Girne'de II. Dünya Kıbrıs Türkleri Kongresi

18 Nisan 2012 Çarşamba  18:20

Girne Acapulco Otel’de saat 09:00’da şehitler ve merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a saygı duruşuyla başlayıp ardından İstiklal Marşı ile devam eden kongrede açılış konuşmaları yapıldı.
Açılışta, Başbakan İrsen Küçük ile Dünya Kıbrıs Türkleri Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Vedat Çelik’in birer konuşma yaparken, yurtdışında bulunan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile kongreye katılamayan Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün mesaj gönderdi.
Konuşma ve okunan mesajlardan sonra Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün katılımcılar onuruna verdiği öğle yemeğinin ardından; açık oturum, dış ülke katılımcılarının bildiri sunumları, ekonomi ve sağlık atölyeleri olmak üzere dört bölüm halinde gerçekleşen kongreye geçildi.
4 ana başlık altında gerçekleşen açık oturumun bugünkü ilk bölümünde;
Kıbrıs odaklı güncel siyasal konular, akademisyenler ve siyaset adamları tarafından değerlendirildi.
AÇIK OTURUMLAR
“Son Gelişmeler ışığında Kıbrıs’ın Stratejik Önemi” başlığı altında bugün yapılan ilk oturumda; Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Prof.Dr. Salih Saner ile Dr. Hayriye Kahveci, Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Soyalp Tamçelik, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr Murat Tüzünkan ile Yrd. Doç. Dr Nur Köprülü ve Emekli Müsteşar Ergün Olgun, yarın; “KKTC için Siyasi Tanınmanın Önemi ve İzlenmesi Öngörülen Stratejik Plan” başlığında Prof. Mümtaz Soysal, Emekli Büyükelçi Onur Öymen, Atılım Üniversitesi’nden Prof. Füsun Arsava ve Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Kamuran Rençber, “Temmuz 2012’ye Doğru Kıbrıs Sorununda Muhtemel Gelişmeler” başlığı altında DAÜ’den Prof. Ahmet Sözen, Doç. Dr. Yücel Vural, Yrd. Doç. Altay Nevzat ve LAÜ’den Dr Murat Özkaleli, Cuma gün; “Yurt Dışındaki Kıbrıs Türklerinin KKTC'de Seçme, Seçilme ve Vatandaşlık Hakları” başlığı altında yapılacak oturumda da Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Taner Erginel, Hukukçu Ergin Ulunay, Türk-İngiliz Hukukçular Derneği Başkanı Emma Edhem ve Embargoed temsilcisi Fevzi Hüseyin sunum yaptı.                                                                                
DIŞ ÜLKELERDEN GELEN KATILIMCILAR
“Dış Ülkelerden Gelecek Katılımcılar” bölümünde ise ülke dışından katılacak olan davetlilerin bildirileri yer aldı. Aralarında İngiliz Lordlar Kamarası üyesi, İngiliz ve Alman büyükelçi, milletvekili, hukukçu ve halkla ilişkiler uzmanlarından oluşan yabancı konuklar; ülkelerin itibarı, Kıbrıs Türk topluluklarının sorunları ve öngörülen çözüm önerileri, ülkeler itibarı ile Kıbrıs Türk Topluluklarının sivil toplum örgütleri, meslek grupları ve ekonomik kapasiteleri, Yabancı ülkelerdeki Kıbrıs Türklerinin KKTC’ye katkılarının nasıl ve hangi alanlarda sağlanabileceği, yabancı ülkelerdeki Kıbrıs Türk insan gücü ve sermayesinin KKTC’ye aktarılması, yabancı ülkelerdeki Kıbrıs Türklerinin yaşadıkları ülkelerde siyasi-ekonomik-sosyal alanlarda görev üstlenmesi, tanınma/tanıtma faaliyetleri düzenlemek suretiyle KKTC adına siyasi etkinlik sağlaması konularında sunum gerçekleştiriyor.
