Eroğlu, KKTC’nin Türklük ve İslam dünyasında artık yerini alması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, panelin açılışında yaptığı konuşmada, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın ölümünün ardından 37 gün geçtiğini ama O’nun, eserleriyle yaşadığını söyledi.
Denktaş adıyla İstanbul Şişli’de bir kültür ve kongre merkezinin temelini attıklarını hatırlatan Eroğlu, LAÜ’nün kararının da aynı şekilde önemli olduğunu belirtti.
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın Lefke’de bir üniversite isteğini hep söylediğini ve bu gerçekleştiğinde çok mutlu olduğunu kaydeden Eroğlu, Denktaş’ın yaşamını sadece bir panelin anlatmaya yetmeyeceğini ifade etti.
Eroğlu, “60-65 yılı kapsayan yoğun bir mücadeleyi, yaşam hikayesini değil bir panel, onlarca panel, 10’larca bölümlük belgesel film ve 10’larca kitapla bile bütünüyle, kapsamlı olarak anlatmak oldukça güçtür” diye konuştu.
Denktaş’ın her bölümü bir ders ve kararlılık sembolü olan yaşamını gelecek kuşaklara anlatacak eserler yaratılması dileğinde bulunan Eroğlu, Denktaş’ın arkasında kendini anlamaya yarayacak çok eser bıraktığını belirtti. Bunların her yaştaki gençlerin ve öğrencilerin yararlanmasına sunmak ve yabancı dilde de dünya kamuoyuna iletmek gerektiğini ifade eden Eroğlu, bunları yapmada üniversitelere görev düştüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın bir dava adamı, mücadele insanı olmanın yanı sıra doğru karar oranı çok yüksek bir strateji uzmanı olduğunu iade ederek şöyle devam etti:
“Bana göre onun 21 Aralık 1963 sonrasında verdiği kararlar, Kıbrıs Türk halkının Rum-Yunan saldırıları ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin silah zoru ile gaspı karşısında vermesi gereken mücadeleye ilişkin olarak çizdiği yol da doğru idi.
Eğer o gün geri adım atılarak mücadele yerine Makarios’un sahte vaatlerine inanılsaydı bugün Kıbrıs’ta devlet sahibi bir Türk halkından söz edilemezdi.
Rahmetli kurucu Cumhurbaşkanımızın 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’nın mutlaka gerçekleşmesi için Anavatan Türkiye nezdinde yürüttüğü kararlı temaslar da bana göre tarihi öneme sahiptir.”
Kurucu Cumhurbaşkanı Rahmetli Denktaş’ın 1958’de TMT’nin kuruluşuyla iyice belirginleşen Kıbrıs Türklerinin kendi kendini yönetme hedefinin 1974’te iyice belirgin hale geldiğini; Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ve Kıbrıs Türk Federe Devleti ilanına fiilen öncülük ettiğini ama asıl hedefinin Kıbrıs Türk Devleti’nin kurulması olduğunu anlatan Eroğlu, “Nitekim yıllar sonra bunu hep vurguladı. Ama o günkü konjonktür o kadarına izin verdiği için Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ilanı ile yetinildi” dedi.
Derviş Eroğlu, 1977’da Rum lideri Makarios, 1979’da da Rum Yönetimi Başkanı Kiprianu ile zirve antlaşmalarını imzalayarak Kıbrıs’ta bir antlaşma için zemin oluşturma gayreti içine giren Denktaş’ın yine sonraki yıllarda açıkça ifade ettiği üzere Rum tarafının üniter devlet istediğini bile bile bunu yaptığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Denktaş’ın devlet kurma karar ve kararlılığı sayesinde Kıbrıs Türk halkının farklı bir evreye girdiğini; kendilerinin de masada başları dik ve güçlü oturduğunu söyledi.
BİR ÖMÜR DİDİNDİ DURDU… EN FAZLA ÇALIŞMA İMKANI
Eroğlu, başbakan olarak Denktaş’la en uzun süre çalışma fırsatı bulan kişi olduğunu; birçok süreci birlikte yaşadıklarını kaydederek, şöyle konuştu:
“Benim saptamalarıma göre rahmetli kurucu Cumhurbaşkanımız için Kıbrıs Türk halkının güvenli geleceği bakımından temel noktalar şunlardır:
Devletin varlığı, sulandırılmamış egemenlik, sulandırılmamış iki kesimlilik, sulandırılmamış Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, Anavatan Türkiye hiç bir koşulda ilişkilerin bozulmaması, tam tersine her geçen gün biraz daha geliştirilmesi.
Hiç bıkmadan, usanmadan bunların önemi üzerinde durur, bunların korunması gerektiğinin altını çizerdi. O aslında Kıbrıs konusunda Kıbrıs Türk halkının öğretmeniydi de…
Kıbrıs konusunda önemli olan pek çok kavramı nasıl savunacağımızı ondan duyuyor, nasıl savunacağımızı yine o izah ediyordu.
Ortaklaşa kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin silah zoru ile gasp edilerek bir Rum devletine dönüşmesi; siyasi eşitlik temelinde ortaklık; egemen eşitlik; halk ve toplum arasındaki farkla self-determinasyon hakkımız; global mal-mülk takası gibi klişeleri ve kavramları halkımıza anlatmak için bir ömür didindi durdu.”
