Cumhurbaşkanı Eroğlu: 2012-2013 Dönemi, 2002-2004 Süreci Kadar Önemli

28 Kasım 2011 Pazartesi  16:00

Cumhurbaşkanı, Kıbrıs konusunda bir kez daha tarihi bir dönemece doğru ilerlediklerini de belirterek, “Bu sürecin ne olacağı henüz tam netleşmese de 2012-2013 yılları, en az 2002-2003-2004 yılları kadar Kıbrıs konusu bakımından önemli olayların yaşanacağı yıllar olacaktır” dedi.
Eroğlu, Acapulco Otel’de başlayan “İslam İşbirliği Teşkilatı (İTT) Üyesi Ülkelerde Yüksek Öğrenim Hizmetleri” konulu forumun açılışında bir konuşma yaptı.
Eroğlu konuşmasında, 60’a yakın üyesi ile etkinliği ve yararı tartışılmaz olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın “Yüksek Öğrenim Hizmetleri” gibi dünyanın, ülkelerin, toplumların şekillenmesi bakımından son derece yaşamsal öneme sahip bir konuyu, KKTC’de düzenlenen bir forumda tartışmaya açmasının kendilerini sevindirdiğini söyledi.
“SİYASETTE EN FAZLA ÜZERİNDE DURDUĞUM KONU...”
Başta İİT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu olmak üzere bu forumun düzenlenmesini sağlayan herkese teşekkür eden Eroğlu, buradan çıkacak sonuçların İslam ülkeleri arasında yüksek öğrenimde var olan ilişkileri daha da geliştireceği umudunu taşıdığını söyledi.
Eroğlu, 1976 yılından bu yana aktif siyasetin içerisinde bulunduğunu, 34 yıl milletvekili olarak parlamentoda bulunduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı yaptığını, 19 yılı aşkın bir süre Başbakanlık görevinde bulunduğunu anlattı.
Bu görevleri sırasında en fazla üzerinde durduğu konunun, KKTC’nin bir üniversiteler ülkesi olması olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, buna çok önem verdiğini ve ilk zamanlardan başlayarak bir üniversite kurulması olayının yanında ve baş destekçisi olduğunu söyledi.
“ÜNİVERSİTE DÜNYAYA AÇILMAK DEMEK”
Karşı çıkanlara, “bu küçücük ülkede üniversite mi olur” diyenlere karşın yollarında yürüdüklerini ve bugün 6 üniversiteye sahip olduklarını, 7’incisinin ise kurulmak üzere olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, çünkü üniversitenin dünyaya açılmak, bilim-ilimle haşır neşir olmak, ekonomik olarak gelişim anlamına geldiğini vurguladı.
KKTC’nin sıcakkanlı, misafirperver, kültür ve eğitim düzeyi yüksek insan potansiyeli; uygun iklim koşulları ve coğrafi konumu, Ortadoğu’daki pek çok önemli noktaya olan uygun uçuş süresi nedeniyle ideal bir üniversite merkezi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu düşüncelerinde yanılmadıklarını, bugün üniversitelerde pek çok dost ve kardeş ülkeden öğrenciler olduğunu ve tanınmamışlığa rağmen üniversiteler sayesinde ülkenin varoluşunun vermekte olduğu barışçı hak ve hukuk mücadelesinin dalga dalga tüm dünyaya yayıldığını belirtti.
Eroğlu, şöyle dedi:
“Caddelerimizde, dükkânlarımızda, alış-veriş yerlerimizde, eğlence mekânlarımızda, plajlarımızda bu öğrencileri görmek beni an fazla sevindiren şeylerin başında gelir.
Anavatan Türkiye’nin çeşitli illerine, kentlerine yaptığım ziyaretlerde bizim üniversitelerimizde okuduğunu gururla söyleyen işadamları, öğretmenler, üst düzey bürokratlarla karşılaşmak, buralardan mezun öğrencilerin diğer dost ülkelerde önemli yerlerde olduklarını duymak, öğrenmek benim için başlı başına bir mutluluk vesilesi olmaktadır. Benim söylediğim nettir: ‘KKTC’nin geleceği turizm, yüksek öğrenim ve ticarettedir’.”
