DGP'den Değerlendirmeler

29 Şubat 2012 Çarşamba  18:13

DGP'nin açıklaması şöyle;
Kıbrıs konusunda bir anlaşmaya varma hedefiyle, Birleşmiş Milletler gözetiminde devam eden müzakerelerin gelinen aşamasında, BM Genel Sekreteri, tarafların uzlaşması yönünde bir rapor beklediğini duyurmuş bulunmaktadır.
Kıbrıs Türk tarafı, Anavatan Türkiye ile birlikte yürütülen süreçte, uzlaşma yönündeki tutumunu ortaya koymuş ancak, Kıbrıs Rum tarafı, geleneksel hedefine ulaşıncaya kadar, konuyu sürüncemede bırakma taktiğini bu dönemde de sürdürmüştür.
Rum lider Hristofyas’ın Ulusal Konseyi’ne sunduğu son belgeden de açıkça görülebileceği gibi Rum tarafı, “çıkarlarının tamamını” içermeyecek bir “anlaşmanın” dayatılmakta olduğunu belirterek, buna karşı kampanyalar yapma kararı almış, istedikleri türden bir anlaşma için de kendilerine süre verilmesini talep etmiştir.
Sadece bu açıklama bile, Rum tarafının herhangi bir anlaşmaya hazır olmadığını ortaya koymaktadır. Temmuz 2012’de AB Dönem Başkanlığı’na getirilecek olan Kıbrıs Rum tarafı, bu dönemi de atlatma hedefiyle, bir kez daha işi sürüncemede tutma politikasını izlemekte, sorumluluğun da Türk tarafına atılmasını sağlamak için yoğun çaba sarfetmektedir.
Halen devam eden sürecin, bir sonuç vermeyeceği bu kadar açıkken, Kıbrıs Türk tarafında bazı kesimler, aniden Kıbrıs Türk müzakere heyetini suçlayan bir takım açıklamalar yapmaya başlamışlardır. Oysa, sürecin Türk tarafı aleyhine kopmakta olduğu iddia edilen bizzat bu beyanatlar, ilgili taraflara, Türk tarafını suçlayacak malzeme yaratmaktadır.
Bu açıklamalar üzerine, derhal diğer bir tarafın, Sayın Downer’in KKTC’ye geçişinin yasaklanması gibi bir görüş ortaya atmasıyla, yeni bir ayrışma ortamı yaratılmıştır.
 
Kıbrıs konusunda geçmişten bugüne varolan en büyük zaafiyetimiz, kendi içimizde bütünlüklü bir politika izleyememiş olmamızdır. Kıbrıs konusu, siyasal partilerin ve bunlara bağlı kesimlerin çıkarlarının üstünde bir konudur.
Hiçbir ülkenin müzakere heyeti, muhalefet tarafından, “Az tavizkar davranıyorsunuz, daha fazla taviz verin” diye eleştirilmemiştir. Olsa olsa, “Çok taviz veriliyor, çıtayı yüksek tutun” diye eleştirilebilir. Bugün yine Rum uzlaşmazlığı bu kadar açık bir biçimde ortada dururken, partisel çıkar sağlanacak diye, kitlesel zafiyete ve zarara sebep olunması asla kabul edilemez.
İzlenen politika, kişilere bağlı bir politika olmayıp, ulusal hak ve çıkarlarımız temelinde ve geçmiş süreçlerden elde edilen önemli tecrübeler doğrultusunda, ortak akılla yürütülmektedir. Kıbrıs Türk tarafının siyasi temsilcileri olan tüm kesimlerin de bu sorumluluğun bilincinde hareket etmesi esastır.
Saygılarımızla.
DEMOKRASİ VE GÜVEN PARTİSİ



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/DGP-den-Degerlendirmeler/366093