|
|
Komisyon Başkanı Nimet Baş ve tüm komisyon üyelerinin katıldığı toplantıda, 4 aylık çalışma sonucu hazırlanan Komisyon Raporu TBMM Başkanı Çiçek'e sunuldu. Baş, bu raporla darbeler konusunda 'Pandora'nın kutusunun' açıldığını söyledi. Meclis Başkanı Çiçek de, 'darbeler kapsamında yaşanan tüm olayların tüm yönleriyle ortaya çıkmasının mümkün olamayabileceğini ancak bu raporla darbeler üzerindeki sis perdesinin büyük bölümünün kaldırıldığını' kaydetti. Komisyona teşekkür eden Çiçek, raporun TBMM Genel Kurulu'nda değerlendireceğini de anımsattı.
CHP VE MHP'DEN 'AYRIŞIK RAPOR'
Komisyonun CHP'li üyesi Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş ise, Komisyon raporunun içeriğine katılmadıklarını belirterek, hazırladıkları 'ayrışık raporu' Çiçek'e verdi. Toptaş, ancak Komisyon Raporunun sonuç ve öneriler bölümünü oy birliği ile kabul ettiklerini söyledi.
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de, MHP olarak ayrı bir rapor hazırladıklarını söyledi. BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise gülerek, "Bizim ayrışık raporumuz yok Sayın Başkan" dedi.
"BİR KAPI ARALANMIŞTIR"
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, hazırladığı raporu TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e sundu. Tüm komisyon üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan Çiçek, raporun hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. Tarihi bir an yaşandığını belirten Çiçek, 24’ncü dönem parlamento çalışmaları içinde en önemli çalışmanın Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun çalışmaları olduğunu söyledi. Komisyonun davetine icabet ederek bilgi sunan herkese de teşekkür eden Çiçek, “Geçmişte maalesef bu davetlere icabet olmadığı dönemleri de yaşadık” dedi.
Komisyonun önemli bir görev yaptığını, anayasal bir görevi gerçekleştirdiğini ifade eden Çiçek, raporun Türkiye’nin geleceği ve geriye dönük yaşanan olaylar açısından önemli olduğunu söyledi. Bu raporun öneminin bundan sonraki dönemde daha çok anlaşılacağını ve referans bir rapor olacağını vurgulayan Çiçek, raporun 4 ay gibi kısa bir sürede hazırlandığını söyledi. Çiçek, “Elbette böylesine karışık, karmaşık, üzerinde sis perdesi olan, perde arkasında da pek çok gerçeğin yattığı, ölenlerin, öldürenlerin, mağdurların, mağduriyetlerin, acıların yaşandığı dönemlerde ilgili gerçekleri 4 ay gibi kısa zamanda tüm yönleriyle ortaya çıkarmak mümkün olmayabilir. Ama inancım odur ki; sis perdesinin önemli bir kısmı aralanmıştır, bir kapı aralanmıştır” diye konuştu.
“DARBELER HİÇBİR ŞEYİN ÇARESİ DEĞİL”
Bu raporla her şeyin bitmediğini, yapılacak pek çok çalışma bulunduğunu kaydeden Çiçek, bu çalışmaların bir kısmının Meclis’te bir kısmının da araştırmacılarca yapılabileceğini söyledi. “Darbeler hiçbir şeyin çaresi değil” diyen Çiçek, sorunların çözümü için çarenin demokrasi ve demokrasiyi kurumsallaştırmak olduğunu söyledi. Çiçek, “Demokrasi dışı arayışlarla toplumun hiçbir sorunun çözülemeyeceğini, yaşadıklarımızla açık, net görmüş oluyoruz. Darbelerin birinci derece mağduru TBMM’dir. Zaman olmuş TBMM’nin faaliyetleri kısıtlanmış, zaman olmuş kapatılmıştır. Darbelerin mağduru olan bir kurumdan böyle bir raporun çıkması başlı basına anlam ifade ediyor. Bu çalışma Meclis’e güveni de büyük ölçüde artırmıştır” dedi.
Çiçek, bu çalışmanın yeni anayasa çalışması yapan Uzlaşma Komisyonu’na örnek olması dileğini de ifade ederek, “Temenni ederiz ki Yeni Anayasayı da böylece bitirelim. Bu çalışma birlikte de bazı işleri tartışabileceğimizi içeriğinde farklı değerlendirmeler olsa bile sonuçlarda mutabakat kalabileceğimiz göstermesi acısından önemli” dedi.
Çiçek, Raporun Meclis Genel Kurulu’na gelerek değerlendirileceğini de sözlerine ekledi.
“DARBELERİN HEPSİ GAYRİ HUKUKİ, GAYRİ İNSANI, GAYRIMEŞRUDUR”
Komisyon Başkanı Nimet Baş ise, hazırladıkları raporun yakın tarihin karanlık noktalarına olduğu kadar demokrasi ve hukuk yolundaki geleceğe de ışık tutacağını belirterek, “Türkiye'nin demokrasi ve darbeler tarihine bakan herkes bundan sonra bu raporu görmek durumundadır” dedi.
Baş, 1960, 1971,1980 ve 1997 darbe ve müdahalelerinin hepsinin gayrimeşru, gayri hukuki ve gayri insani olduğunu vurgulayarak, “Gerekçeleri ve sonuçları da gayrimeşru ve gayri hukukidir. Darbe süreçlerinde büyük acılar büyük mağduriyetler yaşanmıştır. Yaşanan mağduriyetlerin ortadan kaldırılması için demokrasi yolunda henüz daha almamız gereken çok mesafe var. Darbe süreçlerinde basta idam edilenler olmak üzere yaşatılan bütün acılar ortak acılarımızdır. Darbe dönemlerinde zulme maruz kalan farklı sosyal kesimlere yaşatılan acılar arasında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Ülkemiz adına, milletimiz adına siyaset kurumu adına TBMM adına darbecilerin insanımıza yaşattığı bütün acıları kalpten sahipleniyoruz” diye konuştu.
“NEDAMETLERİNİ DİLE GETİRDİLER”
Bu raporun darbeler ile ilgili olarak Pandora’nın kutusunu açtığını belirten Baş, şunları kaydetti:
“Komisyon çalışmalarımız Türkiye’nin demokrasi yolunda aştığı eşiklerden biri göstermiştir. Demokrasi ve hukuk yolundan geri dönülmez bir noktadayız. Geçmişte TBMM’nin iradesine ve çağrısına kafa tutanlar Komisyonumuzda defalarca nedametlerini dile getirmişlerdir. Bizler bu araştırma vesilesiyle demokraside aldığımız mesafelerin görülmesi ve alacağımız yolun kısalmış olmasını görmekten dolayı son derece memnuniyet duymaktayız. Çok güzel bir iş birlikte başarılmıştır. Bize göre demokrasiyi karartmak üzere devletimizin içindeki bütün karanlık odalarda saklanan isimler ve evraklar mutlaka teşhir edilmelidir. Hukuki olmayan hiçbir bilgi devlet sırrı olmamalıdır. Bir daha darbelerin olmaması, bir daha faili meçhullerin olmaması bir daha hukuk kapısının vatandaşın üzerine kapanması için bütün karanlık odalar mutlaka ama mutlaka havalandırılmalıdır.”
Baş, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakana ile CHP, MHP ve BDP’ye de teşekkür etti.