|
|
Kamu- Sen Başkanı Mehmet Özgardaş imzalı mektup şöyle:
"UBP’nin seçim öncesi halkımıza verdiği yalan vaatlerle hükümet olmasından sonra, ülkemiz yangın yerine döndü… Esnafımızın birçoğu iflas etti. Sanayici, üretici, hayvancı, memur, işçi, tüm kesimler şikayetçi.
Özelleştirme Yasası, Göç Yasası, Sosyal Sigortalar Değişiklik Yasası… insanlarımızın geleceğini karartan ne kadar yasa değişikliği varsa yaptılar.
Son üç yılda reel alım gücümüz de % 40 kayıp olmasına rağmen (DPÖ verilerine göre de üç yıllık toplam HP % 24,42) üç yılda verilen artış net % 3- % 4 olmuştur. Daralan bu ekonomi; işsizlik, göç, iflaslar ve binlerce işyerinin kapanmasına neden olmuştur.
Ülkemiz; mafyaların, çetelerin ve tefecilerin hakim olduğu, hukukun dahi onlara karşı işleyemediği bir duruma gelmiştir.
Partizanlık, şaibeli ihaleler ve alımlar, akıl almaz değişken “ÇET RAPORLARIYLA” peşkeş çekilen araziler ve daha neler… Tüm bu nedenlerle UBP hükümeti gitmelidir. UBP’nin hükümetten gitmesi ve erken seçime gidilmesi yönündeki diğer iki muhalefet partisiyle olan işbirliğinizi destekliyoruz. Ancak sizlerinde bu halka vermiş olduğunuz sözler var! Halkımız artık bu sözlerin sözde kalmasını değil uygulamaya konmasını istiyor.
Halkımızın büyük bir kısmı bu seçim sistemi ile erken seçime gidilse dahi, mevcut durumun pek fazla değişeceğine inanmıyorlar.
Nedeninin bazıları ise şunlardır: Hükümet olan ve/veya hükümete ortak olan hiçbir parti yolsuzluklarla, hırsızlıklarla mücadele etmedi. Hep yapanın yanına kar kaldı… Batık bankalardan çalınan yüz milyonlarca dolar ve Kalkınma Bankası ile diğer bazı Kamu Bankalarından usulsüzce alınan ve geri ödenmeyen milyon dolarlar… İhalelerde yapılan usulsüzlükler, vergi kaçakçılığı, rüşvet ve daha birçok yasa dışılıklar sonuçlanmadı ama herkes suskun, hukuk aciz… Milletvekillerinin bazılarının ahlaki olmayan bir şekilde ve bazen de dıştan dayatılarak parti değiştirmeleri ve halkın siyasi iradesine saygısızlık yapmaları, mafyaların, çetelerin ve tefecilerin ahtapot gibi ülkeyi sarmalarına fırsat verilmesi, hukuksuzluğun hukuk olmasına, her dönem partizanlıkların artarak sürmesine, siyasi irademize müdahale edilmesine göz yumulması, hatta bazen hükümet olma uğruna müdahalelere davetiye çıkartılması, Kıbrıs Türk Halkının giderek tükenmesinin temelinde ise değişimi ister gibi görünüp, siyasi güçlerini bugünkü mevcut yapıdan alan bazı siyasilerin, halkın önünü açacak olan “Siyasi Partiler Yasası ile Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın” değiştirilmesine gösterdikleri gizli karşı duruştur… KAMU-SEN olarak dememiz şu ki; halkımızın psikolojisinin bozulmasına neden olan bu hükümet gitsin. Bunun için de erken seçim zorlansın. Ancak; önce Siyasi Partiler Yasası ile Seçim ve Halk Oylaması Yasasını değiştirin ve KKTC’yi tek seçim bölgesi yapın.
Batık bankalardan hortumlanan yaklaşık 500 milyon doları çalanlardan bu paraları geri alacağınızın sözünü verin. Kalkınma Bankasından ve diğer Kamu Bankalarından usulsüz olarak alınıp, belgeleri yok edilen milyon dolarların hesabını sorun.
Halkı; vergi kaçıranlardan, mafyalardan, çetelerden ve tefecilerden kurtarın.
Partizanlığı kaldıracak kesin çözümler getirin.
Kısacası; halkımız ve bizler kötüden kurtulmak istiyoruz, ancak yerine de kötünün iyisini değil, iyilerin iyisini istiyoruz.
Bunun için de seçim sisteminin değiştirilmesi şarttır.
Bu yazdıklarımızın tümünü sizlerle de birçok defalar TV’lerde, basında ve meydanlardaki konuşmalarda dile getirmiştiniz… Sayın Başkan, yoksulluk, göç, acı, çözümsüzlük ve çağdışı, yaşamak kaderimiz değildir. Lütfen bu halkın önünü açacak konusunda bilgili, dürüst ve geçmişi hiçbir karanlık işe karışmamış, şaibe altında olmayan siyasi oluşumların gerçekleşmesini sağlayacak ve mecliste çalışmalarına devam ettiğini bildiğimiz Komitenin gündemindeki Siyasi Partiler Değişiklik Yasası ile Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın biran önce geçmesi için baskı kurunuz.
Bunların yapıldığını görmemiz halinde üç muhalefet partisinin ortaya koyduğu “Erken Seçim” baskısını tüm gücümüzle destekleyeceğiz. Saygılarımla."