EKONOMİ ATÖLYESİ
Atölye çalışmalarına ayrılan kongrenin üçüncü bölümünde, Örgütlenme ve Ekonomik konular yer alıyor. Bu bölümün ana konuları ise; Dünya Kıbrıs Türkleri Bilgi Haritası’nın oluşturulması,KKTC’de yatırım olanakları ve var olan teşvik sisteminin değerlendirilmesi, Yabancı ülkelerdeki nitelikli Kıbrıs Türk insan gücünün ve yatırım sermayesinin ülkeye celp edilmesi için strateji geliştirilmesi.
SAĞLIK ATÖLYESİ
Bu bölümde ise yurt dışında büyük başarılara imza atmış Kıbrıslı Türk Tıp Akademisyenleri ve otoritelerinin görüşlerinden yararlanılarak, KKTC sağlık sisteminin rasyonelleştirilmesi için proje hazırlanacak.
EROĞLU’NUN MESAJI
Yurtdışında olması nedeniyle kongreye katılamayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kongreye gönderdiği mesajı Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör okudu.
Cumhurbaşkanı Eroğlu gönderdiği mesajda kongreyi gerçekleştiren Dünya Kıbrıs Türkleri Vakfına teşekkürlerini sunarak, vakfın geçen yıl başlattığı çalışmanın Kıbrıs Türk halkı ile insanlık için yararlı sonuçlar doğuracağına inanç belirtti.
İçinde bulunulan süreçte bilimsel çalışmalarla geçmişten bugüne ulaşan stratejik çaba ve lobicilik faaliyetlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, Türk Milleti ile Kıbrıs Türk halkını aynı hedefler doğrultusunda birleştirildiği oranda yücelme güven içinde olma yanında refahın da artacağına işaret etti.
“Bu bağlamda dünyanın neresinde olursa olsun tüm Kıbrıslı Türklerin KKTC Vatandaşlığı, yurt ve halk sevgisi etrafında toplayabilmeliyiz. Birbirimize ihtiyacımız vardır. Birbirimize derin , asla silinmeyecek kan, can bağımız vardır. Güvenli geleceğimiz için işi sıkı tutmalı.
Hükümetimizin de desteğiyle tüm engelleri aşarak ilişkilerimizi daha sağlıklı ve yoğun bir seviyeye taşımalıyız” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, hükümet ile Kıbrıs Türk halkına bu yönde atacakları adımlar için güvendiğini söyledi
GÜNEY KIBRIS’I AB DÖNEM BAŞKANI OLARAK MUHATAP KABUL ETMEYECEĞİZ
Mesajında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideriyle yürüttüğü müzakere ile gelinen aşamada meydana gelen gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konuyla ilgili şunları aktardı:
“Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle Kıbrıs konusunda bir anlaşma noktasına gelmemiz, yaklaşık yarım asırdır mümkün olamıyor. 1 Temmuz tarihinden itibaren Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı yapacağı söylenen Rum Kesimi , bu şımarıklıkla , bir antlaşma yapılması için gayret gösterecek yere, Kıbrıs Türk halkını dünyadan nasıl izole etmeye devam edebilirim, Kıbrıs Türkü’nün dünya ile işbirliği yapmasına, spor müsabakalarına varıncaya dek pek çok aktiviteye katılmasına nasıl daha fazla engel çıkarabilirim hesapları içindedir. Ancak Anavatan Türkiye de biz de aynı düşüncedeyiz; Rum tarafını Avrupa Birliği Dönem Başkanı olarak muhatap kabul etmeyeceğiz. Avrupa Birliği’nin biz Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri yerine getirmemesine karşın Rum tarafını tüm gerçeklere rağmen dönem başkanı yapması, Kıbrıs’ta bir antlaşmaya varılmasını değil, tam tersine Rum uzlaşmazlığı neticesinde meselenin bir sonuca bağlanmamasına neden olmaktadır.
