmezler bazı ülkelerin diplomatik temsilciliklerine saldırıda bulundular. Esad'dan sorumluları yargıya teslim etmesini istemiştik. Ben saldırılar karşısında aynen şu ifadeleri kullandım: Yabancı ülke vatandaşlarını korumak her ülkenin onurudur. Bunlar üzerinden mesaj vermeye çalışmak acziyettir. Telafisi zor olan bir şuursuzluktur. Suriye yönetimi buna rağmen topraklarından transit geçen Türk hacılara yapılan saldırıya mani olamamiştır. Yabancı ülke vatandaşlarını hele hele hac yolculuğuna çıkmış yolcuları korumak bir ülkenin onuru ve namusudur. Esad çıkıyor ‘Ölene kadar savaşırım’ diyor, Allah aşkına sen kiminle savaşıyorsun. Kendi halkıyla savaşmak kahramanlık değil korkaklıktır. Hitlere bak, bunlardan ders almıyorsan aynen senin kullandığın ifadeleri kullanan ve öldürülen Libya'nın liderine bak. İsrail'in işgal ettiği tepeler için neden ölene kadar savaşmadın? Bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yok. Bir halka zulmedilirken 910 km sınırı olan bir Suriye'ye sırtımızı dönmeye niyetimiz yok. Kendi halkına saldıran diktatörlere seslenmek iç işlerine karışmak değildir. Beşşar Esad'a çağrımı yineliyorum: Türkiye'nin bayrağına saldıranları, hacılara hunharca saldıranları bul ve yargıya teslim et. Daha fazla zulmetmeden artık o koltuktan çekil. En uzun sırına sahip olduğumuz Suriye'deki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdüreceğiz.
Bizleri yakından ilgilendiren bir gelişme de Almanya'da yaşandı. Yabancılara yönelik saldırılar aydınlığa kavuşmaya başladı. 8 Türk ve 1 Yunan katledildi. Meselenin derin bir yapılanmanın izlerini taşıdığı basında geniş şekilde yer aldı. Sadece Alman vakıfları değil, Alman kredi kuruluşlarının da bu tür adımların içinde olduğunu Merkel'e hatırlattım. Bu vakıfları yakından takip ediniz dedim. Kredi kuruluşları kimlere kredi veriyor? Aşırı sağcılar yaptı deyip geçiştirecek kadar sığ değil. Türkiye'de faturayı dış mihraklara kesip nice cinayetin üstü örtüldü.
‘DERSİM’LE İLGİLİ BELGE AÇIKLAYCAĞIM’
CHP'nin hem Osmanlı tarihiyle hem de kendi tarihiyle olan çatışmasını izliyoruz. Sultan Abdülmecit ile Halife Abdülmecit arasındaki farkı sonunda anladılar. Bunların eline bir iki belge tutuşturuyorlar, aslını öğrenmeden çıkıp Meclis kürsüsünde söylüyorlar. Genel başkanları da aynı şekilde tezgaha getirilmişti. CHP bu toprakların ve kendi tarihiyle yüzleşmelidir. Başta Dersim olmak üzere toplumun değerlerine yönelik baskıyla yüzleşmeli. Dersim hakkında kitap yazmış CHP Tunceli Milletvekili'nin konuyu gündeme taşıması CHP için kaçırılmayacak bir fırsattır. Tuncelili bir aşiret mensubu Genel Başkan'ın bulunması CHP için eşsiz bir fırsattır. Sevsinler senin gibi birleştiriciyi. Hepsi ortada. Dersim konusunda ‘Başbakan özür dilesin’ diyor. Özür dileyecek biri varsa sensin. Senin partinin ödettiği faturadır Dersim faturası sen ödeyeceksin. Sadece senin partin var. CHP bu dönemde de Dersim'le yüzleşmezse böyle bir fırsatı hiç yakalayamayacaktır. Yarın genişletilmiş il başkanları toplantısında Dersim'le ilgili bazı yeni belgeleri kamuoyuyla paylaşacağım. Hala arşiv diyor, yolu bilmiyorsan adresi gösterelim. Arşivlerin hepsinde gelip çalışma yapabilirsin. Sen çok kabiliyetlisin gel araştırmayı yap.”