Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Beşşar Esad ve Suriye yönetimine destek veren işadamı listesinin ellerinde olduğunu söyledi. Listeye son şekli Arap Birliği ile birlikte vereceklerini söyleyen Davutoğlu, “Bunlar halka karşı zulümden, şiddetten sorumlu olan isimler. Doğrudan sorumlu kişilerin listesi” dedi. Ahmet Davutoğlu, Suriye’ye yönelik 9 maddelik önlemler paketini açıkladıktan sonra İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi Bakanlar Kurulu toplantısı için Cidde’ye gitti. Davutoğlu, Cidde yolunda Radikal gazetesine açıklamalarda bulundu. Davutoğlu’nun Suriye’deki gelişmelere ilişkin sorulara verdiği cevaplar şöyle:
Rejime destek verenler
Sayı vermeyeyim ama listemiz zaten hazırdı. En önemli kriterimiz de halka karşı zulümden, şiddetten sorumlu olan isimler bunlar. Bunu Arap Ligi ile olgunlaştıracağız. Türkiye’ye gerekli hukuki süreç başlatıldı. Bakanlar kurulu kararnamesi de imzalandı. Doğrudan sorumlu kişiler listesi bu. Ama sayı vermeyeyim. (Ne kadar servetin bloke edileceği) O bilgiyi vermem doğru olmaz. Ama burada doğrudan Suriye vatandaşının hayatını etkileyecek boyut yok.
2012’yi görecek mi?
Bu tür durumlarda tarih vermek doğru değil. Değişik projeksiyonlar yaparız ama bizim için mesele bir şeyi yıkmak değil, bir şeyi inşa etmek. Suriye yönetimi kendi düzenini kendi sarstı. Buradaki yaptırımların hedefi, ‘Suriye yönetimini yıkalım’ demenin ötesinde bir şey. Bu yaptırımların hedefi, baskı rejimi karşısında Suriye halkıyla dayanışma içinde olmak. Yönetime, bu baskı rejiminin artık kendisini de yalnızlaştırdığı mesajını vermek. Suriye bu süreci sağlıklı şekilde tamamlarsa Türkiye tüm imkânları ile Suriye halkının yanında olacak.
Trajedi: 4 bin ölü
Bize gelen sayı, trajedinin boyutunu gösteriyor. 4 bin kişiden söz ediliyor. Nüfusla kıyaslandığında örneğin, 9 ayda Türkiye’de 15 bin kişinin kaybına yol açan olaylar yaşansaydı, bunun yaratacağı travmanın nereye varacağını hesap edebilirsiniz.
Kaddafi gibi olur mu?
Biz, kimse için öyle bir son tahayyül etmeyiz. Bütün bu kötü senaryolar olmasın diye her tür çabayı gösterdik. Yine de aklın, vicdanın yoluna gidilirse bu tür sonlardan kurtulma ihtimali her zaman vardır. Kapalı rejimler, dünyanın kendilerini nasıl gördüğünü dikkate almadan, kendi kendilerine propaganda yapıyorlar. Sonra kendi söylediklerine inanıyorlar. Onu tekrar ettikçe haklı olduklarına inanıyorlar. BM İnsan Hakları Komisyonu’nun Suriye Raporu’nu okuyun. BM uzmanlarına, Arap gözlemcilere ülkeye giriş izni vermediler. Bu ne anlama geliyor? Demek ki bir şeyler gizliyorsun. Ülkenizi açın, insanlar gerçekte ne oluyor bilsinler.
Muhalefet Türkiye’de
Suriye muhalefeti çalışmalarını Türkiye’de sürdürüyor. Eğer, Esad reformları yapsaydı, Suriye muhalefeti demokratik çalışmalara katkı yapacaktı. Türkiye, özgür bir ülke. Ve muhaliflerin toplanmasına izin verdi. Suriye halkını temsilen konuşacak bir muhatabın olması lazım. Destek gösterilerine kimse dokunmuyor. Orada, ordu gayet güçsüz. Aynı ordu, Hama’da, Humus’ta birkaç kişinin bir araya gelmesi halinde bile gerçek mermi kullanıyor. Suriye muhalefeti bu şartlarda içeride örgütlenemezdi.
Esad nasıl kurtulur?
Hemen Arap Ligi’nin teklifini kabul edecek. Gözlemcileri ülkesine alacak. Yeni şartlar ileri sürmeyecek. O zaman göreceğiz Suriye’deki gelişmeleri. Baskılar ve doğrudan şiddet ortamı ortadan kalktığında daha makul süreç işleyebilir.
Rumlar bloke etti, Brüksel’e gitmiyor
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanlarının Suriye’yi konuşmak için görüşmek istediği Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Brüksel’e gitmesi bekleniyordu. Ancak, Rum kesimi veto koydu ve davet gerçekleşmedi. Davutoğlu, talebin bu ülkelerin dışişleri bakanlarından geldiğini, Rum Yönetimi’nin blokajını bir gün önce öğrendiklerini söylerken, AB’ye sitem etti: ”Bizden hiçbir AB zemininde ‘şu toplantıya katılalım’ talebi gelmez ama görünen o ki AB’nin en önemli stratejik güce sahip ülkelerinin iradesi bu kadar kritik tarihi bir aşamada bir küçük ülkenin kaprislerine boyun eğdi.”