Rum uzlaşmazlığının devam etmesi, statükonun sürmesine neden olmakta ve bundan zarar gören halkımız olmaktadır. 50 yıldır devam eden Kıbrıs meselesinde konuşulmayan, tartışılmayan bir nokta kalmamıştır. Bu sorun çözülecekse biz buna varız, ‘buyurun hemen çözelim’ diyoruz. Yok eğer biz bir takvim olmadan ucu açık şekilde görüşmeye devam edeceğiz diyorsanız; ‘izin vermeyeceğiz’ diyoruz. Sonuç verici müzakere aşamasına geçmemize engel olan Kıbrıslı Rumlara karşı biz de sonuç vermeyen bir şekilde sürüncemede bırakılmasına ‘rıza vermeyiz’ diyoruz. Bunu söylerken, çözüm konusunda samimiyseniz buyurun hemen çözelim , ama uzatmak istiyorsanız biz sizin bu oyununuza alet olacak ve halkımızın geleceğini buzdolabına koyacak değiliz. Top artık Birleşmiş Milletlerdedir. Umarız Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, doğru saptama ve çağrılarla Kıbrıs Meselesinin çözülmesi yolunda tarihi bir adım atar. Biz tüm hazırlıkları yaptık ve kararlıyız. Adil ve kalıcı bir çözüm için bizim irademiz vardır ve hazırız. Ancak bunu kabul etmezlerse devletimiz vardır ve bu görevlere gelirken bizler bu devleti yaşatıp yüceltmek için yemin ettik.”
KÜÇÜK
Başbakan İrsen Küçük kongrenin açılışında konuşmasına, “Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde hayati rol oynayan ve halkın refah ve güvenliği sağlamak amacıyla hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan merhum Milli Mücadele Lideri Dr. Fazıl Küçük ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile şehitleri” anarak başladı.
Dünya Kıbrıs Türkleri Vakfı’nın bu yıl 2’incisini düzenlediği Dünya Kıbrıs Türkleri Kongresi kapsamında ülkeye gelen tüm katılımcıları KKTC’de görmekten duyduğu memnuniyeti belirten Başabakan Küçük, kongrenin gerçekleştirilmesine katkı koyanlara teşekkürlerini sundu.
ÖNEMLİ KATKI YAPACAK
Başbakan Küçük, bugün başlayıp 3 gün sürecek kongrede yapılacak değerli sunum ve değerlendirmelerin Kıbrıs Türk halkının haklı davasının uluslararası alanda doğru şekilde anlatılması ve savunulması yönünde yürütülen çalışmalara önemli katkılar yapacağına inanç belirtti.
Milli davada yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da tek ses olarak hareket edilmesi ve belirlenen devlet politikası çerçevesinde faaliyet ve girişimlerde bulunmanın büyük önem arz ettiğini ifade eden Başbakan Küçük, Kıbrıs Türkü’nün bugünlere aziz şehitlerin kan ve canlarıyla pahasına savunduğu toprak ve bayrağının gölgesinde ulaşarak başı dik, devletinin güvencesi altında hür ve özgür şekilde yaşadığını vurguladı.
Kıbrıs Türk halkının geçmişte yaşadığı trajik tecrübelere rağmen tarihin tekerrür etmeyeceği adil ve kalıcı bir anlaşmaya yönelik inanç ve kararlılığını koruduğunu ve yaklaşık yarım asırdır BM gözetiminde sürdürülen müzakerelere iyi niyetle katılarak çözüm için üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini belirten Başbakan Küçük, ancak Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle bugüne kadar olumlu bir sonuç alınamadığı kaydetti.
KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ
“Kurulacak yeni ortaklığın Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini içeren garanti ve ittifak antlaşmalarının teminatı altında kalmaya devam etmesi kırmızı çizgilerimiz arasındadır” diyen Başbakan Küçük, hükümetin Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu başkanlığında sürdürülen müzakerelere her türlü desteği vermesine rağmen, Rum liderliğinin aynı sağduyuyla hareket etmeyerek zamana oynadığını söyledi.