“KARDEŞ ÜLKELERDEN ÇOK DAHA FAZLA DESTEK İSTİYORUZ”
Anavatan Türkiye ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın da desteği ile üniversiteleri daha ileri noktalara taşımak istediklerini belirten Eroğlu, “Tüm kardeş ülkelerden daha ileri gitmek için çok daha fazla destek, katkı bekliyoruz” dedi. Sağlanacak destekle burada oluşacak kapasiteden kardeş ülkelerin de gençlerinin en iyi koşullarda yararlanmaları için üzerlerine düşeni yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı, “Biz size, siz de bize öğrenci gönderiniz. Avrupa Birliği ülkeleri arasında uygulanan programlara benzer öğrenci değişim programları uygulayalım. Öğretim görevlileri için de aynı yola başvurabiliriz inancındayım” diye konuştu.
“KIBRIS TÜRK HALKI İSLAMİYETİN YAŞAMASI MÜCADELESİ VERİYOR”
Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk halkının 1878’den bu yana Kıbrıs’ta İslamiyetçin yaşaması için büyük bir mücadele verdiğini de kaydederek, Kıbrıs Türk halkının burada verdiği mücadelenin önemini anlamak için Haçlı Seferleri’ni ve Kıbrıs’ın oynadığı rolü anımsamakta fayda olduğunu, kesinlikle uygarlıklar arası çatışmadan yana olmadıklarını söyledi.
Kıbrıslı Türklerin, tarihi boyunca Ada’daki Rumlara dini nedenlerden dolayı bir sorun yaratmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı, ancak tam tersine Ada’daki Ortodoks Rumların 1571’de, Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu’na geçmesi ile birlikte rahat nefes almaya başladıklarını kaydetti.
“HAKLI MÜCADELENİN BAŞARISINDA ALLAH İNANCININ BÜYÜK ÖNEMİ VAR”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesinde, bugünkü başarılı duruma gelmesinde İslamiyet’e ve Kuran’a bağlılığının, Allah’a inancın büyük yeri ve önemi bulunduğunu da vurguladı.
Cumhurbaşkanı şöyle dedi:
“Dolayısı ile sizlerden sadece yüksek öğrenim, ekonomi, turizm alanında değil; siyasi olarak da destek bekliyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kesinlikle İslam Konferansı Örgütü’nün tam üyesi olabilmelidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı çoktan bunu hak etmiştir.
İnanınız ki bu yönde atılacak adımlar Kıbrıs’ta bir antlaşmanın önünde engel değil tam tersine bir antlaşma sağlanması için hızlandırıcı etki yapacaktır. Gösterdiğimiz tüm iyi niyete, ortaya konulan barış planlarının çoğuna evet dememize rağmen Kıbrıs Türk halkına hala siyasi, ekonomik, sosyal ambargolar uygulamak bize göre insafsızlıktır. Sadece Rumlardan oluşan bir yönetimi tüm Kıbrıs’ın devleti olarak kabul etmek Rum tarafını antlaşma noktasından uzaklaştırmaktadır.”
“KIBRIS KONUSUNDA TARİHİ DÖNEMECE İLERLİYORUZ”
Konuşmasında Kıbrıs konusundaki son gelişmelerle ilgili bilgi de veren Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs konusunda bir kez daha tarihi bir dönemece doğru ilerlediklerini vurguladı.
