Maliye Bakanı Tatar, KTTO Yetkilileriyle Görüştü

Bakanlık üst düzey bürokratlarının da hazır bulunduğu toplantıda Ticaret Odası, ekonomik programda odanın düşüncelerine ve çalışmalarına da yer verilmesini talep ederken Tatar, “yapısal bozukluklara değinerek gerçeklerle yüzleşip, popülizmden uzaklaşarak, konulara bakış açısının değişmesi gerektiğine” vurgu yaptı.

KTTO Başkanı Günay Çerkez, kayıt dışı ekonomiyle ilgili raporun kullanılmasından mutlu olduklarını belirterek, Tatar’ı 2013-2015 yıllarına yönelik ekonomik programla ilgili görüşlerinin yer aldığı raporu yüz yüze konuşmak ve görüş alış verişinde bulunmak için ziyaret ettiklerini söyledi.

“Bundan önce ekonomik programlar için halk arasında ‘Türkiye tarafından hazırlanır bize empoze edilir’ gibi bir görüş vardı ve biz bu yıl sizlerle birlikte hazırlayacağımız raporda bu görüşü yıkmak istiyoruz. Çünkü gerçekten biz kendi ekonomimizdeki sıkıntıları çok daha iyi bilen kişileriz. Bu anlamda sizlerle bu raporu paylaşarak görüşleriniz varsa bunları da almak istiyoruz. Umarız ki hükümetimiz Türkiye Cumhuriyeti kanadı ile yapacağı ve protokol haline dönüştüreceği raporda bizim görüşlerimiz de yer alacaktır. Amacımız halka hizmettir. Oda olarak sizlerle birlikte iş birliğine daima varız.”

Maliye Bakanı Ersin Tatar da konuşmasında, muhalefet, sivil toplum örgütleri ve bazı sendikaların topluma yaydığı gibi bu uygulamaların Türkiye’nin dayatması olmadığını belirterek, “Bunlar bizim teknik bürokratlarımız tarafından incelenmiş, hazırlanmış ve daha sonra Türkiye’nin bürokratları tarafından müzakere edilerek bir noktaya getirilmiş paketlerdir. Eski bürokratlarımız ve hükümetlerimize de haksızlık etmemek gerekiyor” dedi.

Tatar, 2010-2012 programının de aynı şekilde hazırlandığını, 2013-2015 dönemi için ise Ekonomi Bakanlığı önderliğinde çalışmaları biraz daha yaygınlaştırarak bölge toplantıları ile veya bazı örgütlerle görüşüldüğünü, Managment Center’de toplantı yapılarak bilgi ve görüşler alınarak progarmın tamamlanma noktasına getirildiğini söyledi.

“Ekonomik raporlar, çalışmalar veya diğer kararlar için esas olan hazırlanma aşaması değil zihniyettir. Düşünme ve gerçekleri görme meselesidir. Kıbrıs Türkleri olarak sürdürülebilir bir yapı ve kendi ayakları üzerinde güçlü bir şekilde durarak ileriye gideceksek bu devlette olan yapısal bozuklukların önlenmesi gerekiyor. Bunun için de bazı acil tedbirlerin alınması gerekiyor ve bu konularda önce kendi içimizde bir mutabakat sağlanması lazımdır. Çünkü eğer biz bu yapısal bozukluktaki yolda yürüyeceksek yine tıkanacağız. Zihniyet değişikliği gerekir; önemli ve cesur kararlar almamız, bazı gerçekleri görmemiz gerekir.

Sırf muhalefet olsun diye, hükümeti yıpratma adına popülist önerilerle bu işin yürüyemeyeceğinin açık ve net olduğunu ifade eden Tatar, “Dünyada bir kriz vardır. Bu kriz Avrupa’da yaygınlaşmıştır. Amerika’da da kriz devam ediyor. Güney Kıbrıs’ta kriz baş göstermiştir. Türkiye belki eski büyüme oranı ile değil ama büyüme ile yoluna devam ediyor. Ülkemizde de hazırlanan 2013-2014-2015 yılı ekonomik programında büyümenin ne olacağına iyi bakmamız lazım. Eğer biz bir takım yanlış öngörülerle yola çıkarsak sınıfta kalırız. Bir noktada hüsrana uğrarız ve bu yüzden tahminleri çok iyi yapmalıyız”.

Maliye olarak, vergi ve gelir rakamlarının çok iyi etüt etmeleri gerektiğini, bu bakımdan alt yapı oluşturulurken rakamlara çok iyi bakılması, gelirin giderin çok iyi tahmin edilmesi gerektiğini ifade eden Tatar, “Çünkü gerçekten de maliye ve bütçe yönetimi fevkalade önemlidir. Tahminlere dayalıdır. Bu tahminlerde yanılmamamız, gerçekçi olmamız lazımdır. Aksi taktirde daha sonra sıkıntıya gireriz” dedi.

“Ekonominin kayıt altına alınması çalışmaları çerçevesinde, güven ve istikrar ortamının devam etmesi ile buradaki yatırımcılara, bütün iş dünyasına, Türkiye hükümetinin bize verdiği destekle KKTC’nin içinde bulunduğu koşullarda karamsar olmamamız gerektiğini vurgulamak isterim. Dolayısıyla kendi ülkemize, kendi ekonomimize güvenmemiz gerektiğini ve yatırımlarla yolumuza devam etmemiz gerektiğini mesaj olarak vermek istiyorum.

Ama tabi ki bu programın oluşumunda esas itibarı ile biz eğer kendi kendimizi sorgulayacaksak, popülizmden uzaklaşma cesaretini hep birlikte göstereceksek o zaman bu programın anlamı olur. Aksi taktirde gerçeklerle yüzleşemezsek ‘bugünü geçirelim de tamamdır’ noktasında durursak kendi kendimize haksızlık ederiz diye düşünüyorum. Çünkü önemli bir takım yapısal bozukluklar vardır.

Cari bütçenin yapısına baktığınızda bir takım sıkıntılar olduğu gerçek. Maliye Bakanlığı merkezi bütçesinden 18 bin devlet çalışanı, 13 bin devlet emeklisi, 30 bin sosyal sigortalıya yılda çalışanlar dahil 300 Milyon TL katkı verilmekte. 7 bine yakın özürlü, engelli, malul gazi, şehit eşi gibi vatandaşlara 110 Milyon TL maaş ödenmekte. Şu an 68 bine yakın insan devletten maaş almaktadır ve bu rakam artarak devam etmekte, Maliye de bu yükü başarı ile götürmektedir.

Önemli olan artan emekli sayısını da dikkate alarak bu sorumluluğumuzu başarı ile götürebilmek ve tabi ki ülkedeki çeşitli kesimlere de katkılarımızı sürdürebilmektir. Çünkü insanlarımız bu hizmeti bekliyor. Eğer devlet başaracaksa büyüyen ekonomiden payını alması gerekiyor. O bakımdan ben bir kez daha bu ekonomiye güvenenlere, yatırım yapanlara, iş adamlarımıza, üniversitelerimize teşekkür etmek istiyorum.

Çünkü bu bir ekip işidir, hep birlikte başarıları yürüteceğiz, gerçekçi olmamız lazım. Ticaret Odası’nın çok iyi uzmanları tarafından hazırlanan bu rapordan muhakkak ki Maliye Bakanlığı olarak faydalanacağımız belirtmek istiyorum.”