Hıdıroğlu, son olaydan ve bu olay üzerinden daire çalışmalarına dönük yapılan “asılsız iddia” ve “yanlış bilgilendirmeden” dolayı daire müdürü olarak kendisi ve tüm çalışma arkadaşlarının çok ciddi rahatsızlık duyduğunu ifade ederek, Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın konu hakkında soruşturma sürecini başlattığını söyledi.
Konunun örtbas edilmesi diye bir durumun şeyin söz konusu olmadığına dikkat çeken Hıdıroğlu, soruşturmanın neticesine göre ihmalkar davrananlar ile sorumluların cezalandırılacağını vurguladı.
Cansel Hıdıroğlu, basında yer alan açıklamalar devam ettiği sürece kurumda kalan çocukların olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, “Kısa bir süre sonra okulların açılacağı düşünülecek olursa bu haberlerin olumsuz etkilerinin çocuklarımıza yansıması büyük bir olasılıktır. Ayrıca çocuklarımızın bu şekilde sürekli basın yoluyla deşifre edilmesi çocuk hakları ile çelişmektedir” dedi.
Hıdıroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı toplantı salonunda bugün düzenlediği basın toplantısında konu hakkında yapılan iddiaları yanıtladı, dairleri ve çalışma sistemleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Toplantıda Sosyal Hizmetler Dairesi şube amirleri de hazır bulundu.
Basında konu ile ilgili açıklamalar yapan ve iddialarda bulunan Barış Başel’in, müdürlüklerine bağlı Gençlik Aile Destek Birimi’nde (GADEM) geçici statüde görev yapan bire sosyal hizmet uzmanı olduğunu söyleyen Hıdıroğlu şöyle devam etti:
“Bu birimde görev yapan Sosyal Hizmetler Uzmanı Başel, 2011 yaz döneminde gündemde olan kızlardan biriyle mesleki çalışma yapmak üzere görevlendirildi, ancak vakayı sonuçlandırmamış ve çocuğun durumu ve kendisinin yaptığı çalışma ile ilgili herhangi bir rapor hazırlamamış, bu sorunun çözümü yönünde bir öneride bulunmamıştır. Bilahare yuvadaki psikolog, bu kızımızla görüşmelerini sürdürmüştür.”
“BAŞEL’DEN ELİNDEKİ BELGELERİ İLETMESİNİ İSTEDİM”
Yuva ile ilgili elinde bir takım bilgi ve belgelerin bulunduğunu söyleyen Barış Başel’den soruşturma maksadıyla elindeki belgeleri kendisine iletmesini istediğini anlatan Hıdıroğlu, Başel’in 3 gündür daireye gelmediğini, bu sebeple de yazıyı kendisine dairede görevli şoförle gönderdiğini kaydetti.
“DAİRE BİRÇOK SORUNA ÇÖZÜM ÜRETMEYE ÇALIŞIYOR”
Sosyal Hizmetler Dairesi olarak toplumun değişen sosyal yapısına bağlı olarak oluşan birçok sosyal soruna çözüm üretmeye çalıştıklarını anlatan Cansel Hıdıroğlu, “Sosyal Hizmetler Dairesi’nde çalışan her sosyal hizmet uzmanının sorumlu olduğu bir bölgesi vardır. Bölgesindeki sosyal yardım müracaatlarını değerlendirmek, evlatlık, velayet, çocuk ve genç suçlularla ilgili mahkemeye rapor sunmak, burs araştırmaları, engellilik alanı, kreşler - huzurevleri denetimi, birçok makamdan istenilen sosyal inceleme raporlarının hazırlanması ve buna ilaveten dairenin en çok vaktini alan aile çalışmalarıdır” dedi.
Sosyal hizmet uzmanlarının, yaptıkları çalışmalar sonucunda hazırladıkları sosyal inceleme raporlarını mahkemeye sunabilmeleri için ayrıca Bakanlar Kurulu kararı ile yetkilendirildiklerini anlatan Hıdıroğlu, “Çalışma sürecimizde, hiçbir sosyal hizmet uzmanının, mahkeme tarafından istenen sosyal inceleme raporlarını mahkemeye sunma gibi bir lüksü yoktur” dedi.
“MAHKEME SÜRECİ İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ YÜRÜMÜYOR”
Gazetelerde yer alan “sosyal hizmet uzmanları mahkeme gitmezler” iddiasının tamamen yanlış olduğunu vurgulayan Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Cansel Hıdıroğlu, ceza davaları ve aile mahkemesi davalarında, mahkeme sürecinin iddia edildiği gibi yürümediğine, gerekli görülen davalarda savcılık tarafından dairelerine ithamnameler gönderildiğine vurgu yaptı.