“Bu sürecin ne olacağı henüz tam netleşmese de 2012-2013 yıllarının en az 2002-2003-2004 yılları kadar Kıbrıs konusu bakımından önemli olayların yaşanacağı yıllar olacağını” vurgulayan Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti:
“Green Tree’de başlayan ve yine orada ocak ayında devam edecek olan görüşmeler sıradan bir eksersiz değildir. Bizim 30-31 Ekim tarihlerinde New York yakınlarındaki Green Tree’de gerçekleştirilen 3’lü zirvede söylediklerimizin özü şudur:
Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak Kıbrıs’taki gerçeklere dayalı bir çözüme bir an önce varılması için ne yapılacaksa onların bir an önce yapılmasını istiyoruz. Kıbrıs konusunun bilinmeyen, araştırılmayan, irdelenmeyen, üzerinde konuşulmayan tek bir noktası kalmamıştır. Biz Rum tarafını, Rum tarafı da bizi ve neyi kabul edemeyeceğimizi iyi biliyor. Eğer karşılıklı niyet varsa bir antlaşamaya varmak elbette mümkündür. Eğer bir anlaşma mümkün olmuyorsa Birleşmiş Milletler ve ilgili taraflar Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru olmasını durdurmalı, bunun için somut tavır ortaya koymalıdır.”
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un kendilerini dinledikten sonra ocak ayı ortalarından sonra aynı yerde yeni bir toplantı yapacağını açıkladığını anımsatan Eroğlu, New York görüşmesi öncesi duruma göre artık daha belirgin bir süreç içerisinde bulunulduğunu, sürecin sonuna gelmekte olduklarını, ortada doğal bir takvim olduğunun artık kimsenin karşı çıkamayacağı bir gerçek olarak netleştiğini söyledi.
Eroğlu, “Bizim çabamız bu sürecin başarıyla son bulmasıdır. Eğer Birleşmiş Milletlerin de belirttiği gibi ‘end game’ yani ‘son oyun’ noktasına geliyorsak, biz bunun ‘mutlu son’ olmasını ama böyle olamayacaksa Kıbrıs Türk Halkının belirsizlik ortamından kurtarılmasını istiyoruz. Sonu gelmez ucu açık bir sürecin mağduru ve tutsağı olmak istemiyoruz” dedi.
Ocak ayı ortalarına, yani bir sonraki New York görüşmesine dek doğrudan görüşmeler ve mekik diplomasisinin süreceğini ifade eden Eroğlu, Genel Sekreter’in, kendilerinden bir sonraki zirveye gelinceye kadar çözüm yönündeki, uzlaşılamayan konularla ilgili yakınlaşma çabalarını artırmalarını istediğini belirterek, “Biz buna varız” dedi.
Eroğlu, “ancak Rum tarafı hala 1974 öncesine dönüşü hayal ediyorsa, iki bölgeliliği, iki halk olgusunu ortadan kaldıracak düzenlemeler istiyorsa, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçebileceklerini, ekonomiyi, sosyal yaşantılarını, devleti kendi elleriyle dinamitleyeceklerine ihtimal veriyorsa bir antlaşamaya varılmasının imkansız olduğunu” vurguladı.
Eroğlu, şöyle devam etti:
“Yapılacak antlaşma mutlaka Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olmalıdır ki bir oyuna gelmeyelim.
Biz BM Genel Sekreteri tarafından bizden beklenen çabayı iyi niyetle ortaya koymaya ve son aşamaya ulaşarak bu sorunu çözmeye varız. Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’nden ilgili tüm ülkelerden sorunu çözmek için ciddi katkı bekliyoruz.
Geçtiğimiz Salı günü Brüksel’de görüştüğüm Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Manuel Barosso ve genişlemeden sorumlu Komisyon Üyesi Stephan Füle’ye de belirttiğim gibi Kıbrıs konusu 2012 yılının ilk çeyreğinde çözülebilir. Eğer çözülemezse Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri önümüzü görebileceğimiz bir değerlendirmeyi ortaya koymalıdır. Biz haksız Rum ambargo ve izolasyonları altında yaşamaya mahkûm bir halk değiliz.”
Cumhurbaşkanı, konuşmasını, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sizlerin de evidir” sözleriyle tamamladı.
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Cumhurbaskani-Eroglu-2012-2013-Donemi-2002-2004-Sureci-Kadar-Onemli/363040