Denktaş “komedi” olarak nitelediği bu durumun sona erdirilebilmesinin tek yolunun erken seçim olduğunu iddia etti.
Serdar Denktaş yazılı açıklamasında, “Gazeteleri okurken, verilen beyanatlar yaşanan gariplikler ‘gülelim mi ağlayalım mı halimize’ dedirtmekten öteye geçememektedir” dedi.
Sendikaların bir eylemine karşın polisin açtığı “uygunsuz davranış” davasının tam anlamı ile komedi olduğunu savunan Serdar Denktaş, “Öğretmenlerimiz elbette okul içindeki kılık kıyafetlerine dikkat etmelidir ve öğretmenlerimizin bu duyarlılığa genel olarak sahip oldukları bilinmektedir. Bu konuda Yönetmelik yayınlamakla başlayan gariplikler zinciri sendikanın uygunsuz eylemi ile davalık olmuşsa birilerinin “uygun” eylemin ne olduğunu da bir yönetmelikle duyurması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Güney Kıbrıs’ta yaşanmakta olan ekonomik krizle ilgili olarak “Başbakanımızın oraya da bakacağı” şeklindeki haberin ise ülkenin her ferdi ile dalga geçmekten başka bir şey olmadığını iddia eden Serdar Denktaş, “Türkiye’nin bir yetkilisinin belki de dalga geçmek için söylediği bir sözü böylesine ciddiye alarak yorum yapan, dahası söyleneni tekrarlayan bir Başbakanımız olduğu için ne kadar övünsek azdır” dedi.
İleri sürülen “borcunu bir şirketin elektriğini kestiği için bir bakanın talimatı ile elektrik santralına su veren kuyuların mühürlettirilmesi olayının da tam bir başyapıt olduğunu” öne süren Serdar Denktaş, açıklamasında şöyle dedi:
“300 TL borcu olan ve sigorta yardımı ile hayatını idame ettiren yaşlıların,1300 TL borcu var diye borcunun yarısını ödemek istemesine rağmen işyerinin elektriği kesilen gencimize çare bulmak yerine, büyük şirketleri korumak adına kendi birimine su veren kuyuları mühürlemek gerçekten üstün bir devlet yönetimi gösterimidir.”
Denktaş, “Yukarıda sadece bir günlük gazetelere bakarak ortaya koyduğumuz komedi artık bir an önce sona erdirilmelidir” dedi.