Medical Park Antalya Hastanesi pankreas, böbrek ve karaciğer toplamında 2011 yılının en çok nakil yapan merkezi oldu. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, 2011 yılında toplam 565 organ nakli gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bunun 516'sının böbrek, 35'inin karaciğer, 14'ünün pankreas naklinden oluştuğunu bildiren Prof.Dr. Demirbaş, Türkiye'nin Bayburt ve Edirne hariç bütün illerinden hastaya nakil yaptıklarını söyledi. Sadece Türkiye değil, yurtdışından gelen 36 hastaya da 2011 yılında nakil yaptıklarını anlatan Prof.Dr. Demirbaş, şöyle konuştu: "Yurtdışından 15 ülkeden çok sayıda hasta da bize nakil için başvuruda bulundu. Almanya, ABD, Azerbaycan, Belçika, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Kanada, Kazakistan, Kırgızistan, İrlanda, Ukrayna, İngiltere, Türkmenistan ve Özbekistan'dan gelen 36 hastaya nakil yaptık. Türkiye'de ise Edirne ve Bayburt dışında 81 ilin 79'undan gelen hastaya nakil yaptık."
AYNI ANDA SEKİZ ORGANI DEĞİŞTİREBİLECEK BİLGİ VE ALT YAPIYA SAHİBİZ
2008 yılında Akdeniz Üniversitesi'nden istifa edip ekibiyle birlikte Medical Park Hastanesi'ne geçen Prof.Dr. Alper Demirbaş, Dedeman Otel'de düzenlediği basın toplantısında, Antalya'nın organ naklinde dünyanın en önemli merkezi haline geldiğini bildirdi. Miami Üniversitesi'nde ihtisas yaparken kendisinin aynı anda sekiz organı nakleden ekibin içinde yer aldığını hatırlatan Prof.Dr. Demirbaş, böyle bir operasyonu Antalya'da yapabileceklerini söyledi. Önümüzdeki dönemde aynı anda bir hastanın sekiz organını birden değiştirebilecek operasyonlara imza atmak istediklerini anlatan Prof.Dr. Demirbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu yapabilecek bilgiye de, alt yapıya da sahibiz. Eğer böyle bir hasta olursa ve organ bulabilirsek, aynı anda karaciğerden kalınbağırsağa kadar karındaki bütün organların naklini yapacağız"
Yeteri kadar organ bağışı yapılmadığı için nakillerin çoğunluğunun canlı vericilerden yapıldığını anlatan Prof.Dr. Alper Demirbaş, Türkiye'de halen 60 bin böbrek hastasının olduğunu açıkladı. Bu hastalardan 40 bininin bekleme listesinde olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Demirbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalan 20 bin kişiden 5 bini nakile durumu uygun olmadığı için diyalize bağlı yaşıyor. Geri kalan 15 bin kişi ise organ naklinden haberi yok."
Türkiye'de canlı vericilerden yapılan nakillerde geçmiş yıllarda anne, baba ve kardeşler ilk sırada yer alırken bu durumun 2011 yılında değiştiğini de bildiren Prof.Dr. Demirbaş, şunları söyledi: "Organ naklinde doku uyumu zorunluluğu kaldırılınca canlı vericiden en fazla nakiller eşlerden yapılmaya başlandı. Evlenerek hayatlarını paylaşan eşler artık organlarını paylaşıyorlar. Türkiye'de eşler arasında aile bağları güçlü olduğu için organ nakilleri de daha fazla."
Organ nakli yapan cerrahları cennet ile cehennem arasındaki Araf'ta bekleyen insana benzeten Prof.Dr. Demirbaş, "Kurtardığınız her insan sizi sevince, kaybettiğiniz her hasta ise sizi yaşayabileceğiniz en büyük acıya götürür" dedi.
BAŞARI GRAFİĞİ ABD'DEN YÜKSEK
Prof.Dr. Demirbaş, ABD'de canlı vericiden nakil olan hastaların yüzde 97.9'u birinci yılın sonunda sağ kalırken, bu oranın Medical Park Antalya Hastanesi'nde yüzde 98.1 oranında olduğunu bildirdi. Kadavradan nakillerde ABD'de sağ kalan hastaların oranının birinci yılın sonunda yüzde 94.4 iken bu oranın bizde yüzde 95.8 oranında olduğunu anlatan Demirbaş, şunları söyledi: "Üçüncü yılın sonunda ise canlı vericiden nakil olan hastaların yüzde 96.6'sı sağ kalırken bu oran ABD'de yüzde 94.2 oranında.
Kadavradan nakillerde üçüncü yılın sonunda sağ kalanların oranı bizde yüzde 90.8 iken bu oran ABD'de yüzde 88.2 oranında."
HAYAT KURTARAN OPERASYON
Organ naklinin hayat kurtaran bir operasyon olduğunu bildiren Prof.Dr. Demirbaş, Türkiye'de canlı vericilerden nakillerin akrabalar arasından yapılabildiğini söyledi. Buna karşılık Türkiye'deki ekonomik koşullar nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nda çok ağır yaptırımları olmasına rağmen organ mafyasının mevcut olduğunu da bildiren Demirbaş, şöyle konuştu: "Çıkar amaçlı organ nakli ve satışı bir suçtur ve yasa dışıdır. Türk Ceza Kanunu'nda bununla ilgili çok ağır yaptırımlar da var. Ama Türkiye'de kadavradan bağış az olduğu ve de ekonomik koşullar parlak olmadığı için organ mafyası denilen bela Türkiye'de mevcuttur. Ama bu olay, çocuğu kaçırıp organlarını boşaltarak nakledilmesi şeklinde değil. Bu olay, alıcı ile vericiler arasında para ilişkisine dayalı. Bunu genellikle sahte akrabalık ilişkileriyle yapmaya çalışıyorlar. Biz Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne tam 30 kişiyi teslim ettik. En son geçen hafta bir alıcı ile vericiyi polise teslim ettik. Kimlikte sahtecilik yapıyorlar. İş oradan başlıyor. Ancak, türlü değişik yolları deniyorlar. Bizim hastanemizde cesaret edemiyorlar. Ama bu bir vakadır yaşanıyor. Önlemek de zor. Bir taraftan insanların hayatını kurtarmaya çalışırken, bir taraftan da bunlarla uğraşıyoruz."
Canlı vericiden nakillerin etik kurulun izniyle ve de akrabalık ilişkisine dayanarak yapıldığını bildiren Demirbaş, yurt dışından gelen hastalara da Türkiye'deki yasalara göre nakilin yapıldığını sözlerine ekledi.