2. Cumhurbaşkanı Ofisi’nden verilen bilgiye göre, Talat, bugün BRT’de katıldığı bir TV programında Kıbrıs sorununda gelişen olayları değerlendirdi.
“EŞİTLENMEK BİLE KAYIP”
Talat, bugün Genel Sekreter Ban Ki Moon’a bir rapor sunulacağı konusundaki bir soru üzerine, Downer’in son günlerde bir çok görüşme yaptığını ve bu görüşmelerin de katkısıyla adada bugüne kadar sürdürülen müzakereler hakkında Genel Sekretere rapor sunacağını, bugünün bu yüzden önemli olduğunu söyleyerek, aslında önemli olanın raporun içeriği olduğunu belirtti. Downer’in raporu çerçevesinde Genel Sekreterin Güvenlik Konseyine sunacağı raporun ise belirleyici olacağını söyledi.
Talat, bu raporla moral üstünlüğümüzün kaybedilme ya da Rumlarla eşitlenme ihtimali bulunduğunu söyleyerek, “eşitlenmek bile bizim için kayıptır” dedi.
2. Cumhurbaşkanı Talat bu konu üzerinde çeşitli çağrılarda bulunduğunu, görüşmelerde ve uluslararası alanda fırtınalar yaratılması gerektiğini söylediğini anımsatarak “ancak bizim yetkililerimiz bunun yerine açılışlar ve gezilerle zaman harcamayı uygun gördüler” dedi.Talat,“Bundan oldukça rahatsızım, mesele moral üstünlüğümüzü kaybetmemektir, çünkü bizim için bu konu hayatidir” şeklinde konuştu.
“ÇÖZÜM İÇİN BASTIRMAK GEREKİR”
Türk tarafının aktif olmak için ne yapması gerektiği konusunda bir başka soruyu değerlendiren Talat, Rum tarafının rahat olduğunu, kendileri için Türkiye’nin tehlike olmaktan çıktığını düşündüklerini, çünkü AB’ye girdiklerini belirterek; Türk tarafının kendi avantajlarını kullanmasının şart olduğunu, bu yolla Rumlara çözüm için baskı yapmak gerektiğini söyledi. Moral üstünlüğün bu dönem içinde de kullanılması gerektiğini ancak bu eğilimi görmediğini söyleyen Talat, Türkiye’nin diplomasisinden de yararlanarak, Türk tarafının müzakereler sürecini sürüklemesinin önemli olduğunu kaydetti. Talat, “hem masa başında hem de uluslararası alanda çözüm için bastırmak gerekir” dedi.
“EN İYİ SENARYO…”
“Kritik bir tarih olarak nitelenen” 1 Temmuzla ilgili bir soruya karşılık Talat, BM’nin Rum tarafındaki seçimlerden sonra BM Barış Gücüyle birlikte bir takvim çerçevesinde görüşmeleri yeniden ele alacağını açıklaması gerektiğini belirtti. Talat, bunun Rumları kızdırsa da en iyi senaryo olacağını söyledi.
Talat, kendisinin korkusunun, kuru kuruya “görüşmeler devam etsin” kararı olduğunu ifade etti ve “bundan hiçbir şey çıkmaz” dedi.
BM Genel Sekreteri’nin takvimin sonunda ne olacağını da açıklamasının gerekip gerekmediği şeklindeki bir soruya Talat “Onun ucu açık kalabilir” dedi. Sonucun süreç içerisinde belli olacağını kaydetti.
“SON OYUN”
Çoklu konferans üzerindeki görüşlerini de belirten Talat, sonuçta gidilecek yerin bu olduğunu söyledi ancak bu “son oyun”a birçok konuda anlaştıktan sonra gidilebileceğini anlattı. 2. Cumhurbaşkanı, uluslararası konferansın, Bakanlar Kurulu’nun oluşumu, seçim sistemi, görev süreleri veya merkez bankası gibi konuların konuşulacağı yer olmadığını, burada güvenlik konusunun konuşulacağını, bunun da Garanti ve İttifak Anlaşmaları olduğunu söyledi, “dolayısıyla hayal kurulmasın” dedi.
“Bu durumda güven artırıcı önlemlere ihtiyaç var mı” şeklindeki bir soruya karşılık Talat, “bu tür önlemlerin bugüne kadar hep güvensizlik yarattığı” görüşünü belirterek, “bugüne kadar yapılan en önemli güven artırıcı önlemin kapıların açılması olduğunu” belirtti. Kapıların açılması ile “iki taraf arasındaki güvenin ise zaman içinde erozyona uğradığını” belirten Talat, çözümün bu dönemde uzaklaştığını, bununla birlikte taraflar arasındaki mesafenin de uzaklaştığını söyledi.
“Anormal durumun normalleşme yoluna girdiğini” söyleyen Talat, konu ile ilgili bir başka soruya da “Kapıları kapatmak cinayet olur, aklımızdan bile geçirmemeliyiz ve mutlaka çözüme odaklanmalıyız” dedi.
Gazete okumak değil gazete dinlemenin şimdilerde moda olduğunu söyleyen Talat, bugün sabah bir gazetede “Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının memurlara yasaklandığı” yolunda bir haber duyduğunu belirtti ve “Eğer doğruysa işte ülkemizdeki acı durum budur” dedi. Bakanlar Kurulu’nun böyle bir karar almasına gerek olmadığını söyleyen Talat, bu konulara yasakla değil uygulamayla çözüm bulunabileceğini kaydetti.
“KKTC YETMİYOR”
“Sonuçta Kıbrıs Türkü bir kimlik ve aidiyet bunalımı yaşıyor. KKTC Kıbrıs Türkü’ne yetmiyor” diyen Talat, “Kıbrıs Türkü’nün kimliğinin adım adım erozyona uğradığını” savundu. Talat, bazı Kıbrıslı Türklerin güneye de yerleşmeye başladığı konusunda bilgiler aldığını söyleyerek, “bu, resmi tezlerin de erozyona uğraması demektir” dedi.
“Yapılması gereken aklımızı başımıza almaktır” diyen Talat, çözüm için çalışılması gerektiğini vurguladı.
RUM TARAFINDA SEÇİMLER
Rum tarafında gerçekleştirilecek seçimleri de değerlendiren Talat, en büyük ihtimalin Hristofyas’ın artık orada olmayacağı olduğunu belirtti. Hristofyas’ın çözüm konusunda bir şey yapamadığını ve Mari’deki olayın kendisini çok yıprattığını söyleyen Talat, bu çerçevede Hristofyas’ın “güçten düştüğünü” söyledi.
“En güçlü adayın Anastasiadis olduğunu” belirten Talat ancak ittifaklar meselesinin önemli olduğunu ve yüzde yüz bir şey söylenemeyeceğini belirtti.
“HRİSTOFYAS’IN KORKULARI”
“Hristofyas’ın aşırı milliyetçi kesimlerden çekindiği; bu konuda yarası olduğu ve bunun kullanılabileceğinden korkarak hep daha milliyetçi görünmeye çalıştığı” yorumunda bulunan Talat, “Hristofyas hem ortaklarından, hem kiliseden hem de muhaliflerinden çekiniyor. Bu korkuları yüzünden çözüm konusunda adım atamıyor” dedi.
Talat, “Hristofyas’ın Kıbrıslı Türklere yaklaşımda en olumlu lider olduğunu ancak endişeleri nedeniyle bir yere varamadığını” da söyledi.