Sendikal Platform, üretici örgütler ve bazı siyasi partilerin oluşturduğu hareket, Lefkoşa’da 10. Yıl Parkı’nda (Kuğulu Park) çadır kurup ateş yaktı ve basın toplantısı düzenleyerek, hareketin 12 maddelik mücadele hedefini açıkladı.
Polis, eylem dolayısıyla Cumhuriyet Meclisi ve Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği önüne barikat kurdu ve geniş güvenlik önlemi aldı.
Eylemde “Ülkemize, Emeğimize, Onurumuza Sahip Çıkalım, Özelleştirmeye Hayır”, “Sen Kimsin, Ülkeme ve Emekçilerime Dokunma”, “Govcala Halil Beyi”, “Çare=Birleşik Kıbrıs” yazılı pankartlar da açıldı.
Toplumsal Varoluş Hareketi adına hazırlanan ortak açıklamayı Zeytin ve Zeytin Üreticileri Birliği Başkanı İrfan Çelik okurken, Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı ile Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Hürrem Tulga da birer konuşma yaptı.
Hareket, başta ekonomik, sosyal ve kültürel değerler olmak üzere toplumsal tüm varlıklara sahip çıkarak, toplumsal zenginliklerin tabana yayılmasını teşvik ederek ve varlıkların değerlerini koruyarak Kıbrıslı Türklerin mutlu, sıhhatli ve güvenli bir yaşam sürmelerine olanak sağlayacak sosyokültürel yapı ile kendi kendine yeterli, dünya ile rekabet edebilen sürdürülebilir bir ekonomik yapı ve siyasi bir güce kavuşmak amacıyla Kıbrıslı Türklerin dünyanın saygın bireyleri ve uluslararası camianın saygın üyesi olabilmek için Kıbrıs sorununun çözümünü en önemli temel hedef olarak kabul ettiğini ve bunun için mücadeleyi görev bildiğini bildirdi.
HAREKETİN HEDEFLERİ
Hareketin ortak basın açıklamasını okuyan İrfan Çelik, hareketin; ülkede yıllardır uygulandığını savundukları yanlış politikalara “dur” demek, ülke ekonomisinin, kendi ayakları üzerinde durabilmesi için yeniden yapılandırmak, sosyal, kültürel değerler ile kendi kendini yönetme hakkına sahip çıkmak için oluşturulduğunu kaydetti.
Hareketin en başta gelen hedefinin; Kıbrıs sorununun çözümüne katkı koymak olduğunu söyleyen Çelik, hareketin ulaşana kadar mücadeleye devam edeceği 12 maddelik hedefleri şöyle sıraladı:
“Toplumsal Varoluş Hareketi Kıbrıslı Türklerin demokratik, ekonomik ve sosyal haklarını koruma ve geliştirme, Kıbrıslı Türklere ait sermaye ve varlıkların peşkeş çekilmesini durdurma amacıyla kurulmuş bir hareket olup bu amaçlara giden yolda toplumun kendi kendisini yönetmesini hedefler.
Toplumsal Varoluş hareketi, Kıbrıslı Türklerin iradeleri ile seçecekleri ve kendi iradeleri doğrultusunda yönetilecekleri demokratik bir yönetim sistemi oluşturmak için başlatılmıştır.
Türkiye ve Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişki, saygıya dayalı, siyasi eşitler düzeyinde olmalıdır. Buyuran-emir alan, mantığına dayalı ilişkiye son verilmelidir.
Kıbrıslı Türkler’in kendi kurumlarını yönetebileceği bilgi, beceri ve potansiyeli vardır. Bu gerçekten hareketle Merkez Bankası, Sivil Savunma Teşkilatı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın yönetimi Kıbrıslı Türkler’e devredilmeli, polis ve itfaiye sivil yönetime bağlanmalıdır.
Bakanlar kurulu gibi çalışan ve siyasal iradeyi gölgeleyen yardım heyetinin fonksiyonu değiştirilmeli ve AB standartlarında denetim yapan teknik bir kurula dönüştürülmeli, ülkemiz için yatırımı öngörülen projelerin ihaleleri Kıbrıs’ta açılmalı, mali destek projeler bazında uygulanmalı ve kaynaklar yerel makamlar aracılığı ile aktarılmalıdır.
Özelleştirme adı altında Kıbrıslı Türklere ait kamusal varlıkların peşkeş çekilmesi uygulamalarından derhal vazgeçilmelidir. Kurumların yönetsel yapıları ve gelecekleri ile ilgili kararlar ekonomimizin yeniden yapılandırılması çerçevesinde çalışanların da katılımı ile toplumsal bütün kesimler tarafından karara bağlanmalıdır.
Ülkemizdeki sosyal, ekonomik ve kültürel dokuyu bozan, Kıbrıslı Türkler’in siyasi iradesini ortadan kaldıran gelişigüzel vatandaşlık dağıtma uygulamaları derhal durdurulmalıdır. Ülkedeki kaçak nüfusun geri dönüşü sağlanmalı, muhaceret yasası bu bağlamda değiştirilmeli, ülkeye girişler kontrol altına alınmalıdır.
Yaşamını sürdürmek için ülkemizde çalışmakta olan fakat gayri insani koşullarda çalıştırılanların, çalışma koşulları iyileştirilmeli, ILO kurallarının ülkemizde hem kamuda, hem de özeI sektörde uygulanması sağlanmalıdır. Kimse güvencesiz, sendikasız çalıştırılmamalıdır.
Vergi adaleti sağlanarak, ekonomide kayıt dışılık, yağma, kayırma, yandaş dönemi yerine şeffaf, objektif bir yönetim oluşturulmalıdır.”
Çelik, kendi ayakları üzerinde duran sürdürülebilir bir ekonomik yapı için “Planlı Ekonomik Kalkınma programını” kendi iradeleriyle yapabileceklerini de vurguladı.
Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı da, bugün başlatılan mücadeleye El-Sen ile Tel-Sen’in eylemlerinin mesaj olduğunu ifade ederek, halkın sorunlara karşı biraraya gelmesi durumunda sorunların çözüleceğine dikkat çekti ve halktan destek istedi.
Bıçaklı, halk ile birlikte verilen mücadelenin her zaman sonuç aldığını, bu yüzden halkın destek vermesiyle başarılı olacaklarını söyledi.
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Hürrem Tulga da, son 3 yıldır Kıbrıs Türk halkının tüm varlıklarını hedef alan ve yabancı sermayeye “peşkeş çeken” bir politikanın sürdürüldüğünü savunarak, buna “dur” demek için burda olduklarını kaydetti.
Tulga, hedefin ülkede daha mutlu ve refah bir yapı yaratmak, toplumsal varlıklara sahip çıkmak olduğunu belirterek, bu hedefe ulaşmak için mücadele edeceklerini dile getirdi.