Başbakan Küçük, “Kıbrıs sorununun çözümü yönünde fırsat penceresinin kapanabilme olasılığı” üzerindeyse görüşlerini şöyle aktardı:
 
“Türk tarafı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin gayrı yasal elde ettiği AB üyeliği kapsamında dönem başkanlığı üstleneceği 2012 Temmuz ayından önce adada kapsamlı bir çözüme ulaşılamaması durumunda çözüm için var olan fırsat penceresinin kapanacağı her fırsatta ifade edilmektedir. Kıbrıs Türk tarafı olarak hedefimiz özüme bu tarihten önce ulaşılması ve yeni ortaklık devletinin AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesidir. Ancak açıkça görülmektedir ki 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığını devralacak olan Rum tarafında anlaşma için ne siyasi irade ne bir niyet bulunmamaktadır.”
Geçmişte toplu katliamlara maruz kalan ve Anavatan desteğiyle varoluş mücadelesini başarıya ulaştıran Kıbrıs Türk halkının egemenlik ve devletinden asla vazgeçmeyeceğini ifade eden Başbakan İrsen Küçük, amaçlarının herhangi bir çözüme ulaşılması değil Kıbrıs Türk halkının onurlu şekilde geleceğinden endişe duymadan yaşayabileceği adil, kalıcı, yaşayabilir ve en önemlisi Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği bir çözüme varılması olduğunun altını çizdi.
YURTDIŞINDA YAŞAYANLAR TANINMA VE EKONOMİK KATKI İÇİN ÖNEMLİ POTANSİYEL
Bugün dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan ve sayıları ülkede yaşayanlardan fazla olan vatandaşların varlığı ülkenin tanınması ve ekonominin gelişmesine katkı koymaları açısından önemli bir potansiyel taşıdığını ifade eden Başbakan Küçük, Hükümetin, Kıbrıs Türkü’nün yurt dışında temsilcisi ve davanın savunucusu konumunda bulunan vatandaşlarla devletle olan bağlarının güçlendirilmesine önem verdiğini söyledi.
YURTDIŞI KIBRISLI TÜRKLER BİRİMİ
Başbakan Küçük, yurtdışında yaşayan vatandaşların KKTC’de karşı karşıya kaldıkları bazı sorunların kısa sürede çözülmesi ve işlemlerinin ivedilikle sonuçlanması için Başbakanlığa bağlı “Yurtdışı Kıbrıslı Türkler Başkanlığı” adı altında bir birim oluşturulması için çalışma başlattıklarını da belirterek, şu an kuruluş aşamasında olan birimin hali hazırda ülke dışında yerleşik olan vatandaşların sayı ve sorunlarına ilişkin veriler toplamak için ön çalışma başlattığını ve Türkiye’de aynı amaçla kurulan “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı” ile temas içinde olduğunu kaydetti.
Başbakan Küçük, yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin bulundukları yerlerde kurdukları sivil toplum örgütlerde önemli lobicilik faaliyetleri yürüttüklerini ve bu çalışmaları takdirle izlediklerini de belirtti.
ÖZGÜRGÜN’ÜN MESAJI
Dışişleri Bakanı Hüzeyin Özgürgün de yoğun iş temposu nedeniyle katılamadığı kongreye mesaj gönderdi.
Bakan Özgürgün’ün mesajını Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Aytuğ Plümer okudu.
Özgürgün, bu yıl 2’incisi düzenlenen Dünya Kıbrıslı Türkler Kongresi’ni düzenleyen Dünya Kıbrıslı Türkler Vakfı’nı kutlayarak, kongre kapsamında yurtdışından ülkeye gelen Kıbrıslı Türkleri kutladı.
Bölge ve ülkede yaşanan gelişmelerin kongrenin önemini daha da artırdığını ifade eden Bakan Özgürgün, yurtdışında yaşayan vatandaşlarla birlikte tek yürek, ses olmanın dünyaya gösterilmesi gerekliliğine işaret etti.
Bölgede son dönemlerde yaşanan gerek “Arap Baharı” gerekse Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek taraflı yürüttüğü petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerinin yarattığı ciddi bir hareketlilik söz konusu olduğunu ifade ederek, önemli bir sürecin yaşandığı bu dönemde tüm imkanlarını seferber eden bakanlığın, Türkiye ile birlikte KKTC ile Kıbrıs Türk halkının ada ile çevresindeki haklarının korunması yönünde ortak çaba yürüttüklerini vurguladı.
