Belediyeden yapılan açıklamaya göre, Gazimağusa Belediyesi Durmuş İyimser Salonu’nda yer alan söyleşide, Rum Başkanlık Ofisi bünyesinde Kıbrıs sorunu ile ilgili özel danışman olarak da görev yapan Toumazos Çelebis, “Ocak Zirvesi Öncesi Kıbrıs Sorunu” konulu söyleşide “müzakere sürecini anlattı”.
Çelebis, Ocak zirvesizinin kritik bir zirveye dönüşme ihtimali bulunduğunu söyleyen Çelebis, iyimser bir beklentinin olmadığını, üzerinde anlaşılan konulara orada saygı göstermek gerektiğini ifade etti.
“ÖNCELİKLE BM’NİN ÇÖZÜM ŞEKLİNİ KABUL ETMEK GEREK”
Toumazos Çelebis, hangi çerçevede çözüm arandığının önceden belirlenmiş bir olgu olduğunu, bu çerçevenin iki bölgeli, iki toplumlu, BM’nin belirttiği gibi siyasi eşitlik temelinde tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslararası kimlikli federal bir devlet olduğunu ifade etti. Çelebis, “gerek Kıbrıs Türk tarafı, gerekse Kıbrıs Rum tarafında çözüm çerçevesinin bu olduğunun anlaşılması gerektiğini, federasyondan bahsedebilmek için BM’nin çözüm şeklini öncelikle kabul etmenin gerektiğini” söyledi.
“TOPRAK, MÜLKİYET VE GÜVENLİKTE ÖZLÜ İLERLEME SAĞLANAMADI”
Çelebis, 4 yıllık görüşme sürecinde oluşturulan çalışma grupları ve teknik komitelerde yönetim, AB ve ekonomi başlıklarda çok ciddi yakınlaşmalar sağlandığını, ancak toprak, mülkiyet ve güvenlik başlıklarında özlü ilerleme sağlanamadığını belitti.
Çelebis, komitelerde görüşülen başlıklardan olan toprak, mülkiyet ve güvenlik başlıklarında, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas arasında da ilerleme sağlanamadığını, ancak yönetim ekonomi ve AB konularında ilerleme sağlandığını, özelikle yönetim konusunda Talat ile Hristofyas arasında hemen hemen görüş birliği sağlandığını aktardı.
Kıbrıs Rum tarafı olarak kendilerinin başkanlık sistemini önerdiklerini, ancak bunun karşısında Talat liderliğinde Türk tarafının başkanlık konseyi istediğini aktaran Çelebis, Kıbrıs’ın geçmişindeki acı gerçeklerinden dolayı kendilerinin en iyi çalışabilen sistem olarak gördükleri başkanlık sisteminde ısrar ettiklerini anlattı.
Yönetim başlığında Talat ile Hristofyas arasında çapraz oy konusundaki müzakerelerde, kendilerinin ortak liste önerilerini geri çektiklerini, çapraz oyla ilgili ise her iki toplum diğer toplumun adayına oy vereceği, bir toplumun diğer toplumun adayına oy verirken Kıbrıs Türk oylarının belli bir ağırlıkla ele alınması ve eşitliğin sağlanması konusunda anlaşma sağlandığını belirten Çelebis, bu sistemin diğer toplumda kimin seçileceği ile ilgili iki topluma da eşit hak tanıdığını öne sürerek, bunun iki toplum arasında köprü kurulmasını ve işbirliğini getireceğini savundu.
“EROĞLU TAAHHÜDE UYMADI, ÇAPRAZ OYU REDDEDEN ÖNERİ YAPTI”
Çelebis, “Hristofyas ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu arasındaki görüşmelerde; Kıbrıs Türk toplum lideri olarak Eroğlu’nun müzakerelerde kalınan noktadan ve anlaşmaya varılan zemin üzerinden devam edileceğine dair BM önünde taahhütte bulunduğunu, ancak Eroğlu’nun bu taahhüde uymadığını ve yürütme erki konusunda çapraz oyu reddettiğini” aktardı. Eroğlu’nun dönüşümlü başkanlığı kabul eden ancak çapraz oyu reddeden bir öneri yaptığını ifade eden Çelebis, Kıbrıs Rum tarafı için dönüşümlü başkanlığın ön koşulunun çapraz oy olduğuna işaret etti. Yürütme erkiyle ilgili Talat döneminde varılan anlaşmaların Eroğlu döneminde “havaya uçurulduğunu” savunan Çelebis, havanın olumlu olmadığını aktardı.
“ONLAR ORDA, BİZ BURDA”
Kıbrıslı Türklerin çapraz oyu talep etmesi gerektiğini öne süren Çelebis, “Kıbrıs Türk toplumu, seçilecek Rum aday üzerinde etki sahibi olmak istemiyor mu?” diye sordu. Zamanın çözümün aleyhine çalıştığını, Rum tarafında “onlar orada, biz burada” anlayışının zemin kazanmaya başladığını aktaran Çelebis, çözümün hem Kıbrıs Türklerine, hem Kıbrıs Rumlarına, hem de Yunanistan, Türkiye ve uluslararası camianın çıkarına olduğunu vurguladı.
“TOPRAK VERİLMEZSE NASIL İKNA EDECEĞİZ?”
Toprak konusunun müzakerelerde neden tartışılmadığı yönündeki bir soruya karşılık Çelebis, toprak konusunu konuşmayı istediklerini, ancak Türk liderliğinin kendilerini dinlemekten kaçındığını savundu ve “Eğer bir kısım toprağın geri verilmesi söz konusu değilse biz Kıbrıs Rumlarını nasıl ikna edeceğiz?” diye sordu.
Çelebis, Talat döneminde sağlanan ilerlemenin kamuoyuna neden açıklanmadığı yönünde sorulan soruya, “Her şey toz pembe değildi, zorluklar vardı. Dış ilişkilerde ortak dil bulamadık. Üzerine anlaşılan konuların faklı şekilde ortaya konması Eroğlu için bağlayıcı olmayacaktı” diye cevapladı.