Sosyal hizmetler uzmanlarının mahkemeye çıkarken ve rapor sunarken, hazırladığı raporu ilgili şube amirine imzalatarak onun bilgisinde mahkemeye çıktığını anlatan Cansel Hıdıroğlu, neticelenen davalarda, yargıcın verdiği karara göre uygulama yapıldığının altını çizdi.
Dairelerinin tüm çalışmaları yanında daireye bağlı sosyal hizmet kurumları da bulunduğuna işaret eden Hıdıroğlu, Lefkoşa Çocuk Yuvası’nın da bu kurumlardan biri olduğunu kaydetti.
Lefkoşa Çocuk Yuvası’nın himayeye aldıkları, korunmaya muhtaç çocukların kaldığı yerlerden biri olduğunu anlatan Hıdıroğlu, “Bu çocuklara kurumda her türlü beslenme, barınma ve en önemlisi karşılaşmış oldukları her türlü travmatik olayları gidermeye, en asgariye indirmeye ve onları topluma yararlı bir birey olarak kazandırmaya yönelik çalışmalar yapmaktayız” dedi.
“AŞAMADIĞIMIZ PSİKOLOJİK VAKALARDA PSİKİYATRİSTLERDEN DESTEK ALMAKTAYIZ”
“Onların her türlü ihtiyacını ne kadar karşılamaya çalışsanız, sevgi, ilgi ve alakayı gösterseniz de yine öz ebeveynlerinin yerini tutamayacağınız bir gerçektir” şeklinde konuşan Cansel Hıdıroğlu şöyle devam etti:
“Himayeye aldığımız bu çocuklar, çok değişik yaşlarda olabilmektedir. Çocuklar, 1 yaşında olabildiği gibi, 15 yaşında da olabilmektedir. Ergen yaştaki bir çocuğu eğitmek, küçük yaştaki bir çocuğu eğitmek kadar kolay değildir. Ergen yaştaki bir çocuğun kişilik özellikleri büyük oranda şekillenmiş olmaktadır. Hele de riskli davranış sergilemeye meyilli ise, bu daha da zorlaşmaktadır. Ancak kesinlikle zordur diye pes etme lüksümüz yoktur. Azami gayretle sorunlarının çözümü yönünde daire uzmanlarımız çalışmaktadır. Aşamadığımız psikolojik vakalarda ise psikiyatrsitlerden de destek almaktayız.”
“HAPİSHANE GİBİ OLDUĞU İDDİASINA KATILMIYORUM”
Yuvanın fiziki koşullarıyla ilgili basında yer alan iddialara da değinen Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Cansel Hıdıroğlu, “yuvanın hapishane gibi olduğu ve çocukların orada mahkum gibi yaşadıkları” iddiasına katılmadığını vurguladı.
Basında en çok yer alan “demir parmaklıklar” söyleminin zihinlerde algılandığı anlamda kullanılmadığını ifade eden Hıdıroğlu, bugün birçok şahsi evin zemin katında bile güvenlik amacıyla bu şekilde tedbirler alındığını söyledi.
“HER AİLEDE OLDUĞU GİBİ KURUMUN DA BİRTAKIM KURALLARI VAR”
Çocuklara uygulanan katı kurallar ve verilen cezalarla ilgili iddialar konusunda da Hıdıroğlu, her ailede olduğu gibi, bir takım kuralların kurumlarında da mevcut olduğunu, eğitim sisteminde bulunan ödül ve ceza uygulamalarının, çocuğun sorumluluk bilincinin gelişmesinde ve bir takım kuralları öğrenmesinde bir etken olduğunu kaydetti.
Hıdıroğlu, kurumdaki uygulamaların iddia edildiği gibi çocukların psiko - sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyecek uygulamalar olmadığına, aksine sorumluluk bilincini geliştirecek ve sınırlarını belirleyecek tarzda olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Çocuklarımızın cep telefonu olmadığı iddiası doğrudur. Yurtdışı gezilerinde ve bir günden fazla süren gezilerinde çocuklarımıza cep telefonu verilmektedir. Bunun dışında çocuklarımız, kurum telefonlarından yakınları ve arkadaşları ile istedikleri zaman rahatlıkla görüşme yapabilmektedir. İnternet konusunda da, yuvanın interneti vardır. Çocuklar sınav zamanları haricinde, istedikleri zaman internet kullanabilmektedir.”
Cansel Hıdıroğlu son olarak, toplumun değişen ve gelişen yapısına bağlı olarak sosyal sorunların da arttığını, bu nedenle Sosyal Hizmetler Dairesi’nin; tüm kurumları ve birimleriyle insan kaynakları açısından, özellikle psikolog açısından güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.