Ramada Otel'de gerçekleştirilen 'Nordic Consular Seminer 2012'ye Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, İsveç Krallığı Türkiye Büyükelçisi Hakan Akesson, İsveç İstanbul Başkonsolosu Torkel Stiernlöf, İsveç Antalya Fahri Konsolosu Nil Sağır ile İskandinav ülkelerinin konsolos, konsolos yardımcıları ve bu ülkelerle turizm bağlantısı bulunan seyahat şirketleri ve tur rehberleri katıldı.
2010 yılından beri Türkiye'de görev yaptığını söyleyen İsveç Krallığı Türkiye Büyükelçisi Hakan Akesson, en önemli görevlerden birisinin Türkiye ile ilişkileri iyi düzeyde kurmak olduğunu belirtti. İskandinav ülkelerinden gelen turist sayısının Türkiye'de arttığına değinen Akesson, şöyle konuştu: "Avrupa'da İskandinav vatandaşlarının fazla gittiği Türkiye gibi ikinci bir ülkenin olduğunu düşünmüyorum. Geçen yıllarda Antalya'ya gelen İskandinavyalı turist sayısı yaklaşık 1,5 milyon"
Bu sayının diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bir rakam olduğunu ifade eden Akesson, şunları söyledi: "İsveç vatandaşlarından yüzde 6'sı Türkiye'yi tercih ederken, bunlardan 3'te 2'si de Antalya'ya geliyor. Bu diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla bir rakam"
KIŞIN YAŞLI TURİSTLER GELİYOR
Kış döneminde yaşlı turistlerin Türkiye'ye önem verdiğini söyleyen Akesson, konuşmalarını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de bu güzel iklimi yaşamak için yaşlı insanların gelişi artıyor. Bu konuda ciddi bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Şu an mesleki hayatını icra edenler emekli olduktan sonra da Türkiye'yi yaşayacak yer olarak seçeceklerin sayısının oldukça fazla olduğunu düşünüyorum. Zaten Türkiye'de gayrimenkul alan İsveç vatandaşlarının sayısı artıyor ve bunun ileride daha da artacağını düşünüyorum."
Gayrımenkul alan İsveçli turistlerin ağırlıklı olarak Alanya'yı tercih ettiklerini kaydeden Akesson, ilerleyen yıllarda Side, Antalya, Çeşme ve Bodrum gibi yerleri keşfedip oralara da yerleşeceklerini söyledi.
Akesson, ayrıca, Gazipaşa Havaalanı'nın açılmasının da turistlerin otobüste harcayacakları zamanın azalması açısından çok faydalı bir gelişme olduğunu söyledi.
Seminerin İskandinav ülkeleri ve Antalya'daki yerel yöneticiler arasındaki ilişkileri geliştirmek açısından iyi bir toplantı olduğuna değinen İsveç İstanbul Başkonsolosu Torkel Stiernlöf ise, Türkiye'nin fantastik bir ülke olduğunu söyledi. İsveç vatandaşlarının deniz ve güneşi sevdikleri için Antalya'yı tercih ettiklerini kaydeden Stiernlöf, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen yıl Türkiye'ye gelen turist 1.5 milyon civarındaydı. Git gide arttığını görüyoruz belki bu yıl yüzde 10'luk bir artış olabilir"
KIŞ TURİZMİ İÇİN ANTALYA'DAKİ FİYATLAR DAHA UYGUN
İskandinav ülkelerinden gelen turistlerin Antalya'da hiçbir sorunla karşılaşmadıklarını kaydeden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, kış turizminin İskandinav ülkeleri ile kıyaslandığında Antalya'da fiyatların daha uygun olduğunu söyledi. Turistlerin dikkatini çekmek için bir sürü projeleri olduğunu ifade eden Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "İskandinav turistleri genellikle yaz aylarında güneş, kum ve deniz için Antalya'ya geliyor. Arzu ediyorum ki, kış aylarında da gelirler.
Özellikle üçüncü yaş grubu turistler kış aylarında ve sağlık turizmi için de gelebilir. İyi eğitimli, sakin İskandinav turistleri Antalya halkı için de uygun bir turist profili oluşturuyor"
CİNSEL TACİZ OLAYLARINDA MAĞDURU DÜŞÜNMÜYORLAR
Tur rehberlerini bilgilendirme amaçlı konuşma yapan Avukat Aydın Türkmenoğlu ise tatil döneminde turistlerin karşılaştığı cinsel taciz olaylarında yapılması gereken prosedürleri anlattı.
Özellikle dil konusunda problem olduğu için turistlerin ilk başta nelerin yapılması gerektiğini bilmediklerini söyleyen Türkmenoğlu, bu mağdurların en yakın arkadaşları ve tur rehberlerine başvurmak zorunda kaldıklarını anlattı. Yasal bir prosedür başlayıncaya kadar sürecin tamamen o rehberler tarafından yönlendirildiğini kaydeden Türkmenoğlu, şöyle konuştu: "Dolayısıyla o rehberlere birazcık da olsa temel hukuk bilgisi verilmesi, mağdur olan kişinin ne yapması gerektiğini anlattık"
Türkiye'de Avrupa ülkelerine göre bu prosedürün mağduru düşünmediğini ifade eden Türkmenoğlu, konuşmalarını şöyle sürdürdü: "Avrupa ülkelerinde mağduru çok düşünüyorlar, işlemleri hemen çabuk yapmak ve öncelikle mağduru bu travma durumundan çıkarmaya çalışıyorlar. Fakat Türkiye'de, bu çok uzun sürüyor. Önce polis ifade alıyor, sonra olay yerine götürebiliyor, sonra savcıdan talimat alarak hastaneye götürüyor, turist olduğu için hastaneye kabul edilmiyor, ilçe veya devlet hastanesine getirilme zorunlu tutuluyor. Bunları yaparken de 2-3 gün geçiyor, mağdur iyice travmalar alıyor. Dolayısıyla onlar da bu durumda şikayeti yapalım mı, yoksa kendi ülkemize gidip oradan mı şikayet yapalım diye düşünüyorlar."
Şikayetin olayın gerçekleştiği yerden yapılması gerektiğini anlatan Türkmenoğlu, şöyle konuştu: "Çünkü eğer bir cinsel saldırı söz konusu ise üzerinde kıl, saldırganın sperm izi ve başka deliller hemen anında toplanmazsa ileride kaybolabilir. Üç gün sonra bulunan şikayette savcılık delil bulamadığı için bir dava açmayabilir. Dolayısıyla bu durumda kıyafetlerin yıkanmaması, duş alınmaması gerekiyor"
Konuşmalarının ardından tüm konuşmacılara çiçek takdim edildi. Seminer sunumlarla devam etti.