AB ile müzakere sürecinde hiçbir fasılın açılamaz hale geldiğini belirten Gül, bunun AB için büyük itibarsızlık olduğunu söyledi.

Gül ‘Rum Kesimi, AB’nin ilkelerini çiğneyerek katıldı. Şimdi bu yarım ülke, böyle ‘miserable’ (zavallı) bir birliğe başkan olacak’ dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şu anda AB ile neredeyse hiçbir faslın açılamaz hale geldiğini belirterek, ağır eleştirilerde bulundu. Gül durumu AB açısından itibarsızlık olarak niteledi ve “Bunun AB için büyük itibarsızlık olduğunu söylüyoruz. 2012‘nin ilk yarısında en büyük itibarsızlık yaşanabilir. Düşünebiliyor musunuz, Rum Kesimi, AB’nin tüm ilkelerini çiğneyerek AB’ye katıldı. Şimdi de bu yarım ülke, eksik ülke AB’ye başkanlık yapacak. Böyle ‘miserable’ (zavallı) bir birliğe, böyle yarım bir başkanlık olacak” dedi. Gül bu ifadeleri AB yöneticilerine de aynen söylediğini kaydetti. Londra ziyaretini takip eden Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, Kürt sorunundan Suriye’ye, AB ile ilişkilerden Dersim tartışmalarına kadar çeşitli konularda özetle şunları söyledi:



AB VE KIBRIS

Rumları yokluğa mahkûm edeceğiz

Fasıllar tıkandı. “Bu durum üyelik sürecini daha da uzatacak” endişesi var mı?
Burada, “Türkiye’nin gücü nereden geliyor” diye çok soruluyor. Türkiye’nin kazandığı “soft power”dan geliyor. Askeri her zaman vardı, nüfusumuz yine aynı büyüklükteydi. Ekonomisini de güçlü hale getiren aslında “soft power”ıydı. AB ile ilişkilerden çok büyük katkı aldık bu “soft power”ı kazanırken. Bizim için müzakere sürecinin başarıyla bitmesi çok daha önemli. Bu sürecin bitmesi demek, resmen ve fiilen herhangi bir AB ülkesi sınıfına girmek demek. O sınıfa girdikten sonra AB’de kimse Türkiye’ye “hayır” diyemez. O gün belki Türk halkı Norveç gibi olmayı tercih edebilir. ‘Euro zone’a girmek gibi bir niyetimiz de yok. Esas egemenlik o zaman gidiyor.

Kıbrıs başkanlığı altında Türkiye protesto anlamında bir şey yapacak mı?

Dışişleri Bakanı da, hükümet de gerekli açıklamalarda bulundu. Biz onları yokluğa mahkum edeceğiz. Komisyonda sorun yok, fakat Rumlar’ın başkanlık yapacağı toplantılara katılmayacağız.

SURİYE

Korku duvarları yıkılmış artık

Katıldığınız programlarda, Türkiye’ye yoğun ilgi olduğu gözüküyordu.
Heybemiz dolu olunca, burada da rahat oluyorsunuz. Şimdi Suriye’nin en yakın komşusunun cumhurbaşkanı burada olunca, tabii en çok sorular bu konuda oldu. Bizim hiçbir gizli gündemimiz yok Suriye ile ilgili. Güvenlik olsun, ekonomik istikrar olsun, refah olsun istiyoruz. Bizim bütün arzumuz bu. Artık tek parti rejiminin, otoriter, baskıcı rejimlerin hayatını sürdürmesi mümkün değil. Korku duvarları yıkılmış artık. Mısır’da olan şey buydu, Suriye’de olan şey de bu. Dışarıdan askeri müdahaleler filan, bunların da doğru olmadığı kanaatindeyiz.

Türk hacılar dönüş yolunda saldırıya uğradı.
Ben hemen bilgi aldım. Söylenen, otobüs biraz da yanlış istikamete girmiş orda, biraz problem çıkmış. “Çok büyütülecek bir konu değil” dediler. Bunların olmaması gerekir.

Uluslararası basında ve Suriye muhalefetinde “operasyon yapılacaksa Türkiye öncülüğünde olmalı” görüşü dillendiriliyor.

Tabii ki bir devlet, hemen yanıbaşında çok büyük önemli olaylar oluyorsa, en iyi senaryodan en kötü senaryoya kadar kendini hazırlar. Biz hiçbir zaman dış müdahalenin doğru olduğu kanaatinde değiliz. Hele başkaları şöyle istiyor diye de olmaz. Kendi kararımızı kendimiz veririz.
Suriye’den Türkiye’ye yönelik askeri tehdit olursa NATO’dan 5. maddeyi işletilmesini isteme ihtimalimiz var mı?
Her türlü senaryoya çalışırız. Söylediğiniz tehdit başka bir yerden de olursa, cevabımız gayet açık olur. Böyle bir hatayı Suriye’yi yönetenlerin yapmayacakları, bu hataya düşmeyecekleri kanaatindeyim. Böyle bir şeye asla tahammül etmeyiz. Kesinlikle tolere etmeyiz. Bunu şu anki Suriye yöneticileri de bilir. Böyle bir şeye fırsat vereceklerini tahmin etmem.

TERÖR

Mücadeleye devam edilecek

Buradaki görüşmelerde gündeme geliyor mu PKK?
Yaptığımız görüşmelerde gündeme geldi. Ben de gayet açık şekilde söylüyorum. Türkiye’de terörü mazur kılacak bir durum yoktur. Siyasi olarak en aykırı fikirler savunulabilir. Oturumlarda neler konuşuyorlar, yeter ki arkasında şiddet olmasın. Ama şiddet içinde olanlara karşı da gayet kararlı, sonuna kadar mücadele devam edecektir. Bazen bölgesel, bazen uluslararası oluyor. Bu konudaki işbirliğine de önem veriyoruz.

Kürt sorunu için kafanızda bir model var mı?
Memleketin en önemli konusudur da dedim. Kafamda var tabii ki. Şöyle bir şey ortaya çıkıyor; sanki bunlar terörle, terör sayesinde oluyormuş gibi algılanıyor. Son aylardaki terörün muhakkak kırılması lazım.

DERSİM

Arşivlerin açık olması gerekir

Dersim meselesi de önemli. Atatürk’ün, İnönü’nün operasyonu yönettiği devlet evraklarına yansıyor. Bu belgelerin araştırmacıların hizmetine sunulması mümkün mü?
Tabii ki Türkiye’nin arşivlerinin açılmasından daha normal ne olabilir? Bunların da kuralları var tabi. Belli dönemler zamanla geçer, yeter ki bütün bunlara art niyetle bakılmasın. Tabii tüm arşivlerin bilim adamlarına açık olması gerekir. Bilgi edinme hakkı çok önemli bir şey. Bir ülke kendi vatandaşına “bana hesap sorabilir” hakkı veriyorsa, bu çok önemli bir şey. Bunlar bugün basit gözükebilir ama karakola girerken titrenilen dönemden geldik biz. Prensipte tüm arşivlerin açık olması gerekir. Bunlar mecrasından çıkartılıp çarpıtılmaz, siyasi söylemlere alet edilmeyecek şekilde olursa daha kolay olur.