Demokrasi insan hakları ve hukukun üstünlüğü noktasında birçok batı ülkesinden daha ileri noktada olan KKTC’nin bu yöndeki tecrübe, bilgi ve birikimini bölge kardeş halklarıyla paylaşmaya hazır olduğunu belirten Bakan Özgürgün, bölge ülkelerinde yaşanan iç siyasi gelişmelerin bugüne dek Kıbrıs Türkü’ne yaklaşmayan bazı ülkelerle daha olumlu ve sıcak ilişkiler kurulması için fırsat yarattığını söyledi.
“Bu büyük değişimin ve ortaya çıkardığı fırsatların farkındayız. Bölgemizde taşlar yerine otururken Kıbrıs Türk halkının düne kıyasla daha fazla anlayış ve kabul gördüğü bir ortamın ortaya çıkması için Türkiye ile birlikte çalıştıklarını kaydetti.
Son yıllarda Kıbrıs çevresindeki ülkelerle münhasır ekonomik bölge sınırlama anlaşmaları imzalayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin son olarak geçen Eylül ayında da tek taraflı olarak Kıbrıs’ın güneyinde başlattığı doğal gaz arama faaliyetleriyle “oldu bitti” yaratmaya çalıştığına dikkat çeken Dışişleri Bakanı Özgürgün, KKTC ile Türkiye’nin kabul edilemez bu girişim karşısında Doğu Akdeniz’de barış ve huzur ortamının korunmasını teminen uyarılarda bulunarak konunun adil ve dostane çözümü için ortak komite kurulmasını önerdiğini ancak Rum tarafının bunu dikkate almayarak reddettiğini aktardı.
“Bu bağlamda bir hususu vurgulamakta fayda vardır. Kıbrıs Türk halkı adanın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahiptir. Güney Kıbrıs’ın tek taraflı ve hukuk dışı girişimleri karşısında Kıbrıs Türk tarafı Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle Kıbrıs’taki yasal hak ve çıkarlarını korumakta kararlıdır” diyen Dışişleri Bakanı Özgürgün, bu kapsamda adanın doğal kaynaklar üzerindeki eşit hakların korunması amacıyla 21 Eylül KKTC ile Türkiye’nin kıta sahanlığı sınırlama antlaşması imzaladığını ve akabinde de Bakanlar Kurulu’nun Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’na Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama hususunda yetki verdiğini anımsattı.
Bölgede bu önemli gelişmeler yaşanırken BM’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde başlattığı müzakerelerin de devam ettiğini ifade eden Bakan Özgürgün, Kıbrıs Türk halkının geçmişte yaşadığı trajik tehlikelere dikkat çekerek, tarihin tekerrür etmeyeceği adil, ve kalıcı bir anlaşmaya varılabilmesi için görüşmelere devam ettiğini ve Türk tarafının her zaman yerleşik BM parametreleri çerçevesinde Kıbrıs sorunun çözümüne de her zaman hazır olduğunu ifade ettiğini söyledi.
ÇELİK
Dünya Kıbrıs Türkleri Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Vedat Çelik de yaptığı konuşmada, KKTC’nin mevcut anayasa, yönetimi ve seçilmiş yöneticileriyle egemen bir devlet olduğunu ifade ederek, egemenliğin tarihsel dayanağını yurt dışında Kıbrıslı Türklerle birlikte , dünya kamuoyuna daha etkin bir şekilde duyurmak için başlattıkları lobi faaliyetlerini geliştirmenin yollarını aramanın herkesin asli görevi olduğunu vurguladı.
Vakfı, Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine baş koymuş toplum temsilcilerini bir araya getirme ve bu hareketi sürekli kılmak için kurduklarını belirten Çelik,   KKTC’nin dış dünyayla ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesi, dış yatırımların ülkeye aktarılması için gerekli yöntem ve stratejilerin tespit edilmesi, örgütlenmenin daha çabuk ve daha etkili olabilmesi için çalıştıklarını söyledi.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Girne-de-II-Dunya-Kibris-Turkleri-Kongresi/367503