Haspolat Lisesi’nde Grev 4. Gününde

28 Kasım 2011 Pazartesi  16:17

Grevin 4. günü olan bugün KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ve KTOEÖS Hukuk Danışmanı Barış Mamalı, Haspolat Meslek Lisesi önünde birer açıklama yaptı.
GÖKÇEBEL
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığının grevin 4. günü olmasına rağmen ortada hiçbirşey yokmuş gibi davrandığını savunup sendikayla herhangi bir diyalog girişiminde bulunmadığını belirtti.
Gökçebel, okulların açılmasından 3 ay sonra böyle bir adımın atılmasının, ne zorunlu taşımacılık tüzüğüne ne kayıt kabul tüzüğüne ne de anayasaya uymayacak şekilde adım atılmasının düşündürücü olduğunu ileri sürerek, olayın “acaba niye” sorusunu akla getirdiğini söyledi.
Kayıt kabul tüzüğüne göre bakanlığın bu yöntemle alan açmasının imkansız olduğunu savunan Gökçebel, “9. sınıf hazırlık sınıfıdır ve müfredat programı bellidir. Yeni bir müfredat programının yapılmasının şartlarının da açıktır. Ülkede ihtiyaç varsa, ilgili maddeler belirlenerek anayasaya göre düzenleme yapılır” dedi.
Müfredat programını belirleyenin “talim terbiye kurulu” diye bir birim olduğunu ve onların henüz toplanmadan, ortaya bir müfredat programı konmasının endişe verici olduğunu söyleyen Gökçebel, özellikle bu programın okullar açılmadan bile sorunları olduğu herkes tarafından bilinen Haspolat Lisesi’nde uygulanmasının okulu kapatacak noktaya getiren bir adım olduğunu iddia etti.
Masumane görünen bu kararın meslek liselerinin kapatılması sürecinin başlatılması anlamını taşıdığını dile getiren Gökçebel, Milli Eğitim Bakanlığını sağduyuya ve diyaloga davet ederek diyalogdan kaçınılması halinde ortaya çıkacak kaostan da bakanlığın sorumlu olacağını söyledi.
Gökçebel, kendilerinin öğrenci ailelerinin taleplerini engellemek gibi bir niyetleri olmadığını vurgulayarak, “ancak bilinmelidir ki bu ülkenin anayasası, hukuksal zemini, kültürü ve birikimi var bunların hepsi reddedilerek yeni bir sürecin başlatılması ülkeyi kaosa sürükler” dedi.
Anayasaya aykırı davranışların akıllara anayasa değişikliğini getirdiğini söyleyen Gökçebel, niyet buysa “yeni bir anayasa hazırlamak istiyoruz, eğitimin tanımı da şu olacaktır” diyerek referanduma sunulması gerektiğini ifade etti.
Gökçebel, birçok öğrenci taşımacılıktan çıkarılmışken, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olarak “yer, aş verilen, parasız taşınan, ayrıcalıklı bir zümre yaratıldığını” savundu.
MAMALI
KTOEÖS Hukuk Danışmanı Barış Mamalı ise, KKTC’yi kuranların bu devletin en önemli unsurlarından birinin laiklik olacağını öngördüklerini ve KKTC anayasasının temel ilkelerinden birinin belki de en önemlisinin laiklik olduğunu belirtti.
Laikliğin, hukuki, dini veya siyasi açıdan farklı şekillerde tarif edilebileceğini ancak anayasada hukuki bir ilke olarak varolan laikliğim tartışılmaz unsurları bulunduğunu ifade eden Mamalı, bu unsurları şu şekilde sıraladı:
“Laik devlette, din, ibadet ve vicdan hürriyeti yer almaktadır. Din ve devlet işleri birbirinden ayrılmıştır ve devletin ayrıcalıklı olarak herhangi bir din veya mezhebin öğretilmesi gibi organizasyonlarda taraf olması düşünülemez. Keza devlet eğer bir dini mezhebin öğreticisi olur ise diğer mezheplere karşı da negatif ayrımcılık yapmış olacaktır. Bir din ve mezhebin bir başka din ve mezhep üzerinde baskı ve sindirme hareketleriyle bir mezhebin ayrıcalıklı konumda yer almasını önlemek ve devletin ödevidir. Laik devlette, herkes din ve vicdan hürriyetine sahiptir, kimse kendisinin istemediği din ve mezhebi öğrenmek zorunda bırakılamaz. Her dini mezhebe mensup cemaat kendi inancını öğretmek zorunda bırakılamaz. Her dini mezhebe mensup cemaat kendi inancını öğretmekte serbesttir. Laik devlette akıl ve inanç olgunluğuna erişmeyen çocuklara herhangi bir din veya inanç empoze edilemez.”
Mamalı, orta eğitim kurumlarında herhangi bir dinin veya mezhebin ğitimini vermenin anayasanın 1. maddesinin açık şekilde ihlal edilmesi anlamına geleceğini yineleyerek, benzeri bir konuda Türkiye’nin Avrupa İnsan hakları Mahkemesince mahkum edildiğinin de unutulmaması gerektiğini kaydetti.
Milli Eğitim Yasası’nın 5. ve 16. maddelerine göre KKTC’de verilecek her türlü devlet eğitiminin Atatürk ilke ve devrimlerine uygun bir çerçevede yapılma zorunluluğu olduğunu belirten Mamalı, bu yasanın 19. maddesinde ise “Milli eğitimde laiklik esastır. Bu ilkeye ters düşmemek koşuluyla öğretim kurumlarında din kültürü eğitimi yapılabilir” dendiğini söyledi.
Mamalı, devlet okullarında ancak genel anlamda bir Din Kültürü Eğitimi verilebileceğini dolayısıyla bugün Haspolat Lisesi’nde yapılmaya çalışılanın da çok net olarak yasanın çiğnenmesi anlamına geldiğini ileri sürdü.
Mamalı, sonuç olarak, eğitimde laikliğin esas olduğunu devletin herhangi bir dinin öğretimi için taraf olup organizasyon düzenleyemeyeceğini, laik devlette kimsenin kendisinin istediği din ve mezhebi öğrenmek zorunda bırakılamayacağını kaydederek, devletin çocuğun kendi dinini seçme özgürlüğüne sahip olduğunu da bilmesi gerektiğini vurguladı.
 
 
 
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Haspolat-Lisesi-nde-Grev-4-Gununde/363042