Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında yaptığı açıklamada, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını savunduklarını ve Suriye’nin bölünmesine izin vermeyeceklerini belirterek, “Türkiye'nin güvenliğine tehdit teşkil edecek girişimlere biz asla müsamaha göstermeyiz. Suriye'nin kuzeyinde, Esad rejiminin katliamları acımasızca devam ederken, burada bir takım oldu bittilere girişilmesi, üzerinde dikkatle durulması, düşünülmesi gereken bir manzaradır. Türkiye, bu oldu bittilere asla göz yummaz” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında Ramazan ayında İslam dünyasından acı haberlerin geldiğini ve yürekleri parçalayan hadiselere şahit olduğunu söyledi. Suriye'de, Ramazan ayının ruhuna ve manevi iklimine tamamen ters bir biçimde, adeta oluk oluk kan akıtıldığını kaydeden Başbakan Erdoğan, ocakların söndürüldüğünü, sivil ve masum insanların evlerinde, sokaklarda hunharca katledildiğinin altını çizdi. “HALEP TARİHİNİN EN AĞIR SALDIRILARINDAN BİRİNE MARUZ KALIYOR” Suriye'de, Esad rejiminin, gözü dönmüş şekilde kendi halkına, kendi insanına ateş püskürmesi, esasında bir paniğin, çaresizliğin, akıl tutulmasının göstergesidir.” “ESAD, AKIBETİNİN ÖNCEKİ DİKTATÖRLERDEN FARKLI OLMAYACAĞINI ARTIK İYİCE ANLADI” Bu mübarek Ramazan akşamlarında, millet olarak Suriyeli kardeşlerimize en kalbi dualarımızı gönderiyoruz. İnşallah, zafer Suriye halkının olacaktır. İnşallah, Suriye'de zalimler kaybedecek, Hak galip gelecektir. Bizler de bu yönde dua etmeye, Suriyeli kardeşlerimizle gönül birliği yapmaya, onlara destek vermeye devam edeceğiz. Suriye halkının bağımsızlık, özgürlük, hak ve adalet mücadelesini, bugün her zamankinden daha fazla destekliyor; tüm Suriye halkına selam ve dayanışma mesajlarımızı iletiyoruz” diye konuştu. “SURİYE’DEKİ OLAYLARA DUYARSIZ KALAMAYIZ” Bin yıldır bölgede olan, bin yıldır bölgenin başı sıkıştığında, tüm imkanlarıyla bölge insanının yanı başında bulunan Türkiye'nin, bugün yaşananlara seyirci kalması, kalabilmesi mümkün müdür? Krizler, sıkıntılar, sorunlar karşısında hemen sırtını dönen, yüzünü dönen, umursamaz bir Türkiye, büyük bir ülke, büyük bir devlet olabilir mi? Bunların yanında, Ortadoğu'daki her gelişme, her kriz, her sorun, doğrudan doğruya bizi, ülkemizi, milletimizi, ekonomimizi ilgilendiriyor. Bölgedeki istikrarsızlık, doğrudan ya da dolaylı olarak bizim istikrarımızı, refahımızı, ticaretimizi, turizmimizi, yatırımlarımızı etkiliyor” dedi. “SURİYE, ULUSLARARASI KAMUOYU İÇİN TURNUSOL KAĞIDI OLMUŞTUR” “Suriye'de yeni bir dönem başladığında, Türkiye alnı ak, vicdanı ak şekilde yolunda ilerleyecektir. Ancak, bazı ülkeler, bazı uluslararası kuruluşlar, akan kana seyirci kalmanın, tepkisiz kalmanın, sessiz kalmanın ağır bedelini muhakkak ki vicdanlarında kara bir leke olarak taşıyacaktır. Suriye, bir kez daha uluslararası kamuoyu için turnusol kağıdı olmuştur. Kendi çıkarları için akan kana seyirci kalanlarla, insanlığın, insafın, vicdanın yanında saf tutanlar belirgin bir hale gelmiş, ayrışmıştır. Biz, bu aziz millet bizden ne bekliyorsa onu yaptık ve yapıyoruz. Bu aziz millet ve bu milletin hükümeti, kendisine yakışanı yaptı ve yapıyor. Hiç kimsenin endişesi olmasın; Türkiye, akılcı, adaletli, hakkı ve hukuku gözeten tavrıyla, tarihinden aldığı miras ve misyonla, en doğru politikaları savunmaya ve uygulamaya devam edecektir. Türkiye, vakur, ne yaptığını bilen, kendi çıkarlarını da, kardeş halkların çıkarlarını da gözeten bir anlayışla, kararlı, azimli şekilde yoluna devam edecektir.” Türkiye’nin en başından itibaren Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını savunduğunu ve Suriye’nin bölünmesine, etnik ve mezhebi bir ayrışmaya gitmesine karşı çıktıklarını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de, her etnik grubun, her mezhebin, her inancın kendini özgürce ifade edebileceğini, yönetimde kendisini temsil edebileceğini, eşit vatandaşlar olarak ülke idaresinde görev ve yetki alacağı parlamenter bir demokratik sistemi samimiyetle savunduklarını belirtti. “ARAKAN’DA YAŞANAN İNSANLIK DRAMINA SESSİZ KALAMAYIZ”
Suriye'de rejimin, halkın en meşru talep ve arzularına, en ağır silahlarla, toplu kıyım ve katliamlarla cevap verdiğini belirten Başbakan Erdoğan, Hama, Humus ve Dera gibi kentlerin ardından, bugünlerde Halep şehrinin de, havadan ve karadan acımasızca hedef alındığını kaydetti.
