Gerek deneysel ve gerekse saha çalışmalarının sonuçları, çay bitkisinin kuvvetli antioksidan etkisi nedeniyle kalp ve damar hastalıkları ile çeşitli kanserlerin gelişimini engelleyebileceğini ortaya koyuyor. Araştırmalarda çayın dikkati çeken bir diğer önemli yanı ise “nöroprotektif” etkisi, yani sinirler üzerindeki koruyucu özelliği. Çayın ileri yaşlarda algılama ve demans sorunlarının önlenmesindeki etkisini inceleyen bir araştırma, 55 yaş üzerinde ve herhangi bir demans sorunu bulunmayan 716 Singapurlu gönüllü üzerinde yürütüldü. Araştırmaya katılanlar çay tüketme sıklığı ve tükettikleri çay tipine (yeşil veya siyah çay) göre gruplandırıldı. Çay yerine kahve tüketenler ayrı bir grup olarak alındı. Gruptakilere ayrı ayrı hafıza ve algılama testleri uygulandı, hangi hızla algılayarak işlem yapabildikleri derecelendirildi. "ÇAYIN YARARI KAFEİNE BAĞLI DEĞİL" Prof. Dr. Erdem Yeşilada, miktarını abartmadan yeşil çay tüketmenin yaşlılık için iyi bir yatırım olarak düşünülmesi gerektiğini belirtti.
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, şunları söyledi: “Araştırma sonuçları; günde 1-2 bardak yeşil çay tüketmenin, yaşlılıkta algılama ve düşünme işlevlerindeki azalmayı istatistiksel olarak belirgin derecede önleyebileceğini ortaya koyuyor. Bu gözlemsel sonuç; bunamanın engellenmesi bakımından önemlidir. Araştırmanın bir başka önemli bulgusu da yeşil çaydaki yararın kahve tüketenlerde görülmemesi. Bu da yeşil çayın yararının kafeine bağlı olmadığını, muhtemelen yeşil çayın içerisindeki polifenolik bileşenlerin, özellikle epigallokateşin gallatın etkili olduğunu düşündürüyor.”