MANEVİ MİRASI KKTC
Kurucu Cumhurbaşkanı’nın gelecek nesillere, kendilerine bıraktığı manevi mirasın KKTC olduğunu vurgulayarak, kendilerine düşen en büyük görevin ise KKTC’yi yaşatmak, dünyadaki yerini almasını sağlamak için mücadele etmek olduğunu söyleyen Eroğlu, Türklük ve KKTC’nin İslam dünyasında yer alma zamanı geldiğini belirtti.
Denktaş’ın kendilerine “egemenlik ve özgürlük aşkı, hakka ve halka inanmak” gibi miraslar da bıraktığını ifade eden Eroğlu, O’nun erdemlerini unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını sözlerine ekledi.
DENKTAŞ: LAÜ O’NUN ÖNERİSİYLE LEFKE’DE
Denktaş’ın oğlu, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş da, önceleri Girne’de kurulması planlanan LAÜ’nün babası Denktaş’ın önerisiyle Lefke’de yaşama geçtiğini anlatarak başladığı konuşmasında, “Devletin nasıl yaşatılacağı onun hayatının parçasıydı. Büyük bir mücadele adamıydı. Devletin, demokrasinin önemini hepimize mesaj olarak vermiş, bize gösterdiği yolun doğru olduğunu zaman içinde anlaşılmasına bırakmış, zorlamamış ama çizgisinin doğruluğunu görerek hayatını tamamlamıştır” dedi.
O’nu rahat ettirmek için Kıbrıs Türk halkının görevini yapacağından emin olduğunu kaydeden Serdar Denktaş, babasının Solya ve Taşpınar’da büyüdüğünü, bütün Türk dünyasında bir kahraman kabul edildiğini anlatarak “O’nun anısını, devletini yaşatmaya çalışıyoruz ve buna bütün gücümüzle devam edeceğiz” diye konuştu.
Denktaş, kuruluşunda emeği geçen babasının LAÜ’de onursal kurucu başkan olduğunu kaydetti ve LAÜ’nün bunu hatırlayarak çalışmalarını sürdüreceğinden şüphe duymadığını söyledi.
Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve ailesine, babasının 8.5 aylık rahatsızlığı süresince her gün ziyaret veya telefon ederek, ölümünden sonra da ilgilendiği için teşekkür etti.
“Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletine, TSK’ya, TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne, tüm komuta heyetine ailem adına teşekkür etmek istiyorum. Bir an olsun hiçbirimizi yalnız bırakmadı” diyen Denktaş, dualarıyla Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a güç veren halka da teşekkür etti.
“Toprağı bol olsun diye dua edeceğimiz toprak, Mehmetçikle Mücahit’in kan dökerek vatan yaptığı bir toprak. Onun ardından yapacağımız en güzel dua ‘devleti daim olsun’ demek olur herhalde. Devleti daim olsun, nurlar içinde yatsın” diyerek tamamladı.
GÖKSEL: “GÖREVİMİZ BIRAKTIĞI ÜLKÜ VE ÜLKEYE SAHİP ÇIKMAK”
LAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Bülend Göksel de, Denktaş’ın Türk halkının özgürlük mücadelesiyle özdeşleşmiş mücahit bir lider olarak tarih sayfalarındaki hak ettiği yeri aldığını söyledi.
Siyasi vizyonu yanında çeşitli konulardaki eserleri, köşe yazısı, senaryo yazması ve fotoğrafçılığıyla da dikkat çeken Denktaş’ın mükemmel bir aile reisi de olduğunu kaydeden Prof. Dr. Göksel, “O sadece efsane bir kahraman değil. En güzel erdemlerle donanmış bir insan olarak da hepimiz tarafından rahmet ve şükranla anılacaktır” diye konuştu.
Göksel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarih yapan bir lider olduğunu kaydederek, TMT’nin kuruluşunda aldığı görevle başlayan tarih yapma görevinin ölümüne kadar sürdüğünü; hayatını Kıbrıs davasına adayan Denktaş’ın ölümünden sonra kendilerine düşen görevin halka bıraktığı ülke ve ülküye sahip çıkıp yaşatmak olduğunu vurguladı.
LAÜ’nün kuruluşunda da Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın girişimlerinin etkili olduğunu ifade eden Ahmet Bülend Göksel, “Bu büyük devlet adamının adını kampusumuz içinde ölümsüzleştirerek ona vefa borcumuzu kısmen de olsa ödemeyi amaçladık” dedi.
Göksel, Denktaş’ın adının verildiği binada verilecek eğitimle, onun adına yakışır bir bilim yuvası olmak istediklerini kaydetti.
BEKTAŞ: TARİH YAZDI
Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Münevver Bektaş da, Denktaş’ın mücadelesini anlatmak, değerlerini yaşatmak için yola çıktıklarını belirtti.
Bektaş, birlikte çalışma şansı da bulduğu Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın tarih yazan bir Türk, bir lider olduğunu söyledi. Denktaş’ın KKTC’yi kuran ve Türklüğüyle gurur duyan bir kişilik olduğunu ifade eden Münevver Bektaş, Denktaş’ı rahmetle andı ve etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Konuşmaların ardından panele geçildi.