“Tarihiyle, kültürüyle, medeniyet iklimiyle bizim Gaziantep şehrimizden, Şanlıurfa’mızdan, Hatay, Kilis’imizden hiçbir farkı olmayan; sakinleri bizim kardeşimiz olan Halep, tarihinin en ağır saldırılarından birine maruz kalıyor” diye konuşan Başbakan Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
“Şam ve Halep şehirleri, tarihleri boyunca defalarca kuşatıldılar, işgal edildiler, yağmalandılar, toplu cinayetlere, katliamlara maruz kaldılar. Bu iki şehir, tarih boyunca, çok büyük kahramanlara ev sahipliği yaptılar; büyük kahramanlar çıkardılar, zalimlere, canilere, despotlara gereken cevabı en güçlü şekilde verdiler.
Şam'da, Halep'te, yıkılışlarının hemen ardından doğrulmayı, uyanmayı başardılar; İslam coğrafyasının merkez şehirleri olarak yeniden inşa edildiler, imar edildiler. İnşallah, bu iki şehir, bugün de, Suriye'nin diğer tüm şehirleriyle birlikte zalimlere kendi öz evlatlarıyla gereken cevabı verecek; bir kez daha cesaretin, adaletin ve hakkın üzerinde yeniden inşa edilecektir.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın ve yoldaşlarının, sorlarının geldiğini ve akıbetlerinin kendilerinden önceki diktatörlerden farklı olmayacağını artık iyice anladıklarını söyleyen Erdoğan, son günlerde artan zulümün ve gaddarlığın, kaçınılmaz sonun yaklaştığının bariz sinyalleri olduğunu kaydeden Erdoğan, “Kardeş Suriye halkı da, Ortadoğu'da, artık bu eli kanlı diktatörden; onun, kan üzerine bina edilmiş rejiminden inşallah kurtuluyor. Bugün bir kez daha kardeş Suriye halkına sabır, metanet ve dirayet temenni ediyoruz.
Türkiye'nin Suriye politikasını, içerde ve dışarıda belli çevreler, belli odaklar tarafından son derece yersiz, haksız ve insafsız şekilde eleştirilere maruz kaldığını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin büyük bir ülke, güçlü bir devlet olmasından rahatsızlık duyan çevrelerin, bölgesel meselelere olan ilgimizi farklı yerlere çekerek, Türkiye'yi hedef haline getirmeye gayret gösterdiklerini ifade etti.
Suriye’nin, Türkiye’nin en uzun sınırı paylaştığı bir ülke olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, “Biz Suriye ile ortak bir tarihi, ortak bir kültürü, ortak inançları paylaşıyoruz. Sınırın her iki tarafından akrabalar, dostlar, kardeşler bulunuyor. Suriye'de bir halka topluca zulmedilirken, biz susabilir miyiz? Suriye'de her gün şehirler bombalanırken, biz tepkisiz kalabilir miyiz? Suriye'de her gün kan akarken, kan akıtılırken, biz bunu seyredebilir miyiz? Eğer susarsak, eğer tepkisiz kalırsak, eğer seyirci olursak, soruyorum, biz kendi tarihimize, tarihimizin büyük şahsiyetlerine, onların da ötesinde kendi vicdanımıza bunu nasıl izah edebiliriz?
Suriye'deki olayların dikkatle ve hassasiyetle takip etmemiz gereken olaylar olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, Suriye'nin içişlerine karışmadan, ama Suriye'nin istikrar ve refahını da gözeterek, durması gereken yerde durmuş; tutarlı, akılcı, hakkaniyet ölçüsünde bir politika izlediğinin altını çizdi.
Türkiye’nin, kendisine yaraşanı yapmış; büyük bir devlet olarak hakkın, hukukun, adaletin yanında yer aldığını belirten Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
Suriye konusunda yarım ağız konuşanlar, rejimin yanında yer alanlar, en kanlı katliamları gerçekleştirirken bile rejime destek verenler, bugün mahcup olmuş, millet nezdinde bir kez daha itibar kaybetmiştir.
“SURİYE’NİN BÖLÜNMESİNE KARŞI ÇIKIYORUZ”
“Kanlı Esad rejiminin, bölgenin istikrar, barış ve huzurunu hedef alacak şekilde, giderayak bir takım provokasyonlara girişmesini asla ve asla kabullenmeyiz” diyen konuşan Başbakan Erdoğan konuşması söyle devam etti:
“Esad rejiminin on yıllar boyunca zulmettiği, kimliklerini bile tanımadığı kesimleri bugün ateşe sürüklemesi karşısında herkes dikkatli ve sağduyulu olmalıdır. Yangından mal kaçırma anlayışıyla ortaya konan tavır ve eylemler, hiç kimseye fayda sağlamaz.
Özellikle, Türkiye'nin güvenliğine tehdit teşkil edecek girişimlere biz asla müsamaha göstermeyiz. Suriye'nin kuzeyinde, Esad rejiminin katliamları acımasızca devam ederken, burada bir takım oldu bittilere girişilmesi, üzerinde dikkatle durulması, düşünülmesi gereken bir manzaradır. Türkiye, bu oldu bittilere asla göz yummaz.
Güvenliğimizi tehdit eden, iç barışımıza ve huzurumuza yönelik her girişim, her eylem karşısında kararlı bir duruş sergilemeye, aktif tutum izlemeye devam edeceğiz.”
Myanmar'da, Arakan Bölgesinde yaşanan insanlık dramı karşısında sessiz kalmayacaklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, “Arakan’da, Müslümanların kadın çoluk çocuk demeden katledilmelerine, tehcir edilmelerine uluslararası toplum seyirci kalmamalıdır. Dışişleri bakanlığımız bu hususta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri nezdinde girişimde bulunmuştur. Myanmar siyasi yetkilileri nezdinde de girişimlerimizi yapmış ayrıca bölgeye yardım çalışmalarımızı da başlatmış bulunuyoruz” dedi.