Ramazan ayında kilo alma riski olduğunu belirten Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, özellikle ramazan ayının ilk bir haftalık ya da 10 günlük döneminde organlar değişen ortama adaptasyon sağladığını söyledi. Oğuzhan, “Bu süreçte metabolizma yavaşlıyor. Çünkü az ürün geliyor, vücut da gelen az ürünle idare etmek zorunda kalıyor. Bu 10-15 günlük süreç sonrasında tüketimi artırırsak kilo almaya başlarız. Çünkü metabolizma 10-15 gün sonra gelen her gıdayı depolama eğilimine giriyor. Bir daha hiç yemek gelmeyecekmiş zannediyor. Bizim iftar sofralarımız zengin olur, iftar davetlerimiz çok olur. Bu davetlerde yemeğin dozunu kaçırırsak kilo alırız'' dedi. Oğuzhan, orucun sağlıklı insanlarda kalp ve damar sistemi üzerinde olumlu etkisi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Homosistein denilen maddenin miktarını azaltıyor, kanın pıhtılaşma özelliğini azaltıyor ve iyi huylu kolesterolü artırıyor. Bunlar olumlu etkiler. Açlık ve susuzluk kalp krizine yol açmıyor ama iftarda ara vermeden aşırı yemek yemek, kanın mideye hücum etmesine neden oluyor. Kanın mideye hücum etmesi sonucu da kalple ilgili şikayetler artabiliyor ve kalp krizi ortaya çıkabiliyor. Çalışmalar, kalp krizlerinin iftar ile sahur arasında olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla buradaki risk, aslında iftarda bol kalorili yiyecekler tüketmemizde. Sahurda da yemekten sonra hemen yatmamak lazım. Bu da sıkıntı oluşturabilir. Tabii tek sıkıntı kalple alakalı değil. Mide rahatsızlıklarını, reflüyü de tetikleyebilir.'' Oruç tutan kişilerin ramazan ayında gün içerisinde yarım saat ya da bir saat uyumalarının vücut direncinin sağlanması açısından yararlı olabileceğini söyledi.