Kendilerinin daha ziyade Mülkiyet ile Yönetim ve Güç Paylaşımı ile ilgili durumu gündeme getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı, kendi görüş ve düşüncelerini ortaya koyduklarını ifade etti.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın bazı veriler istediğini belirten Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bu verileri de hazırlamaya çalıştıklarını ve karşı tarafa sunacaklarını kaydetti.
“Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varılabilir düşüncesiyle bazı esneklikler de ortaya koyarak sorunu çözme gayretinde olacaklarını” belirten Eroğlu, bunun mümkün olup olmayacağını Grentree zirvesinde daha net göreceklerini kaydetti.
Hassasiyetle üzerinde durdukları konunun Kıbrıs Türk halkının da kabul edebileceği bir anlaşmaya varmak olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, “Bugün de kendilerine ifade ettiğim gibi, onun kendini halkını düşünmesi ne kadar doğalsa, benim de kendi halkımı düşünmem o kadar doğaldır...” dedi.
Önemli olanın, her iki halkın da benimseyeceği bir anlaşma arayışında olduklarını masada da ortaya koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı, bugünkü görüşmenin samimi bir ortamda geçtiğini belirtti.
Greentree’ye giderken yapılması gerekenlerin detaylı konuşulmaya çalışıldığını, tarafların BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın arzusu üzerine kendisine verdikleri “outline (ana hatları içeren taslak)” belgelerinin önümüzdeki günlerde karşılıklı teati edileceğini ifade eden Eroğlu, “Ümit ederim ki o belgeleri de esas alarak Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varabiliriz” dedi.
SORULAR
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı, CTP’nin bazı eleştirilerinin anımsatılması üzerine, bazı şahıs ve gazetelerin, kendisinin Kıbrıs TV’de yayımlanan bir konuşmasını bilinçli olarak yanlış almaya çalıştıklarını kaydetti.
Kıbrıs gazetesinin ertesi gün, “Eroğlu devletin adını değişmek ister” şeklinde manşet attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Ancak manşetin aşağısındaki yazı okunmamıştır” dedi.
Söz konusu açıklamaları Reşat Akar’ın programında yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı, şöyle dedi:
“Ne konuştuysam o gün saat 5’te, tv ekranlarını izleyenler gayet net şekilde görmüşlerdir. Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde de, ne konuştuysam hepsi yazmaktadır. Konuyu istismar etmeye çalıştılar. Bugün hem sayın Çakıcı hem de sayın Yorgancıoğlu’na konuşma tutanaklarını gönderdim. Gazeteciler, bazen manşet atarlar ama o yazı okunduğu zaman, manşette yazılan, yazıda yoktur”
Kendisinin açıklamalarının yazı şeklinde değil, TV’den yapılan açıklamalar olduğunu ifade eden Eroğlu, Kıbrıs’ta bir anlaşma olsa da olmasa da ülkedeki tüm partilerin “anayasal değişiklik gerekir” şeklindeki açıklamalarının ortada olduğunu, Meclis’in daha iyi çalışması için Meclis İç Tüzüğü’nün değişmesi gereğinin ortaya konulduğunu, anlaşma olsa da olmasa da bazı hayati yasal değişiklikler yapılması gerektiğini söyledi.
“DEVLETİN ADININ DEĞİŞECEĞİNDEN BAHSETMEDİM”
Program sunucusunun, İslam Konferansı Teşkilatı’nda (İKT), gözlemci üye olarak KKTC yerine “Kıbrıs Türk Devleti” ibaresinin yer aldığını belirterek, değerlendirmesini sorduğunu anlatan Cumhurbaşkanı şunları kaydetti:
“Annan Planı’nda geçen isim olduğu için İKT gözlemci üyeliğimiz bu isimle yazılmıştır. ‘Kıbrıs Türk Devleti’, Annan Planı’nda olan bir isimdi. O günlerde UBP haricinde tüm siyasi partiler, ‘Kıbrıs Türk Devleti’ ismini benimsemiş, anayasa değişikliğini bile Meclis’ten geçirmişlerdi. Dolayısıyla o cümlelerin, ‘Eroğlu anlaşma istemez, devletin adını değiştiriyor’ diye yorumlanması yanlıştır, çünkü ben devletin adının değişeceğinden bahsetmedim.
Tavsiye ederim, tv ekranlarında verdiğim mülakat bizim siteden izlensin. Sayın Yorgancıoğlu ve Çakıcı da, gönderdiğim konuşmanın metnini herhalde daha gerçekçi bir gözle okur ve basına yansıtırlar. Çünkü, ‘Eroğlu uzlaşma istemez’ şeklindeki yorumlar son günlerde artmıştır. Hristofyas’ın TV ekranlarında boy göstermesi ve bazı gazetecilerle mülakat yapmasıyla ‘Hristofyas anlaşma ister Eroğlu istemez’ şeklinde yorumlar yapılmaya başlanmıştır. Bugün de Hristofyas ve Downer’ın önünde açıkça söyledim, ‘Ben sizden daha çok anlaşma istiyorum. Kıbrıs Türk halkı anlaşma konusunda Rum halkından daha samimidir çünkü Kıbrıs Türk halkının anlaşmaya daha fazla ihtiyacı vardır.”
Bu sözleri kayıtlara geçecek şekilde tekrar ettiğini belirten Cumhurbaşkanı, ülke içindeki bazı çevrelerin siyasi nedenlerle “Eroğlu anlaşma istemez” şeklinde konuşmasını yadırgadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Hristofyas’ın TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek istediği belirtilerek, kendisinin Yunanistan Başbakanı ile görüşmek isteyip istemediğinin sorulması üzerine ise şöyle dedi:
“Hristofyas’ın, harita ve rakamlar en son görüşülecek şeklinde prensip anlaşması olmasına, BM Genel Sekreteri’nin Mart belgesine de yansıdığı gibi bu prensibe rağmen, bu konudaki söylemlerini tekrarlaması Kıbrıs Türk tarafında tepkilerin doğmasına, Rum tarafında ise, Kıbrıs Rum halkının istediklerini ortaya koymak ve özellikle Şubat ayında adaylığını pekiştirmek için söylediği sözlerdir.
Sayın Hristofyas, zaman zaman sayın Erdoğan ile de görüşmek istemektedir ama siz de farkındaysanız ‘Türkiye anlaşma istemez’ diye yorumlar yapmaktadır. Geçmişte, TC Dışişleri Bakanı, Papandreu başbakan iken şöyle bir öneri yapmıştı: ‘Madem ki TC Başbakanı ile görüşmek istiyor, o zaman Yunanistan Başbakanı da KKTC Cumhurbaşkanı ile görüşeceğini ilan etsin bir araya getirelim’ dedi.
Bunu da kabul etmediklerini biliyorsunuz. O zaman devlet olarak tanıyacakları düşüncesinde, bu gibi görüşmelerin kendileri için doğru olmayacağını düşünerek reddetmişlerdir.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Hristofyas’ın, “Kıbrıs’ta ne küçük bir Türkiye ne de küçük bir Yunanistan olmamalı” dediği belirtilerek değerlendirmesinin istenmesi üzerine de, buranın KKTC olduğunu ve bir anlaşma olursa da Kıbrıs Türk halkının yaşayacağı bir kurucu devletin var olacağını, dolayısıyla Türkiye veya Yunanistan yaratmaya çalışmadıklarını söyledi.
Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının huzur ve güven içinde Türkiye’nin garantisinde, özgür topraklarında, özgürce ve onuruyla yaşayacağı bir anlaşma yapmaya ve bu anlaşmayla da AB’ye girmeye uğraştıklarını vurguladı.