Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu, bugün yaptığı yazılı açıklamada, CTP/BG Parti Meclisi’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili son kararının, soruna anlaşmayla son verilmesine katık yapacak nitelikte olmadığını kaydetti.
Hasipoğlu, “Üzülerek saptıyoruz ki; söz konusu kararda ifade edilenler, Rum lideri Dimitris Hristofyas’ı, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk halkının aleyhine kullanmama ve oyalama taktiklerinden vazgeçip anlaşma noktasına gelmesini sağlayıcı değil, tam tersine ona bilinen yolunda ilerleme şansı tanıyan bir içeriktedir” dedi.
CTP/BG ve aynı eksende ortaya görüş koyanları, “süreci Kıbrıs Türk halkının yararına değil, kendi siyasi hesapları uğruna bir tür umut tacirliği yapmak niyetinde olmakla” suçlayan Hasipoğlu, şöyle dedi:
“Ancak şu iyi bilinmelidir ki ‘sonuç vermeyecek olsa bile, ucu açık şekilde görüşmeler 40 yıl daha devam etsin’ diyenler en az Rumlar kadar Kıbrıs Türk halkına zarar vermektedirler. Müzakere sürecinin kopma noktasına geldiği ve bunun Cumhurbaşkanı ve heyetinin sözde hatalarından kaynaklandığı iddiası, zaten aynı açıklamada Rum tarafının isteksizliği açıkça kabul edildiği için, kendi içinde tutarsızdır.”
Ertuğrul Hasipoğlu, Kıbrıs Türk halkının bu türden temelsiz iddialara inanmadığını belirterek, halkın bu süreci 44 yıldır her defasında Rum tarafının isteksizliğinden ve bu adayı Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya hazır olmayışından kaynaklandığını bildiğini ifade etti.
Hasipoğlu, CTP/BG’yi, “halkın gerisinde siyaset yaparak komik duruma düşmekten kaçınmaya” da davet etti.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun “iç unsurlar çözülmeden son aşamaya geçilemez” şeklindeki bir yaklaşıma onay verdiği iddiasının gerçeklerle bağdaşmadığını belirten Hasipoğlu, Kıbrıs Türk tarafının 2010 yılının aralık ayından beri her fırsatta garantör devletlerin de katılacağı dörtlü veya beşli toplantının yapılmasında hep ısrarcı olduğunu vurguladı.
Hasipoğlu, Kıbrıs Türk tarafının CTP/BG’nin dediği gibi sırf öneri yanmak için öneri yapmadığına işaret ederek, “Cumhurbaşkanının son haftalarda, önceki pek çok hamleye, BM Genel Sekreterine bir mektup göndererek bir yenisini eklemiş olması, belli ki sadece Rum tarafını değil CTP’yi de şok etmiştir. Sadece bu durum bile, CTP’nin sayın Cumhurbaşkanı ve heyetinin hamlelerini ve yapmaya çalıştığını doğru okuyamadıklarının kanıtıdır” ifadesini kullandı.
CTP/BG’nin “tek bir yol”dan bahsetmesinin Kıbrıs Türkü’nü Rum tarafının rızasına mahkum eden, marazi ve çaresiz bir yaklaşım olduğunu da ileri süren Hasipoğlu, “Rum tarafı istemediği sürece biz hiçbir şey yapamayız demekle eş değerdedir ki, bunu kabul etmek mümkün değildir” dedi.
Hasipoğlu, CTP/BG’nin, Kıbrıs Türk halkının 2004’te verilen sözleri tutmamış ve bu bağlamda hala daha bir şey yapmıyor olmasının faturasını Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na kesmeye kalktığının görüldüğünü ifade ederek, “Oysa Sayın ikinci Cumhurbaşkanı ve CTP, dünyanın bu iktidarsız ve tutarsız yaklaşımını, yani bize verilen sözleri tutmuyor olduğunu daha kendi dönemlerinde bizzat yaşamış ve kabul etmiştirler. Bunları ya unuttular ya da halka unutturmaya çalışıyorlar” dedi.
Hasipoğlu, görüşme sürecinin bir al-ver olması gerekliliği üzerinde durarak, Kıbrıs Türk halkının hep “veren” Rum tarafının ise hep “alan” olması halinde böyle bir anlaşmaya imza atarak onay verenleri gelecek nesillerin ve tarihin yargılayacağını belirtti. Hasipoğlu, UBP’nin bu oyuna gelmediğini ve gelmeyeceğini ekledi.